EDISYON:

Mücahit bir sufî: İsmail Heniyye

04:0023/08/2024, Cuma
G: 23/08/2024, Cuma
Mahmut Ay

“Babam, sufî idi; tarikat şeyhiydi. Evimizde daima sufîleri misafir eder ve zikir meclisleri kurardı. Çocukluğumda böyle bir iklimde büyüdüm. Evimize yakın bir tekke vardı. Babam o tekkenin şeyhiydi; ben de oradaki zikir meclislerine katılırdım. Orada mevlid meclisleri olurdu, taziyeler tekkede yapılırdı. Taziyelerde, üç gün boyunca Kur’an-ı Kerim okunurdu. Ben de bu meclislerde Kur’an okuyanlardandım. Yetmişli yılların ortalarına kadar bu zikir meclislerine katıldım. Babam, aynı zamanda evimize


“Babam, sufî idi; tarikat şeyhiydi. Evimizde daima sufîleri misafir eder ve zikir meclisleri kurardı. Çocukluğumda böyle bir iklimde büyüdüm. Evimize yakın bir tekke vardı. Babam o tekkenin şeyhiydi; ben de oradaki zikir meclislerine katılırdım. Orada mevlid meclisleri olurdu, taziyeler tekkede yapılırdı. Taziyelerde, üç gün boyunca Kur’an-ı Kerim okunurdu. Ben de bu meclislerde Kur’an okuyanlardandım. Yetmişli yılların ortalarına kadar bu zikir meclislerine katıldım. Babam, aynı zamanda evimize yakın bir mescidin müezziniydi. Daha ben altı yaşlarındayken, beni sabah namazı için kaldırırdı. O zamanlarda yollarda ve camilerde elektrikli lambalar yoktu; babamla birlikte el feneriyle camiye giderdik. Feneri ben tutardım. Sabah namazını babamla beraber o yaşlardan itibaren cemaatle kılardım. İşte çocukluğum ve gençliğim böyle bir ortamda geçti.” (https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=-FUgk5NCi0Lw).

Bu sözler, yakın zamanda müminlere örnek olacak bir hayat yaşayıp, yine onları gıpta ettirecek onurlu bir şehadetle âlem-i cemâle göçen İsmail Heniyye’ye ait. Heniyye’nin, ilahiler okuyarak bir zikir meclisini yönettiğine dair görüntü ise, hakikaten insanın içini ısıtıyor ve “Ah keşke ben de orada olabilseydim!” dedirtiyor. (https://www.youtube.com/watch?v=8xs2cKdj6YA).

Heniyye gibi, kendisini ve ailesini îlâ-i kelimetullah davasına ve ümmet adına Filistin’deki onurlu direnişe adamış örnek bir mücahidin, sufî meşrep olmasında, iki yönlü ders vardır: 1. Zaman zaman tasavvufî düşünce ve kültürün, Müslümanları atâlete ve tembelliğe sevk ettiğine, cihat ruhundan uzaklaştırdığına dair eleştiriler yapılır. Heniyye gibi bir şeyh çocuğunun, sufî meşrep bir zatın, önemli bir cihat hareketinin lideri olması, bu eleştirinin yersizliğinin en somut örneklerindendir. 2. Kendilerini tasavvufun bir şekilde temsilcisi, savunucusu, sözcüsü gibi gören bazı kişilerin; ümmeti, milleti, dünyayı, İslâm coğrafyasını ya da ülkemizi ilgilendiren temel meselelerde, maalesef ya sessiz kaldıklarını ya da yanlış bir pozisyon aldıklarını görüyoruz. Ya da bunların, tüm ümmeti ilgilendiren, Müslümanların ve İslâm’ın geleceğini tehdit eden onca önemli mesele varken; fındıkkabuğunu doldurmayacak lüzumsuz meselelerle uğraştıklarını, tasavvufun ruhundan ziyade şekle odaklandıklarını, hatta tarikat içi problemlerle hem tarikat mensuplarını hem de tüm ülke insanlarını lüzumsuz yere meşgul ettiklerini görüyoruz. Hâlbuki Heniyye, tasavvufun ruhunu özümsemiş bir mümin olarak, Müslümanların onurunun ayaklar altına alınmaya, Kudüs’ün işgal edilmeye, Mescid-i Aksa’nın katiller sürüsünün kirli postallarıyla çiğnenmeye çalışıldığı bir ortamda; bu meselelere bigâne kalıp bir şeyh çocuğu olarak, bir köşede tekke açıp suya sabuna dokunmadan posta oturmayı yeterli bulmamıştır. Bunca hayati mesele varken, son derece basit ve lüzumsuz meselelerle kendini ve ümmeti meşgul etmemiştir. Sufi meşrep bir zat olarak Heniyye’nin cihadı ve onurlu mücadelesinde, aslında tüm sufîler için muazzam dersler vardır.

O, bize tasavvufun dünyadaki olaylardan değil, dünya sevgisinden el etek çekmek olduğunu, cübbe-sarık ya da haydariyye-arakiyye giymekten ibaret olmadığını; asıl dervişliğin zulüm karşısında kefenini giyip zalimlere karşı var gücüyle hak yolunda mücadele etmek olduğunu ve en büyük zikir meydanının cihat meydanı olduğunu yaşayarak göstermiş mücahit bir sufîdir.

O, bize zikir meydanında, Cenâb-ı Hakk’ı zikrederken muhabbetullahın cezbesine kapılan hakiki dervişin, yeri ve zamanı geldiğinde cihat meydanında da şehadetin cezbesine kapılarak en ön safta gözünü kırpmadan, korkusuzca ve onurluca nasıl mücadele edeceğini öğretmiştir.

O, bize “geceleri abid, gündüzleri mücahid” bir Müslüman nasıl olunur onu öğretmiştir. O, nefsiyle cihadından zaferle çıkan bir sufînin zalim küffar karşısında nasıl sağlam ve metanetli bir duruş sergileyebileceğini göstermiştir. O, nefsini yenebilmiş bir dervişin, ölüm korkusunu nasıl yeneceğinin ve korkusuzca şehadete nasıl koşacağının en güzel örneğini sergilemiştir. O, zikrullah ile elde edilen manevî hâllerin, insanın gönlünden dünya sevgisini nasıl söküp attığını uygulamalı bir şekilde göstermiştir. O, bize; o güleç yüzüyle, hakiki dervişliğin, en ağır şartlarda bile insanın yüzünden tebessümü eksik etmemek olduğunu bilfiil öğretmiştir. O, büyük cihatta galip gelenin, küçük cihatta nasıl kolaylıkla başarılı olacağını yaşayarak anlatmıştır.

Hiç şüphesiz, tarih onu Şeyh Arslan, Nureddin Zengi, Selahaddin Eyyûbî, Necmüddin Kübra, Ebu’l-Hasan Sâzelî, Fatih Sultan Mehmet, Akşemsettin, Şeyh Osman Fûdî, Şeyh Şamil, Ömer Muhtar, Ahmed Şerif Senûsî, Emir Abdulkadir Cezâirî, Muhammed Ahmed Mehdî, Muhammed b. Abdülkerim Hattâbî, Muhammed Mekkî Kettânî, Şeyh Ferhan Sa’dî, Şeyh İzzeddin Kassam, Bedreddin Hasenî, Muhammed Hâşimî, Ebu’l-Hayr Meydânî, Ebu’ş-Şâmât, Muhammed Saîd Burhânî, Abdulhalim Çelebi, Mehmed Şemseddin Dede, Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi, Ata Efendi, Lâdikli Ahmed Ağa, Cemal Öğüt ve Abdülhakim Arvâsî gibi zahitlik ile mücahitliği birlikte yaşamış mücahit sufîlerin son örneklerinden biri olarak anacaktır.

Eminiz ki, Heniyye vuslatı en güzel şekilde yaşadı. Bize de, ona gıpta etmek ve sıramızı özlemle beklemek düştü. “Müminlerden öyle yiğitler vardır ki, Allah’a verdikleri sözü sadakatle yerine getirmişlerdir. Onlardan kimi canını vererek adağını ödemiştir. Kimi de şehit olmayı özlemle beklemektedir.” (Ahzâb 33/23).

#Aktüel
#Hayat
#Din
#Mahmut Ay

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.