EDISYON:

Millî Mücadele’mizde sûfîlerin katkıları

04:006/09/2024, пятница
G: 6/09/2024, пятница
Mahmut Ay

Asırlarca ordusuna hem dua ve himmetleriyle manen hem de kılıçlarıyla bilfiil destek veren sûfîlerin, Millî Mücadele zamanında memleket işgal altındayken, onu kurtarmak için gayret etmemiş olmaları düşünülemezdi. Nitekim sûfî şeyhler, memleketin dört bir tarafında, halkın işgalcilere karşı şuurlandırılıp örgütlenmesinde ve kuvâ-yı milliye teşkilatlarının kurulmasında önderlik ettikleri gibi, dergâhların gizli toplantı ve istihbarat merkezi, lojistik merkez ve cephanelik olarak kullanılmasını da

Asırlarca ordusuna hem dua ve himmetleriyle manen hem de kılıçlarıyla bilfiil destek veren sûfîlerin, Millî Mücadele zamanında memleket işgal altındayken, onu kurtarmak için gayret etmemiş olmaları düşünülemezdi. Nitekim sûfî şeyhler, memleketin dört bir tarafında, halkın işgalcilere karşı şuurlandırılıp örgütlenmesinde ve kuvâ-yı milliye teşkilatlarının kurulmasında önderlik ettikleri gibi, dergâhların gizli toplantı ve istihbarat merkezi, lojistik merkez ve cephanelik olarak kullanılmasını da sağlamışlardır.

Mustafa Kemal Paşa Samsun’a gittiğinde, onu ilk karşılayanlar arasında Rifâî şeyhi Ali Baba vardır. Paşa, Ali Baba’nın oğlunun sahibi olduğu Mesudiye otelinde yirmi iki gün misafir edilmiştir. Erzurum ve Sivas kongrelerinde, Erzincanlı Nakşî şeyhi Fevzi Efendi (ö. 1924), önemli vazifeler üstlenmiştir.

Nakşî şeyhi Atâ Efendi’nin (ö. 1936) postnişinliğini yaptığı Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi, İstanbul’dan Anadolu’ya gizlice geçiş yapmak isteyen Millî Mücadele taraftarı paşalar ve siviller için çok önemli bir mekân olmuştur. Bir nevi istihbarat merkezi gibi kullanılan bu tekke, gizli silah sevkiyatı için de bir üs olarak kullanılmıştır.

Kadiriyye şeyhi Sâdeddin Ceylan Efendi’nin (ö. 1930) postnişinliğini yaptığı Eyüp’teki Hâtuniye Tekkesinin de milli mücadelemizde çok önemli katkıları olmuştur. Sâdeddin Efendi ile oğlu Nazmi Efendi (ö. 1990) Millî Mücadele başladığında, Osmanlı ordusuna ait silâh depolarında bulunan silâh ve cephanenin Anadolu’ya intikalinin sağlanması ve halkın düşman saldırılarından korunması amacıyla kurulan “Mim. Mim” adlı gizli istihbarat teşkilâtına katılıp, faal olarak çalışmaya başlamışlardır. Sâdeddin Efendi bu dergâhı teşkilâtın Eyüp bölgesindeki merkezi haline getirmiş; gizlice silâh nakleden motorlardan biriyle Anadolu’ya geçip fiilen cepheye katılmaya teşebbüs eden Nazmi Efendi, işgal kuvvetleri tarafından yakalanıp hapse atılmış ve günlerce ağır işkencelere uğramıştır. (Bk. “Nazmi Efendi”, DİA).

İstanbul’da Millî Mücadele’nin desteklenmesinde etkili olan bir diğer dergâh, Abdülhakim Arvâsî’nin şeyhliğini yaptığı Kaşgârî Tekkesi’dir. Bu dergâh da diğerleri gibi silahların depolanması ve nakledilmesinde bir cephanelik görevi üstlenmiştir. Rifâî tarikatına ait Üsküdar’daki Sandıkçı Tekkesi’nin de Millî Mücadele’mize ciddi katkısı olmuştur. Bu tekkeden, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecek cenaze süsü verilerek, tabut içinde Anadolu’ya silah sevkiyatları yapılmıştır. Şehremini civarındaki Visâlî Dergahı postnişini Hüsnü Efendi de tekkesini Millî Mücadele’nin emrine veren şeyh efendilerdendir.

Mevlevî dergâhlarının da Millî Mücadelemize çok önemli katkıları olmuştur. Kurulan “Mevlevî alayları” ile yüzlerce Mevlevî dervişi, bilfiil cephede savaşmıştır. Antep’in savunmasında Antep Mevlevî şeyhi Mustafa Efendi önemli rol üstlenmiştir. Isparta Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nde Mevlevî şeyhi Ali Dede yer almıştır. Hacı Bektaş Dergâhı’nın da Millî Mücadele'mize çok büyük katkıları olmuştur.

Bayramiyye şeyhi Tayyip Baba’nın oğlu Şemseddin Efendi (Bayramoğlu) Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliyye üyelerine Ankara’da büyük destek vermiştir. Nakşî şeyhlerinden “Başılı Hoca” adıyla bilinen Sadullah Efendi de Samanpazarı’nda halkı işgalcilere karşı direnişe geçirmiştir.

Kâdiri Mehmed Salih Efendi, Bursa Müdafa-ı Hukuk Cemiyet Başkanı iken, fırınında bildiriler basarak halkı Millî Mücadele’yi desteklemeye çağırmış, çeşitli kuruluşlara yirmi üç bin altın bağışlamıştır. Şeyh, Ankara’ya gelip Meclis’in açılışına katılmış ve bizzat cephelerde savaşmıştır.

Nakşî şeyhlerinden Şeyh Şerafeddin Zeynelabidin, Yalova Reşadiye Köyü civarındaki Dağıstan muhacirlerinden gönüllü üç yüz kişilik bir tabur oluşturmuş, cepheye göndermiş, bunlardan sadece on-on beş kişi köylerine geri dönebilmiştir.

Bursalı Şeyh Servet Efendi, Bolulu Halveti şeyhi Abdullah Sabri (Aytaç) Efendi, Denizlili Hasan Efendi (Tokcan), Maraşlı Şeyh Ali Sezai, Çorum Hıdırlık Rifâî Şeyhi Abbas Külâhî, Sivas Kongresi’nde üyelik yapan şeyhi Abdullah Haşimi el-Mekkî ve İskilipli Kâdirî şeyhi İbrahim Edhem Gerçekoğlu, Millî Mücadele’mize çok önemli katkılar sunmuş yüzlerce şeyh efendiden birkaçıdır.

Millî Mücadele’mize, İstanbul ve Anadolu dışındaki şeyh efendilerin de çok ciddi katkıları olmuştur. Bunların başında Kuzey Afrika bölgesinde etkin Senûsî tarîkatı şeyhi Ahmed Senûsî (ö. 1933) gelir. Şeyh Senûsî, destek için bizzat Ankara’ya gelmiş, Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüş; hem mühimmat hem de asker tedarik etmiştir. Şeyh, Türk milletini bu mücadelede desteklemenin dini bir vecibe olduğunu söyleyerek, özellikle Hint Müslümanları üzerinde derin tesirler uyandırmıştır. Kuzey Irak sınırları içinde bulunan Berzençli Şeyh Ahmed Efendi de, pek çok silah ve cephanenin Anadolu’ya sevkinde üstün gayret göstermiştir (Bk. Ömer Yılmaz, “Anadolu Millî Mücadele Hareketine Tekke ve Tarikat Şeyhlerinin Katkıları”).

“Cizre ilçemiz Millî Mücadele’de istilaya uğramayan sayılı merkezlerden biridir. Suriye’yi ele geçiren Fransızlar Antep, Urfa, Maraş saldırısı sonrası bu bölgeyi ele geçirmek istediler. O tarihte Cizre’de büyük nüfuz sahibi Şeyh Muhammed Nuri Efendi derhal bir teşkilat yapmış, 70 yaşında olduğu halde milis kuvvetlerinin başına geçmiş, hududu kapatmış ve bizzat M. Kemal Paşa’ya para ve dört silahlı muhafız göndermiş, Paşa da kendisine bir maşlah (aba) ile teşekkür mektubu yollamıştır” (Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin Manevi Mimarları, s. 307).

Biz; İstiklâl Marşı, tekkede (Taceddin Dergâhı) kaleme alınmış olan bir milletiz. TBMM’nin ilk milletvekillerinden dokuz tanesi tarikat şeyhiydi. Bu mecliste, M.Kemal Paşa’nın iki yardımcısından biri Hacı Bektaş Dergâhı postnişini Cemaleddin Efendi; diğeri ise Konya Mevlevî Dergâhı postnişini Abdülhalim Efendi idi. Hâsılı; Osmanlı’nın kuruluşunda olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da sûfîlerin ve tekkelerin çok büyük katkıları olmuştur.

#Milli Mücadele
#ordu
#Osmanlı
#İstanbul

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.