Yeni Şafak

Hoş geldiniz ey mübarek On Bir Aylar!

01:004/04/2025, Cuma
G: 4/04/2025, Cuma
Mahmut Ay

On bir ay boyunca hasretle gözlediğimiz bir rahmet iklimini daha elimizden geldiğince ibadet ve yardımlarla geçirmeye çalıştık. Akabinde bayramımızı kutladık. Şimdi bize düşen, bu rahmet ayında elde ettiğimiz manevî kazanımlarımızı, bir sonraki ramazana kadar yılın geri kalan kısmına yaymak için gayret sarf etmek. Kullukta asıl olan devamlılıktır. Ne buyurmuştu Resûl-i Zîşân Efendimiz (sav): “Amellerin en hayırlısı, az da olsa devamlı yapılandır” (Buhârî ve Müslim). Bir şirket, sadece bir ay çalışsa

On bir ay boyunca hasretle gözlediğimiz bir rahmet iklimini daha elimizden geldiğince ibadet ve yardımlarla geçirmeye çalıştık. Akabinde bayramımızı kutladık. Şimdi bize düşen, bu rahmet ayında elde ettiğimiz manevî kazanımlarımızı, bir sonraki ramazana kadar yılın geri kalan kısmına yaymak için gayret sarf etmek. Kullukta asıl olan devamlılıktır. Ne buyurmuştu Resûl-i Zîşân Efendimiz (sav): “Amellerin en hayırlısı, az da olsa devamlı yapılandır” (Buhârî ve Müslim). Bir şirket, sadece bir ay çalışsa ve yılın geri kalan kısmında hiçbir faaliyet göstermese, ayakta durabilir mi ya da kazançlarını devam ettirebilir mi? Diyet uygulaması gereken bir insan, bir ay sıkı bir diyet uygulasa, yılın geri kalan kısmında hiç diyet yapmasa, sağlıklı bir şey yapmış olabilir mi? Şu hâlde, her sahadaki başarıda olduğu gibi kullukta başarılı olabilmek için de devamlılık esastır.

Herhalde ramazanın bize öğrettiği en mühim şey, alışkanlıklarımızın dışına çıkabilmektir. Normalde her gün iki-üç öğün yediğimiz halde ramazanda gün boyu oruç tuttuk. Akşamları uzun süren teravih namazları kıldık. Her gün düzenli bir şekilde Kur’ân -ve belki de tefsir okumaları- yaptık. Bol bol zekât ve sadaka vermeye çalıştık. Elimizden geldiğince fakirlerin, gariplerin ve ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşmaya gayret ettik. Ne açlıktan sağlığımız bozuldu ne namaza ayırdığımız vakitler bizi işimizden gücümüzden alıkoydu ne de yaptığımız yardımlar ekonomik durumumuza zarar verdi. Dolayısıyla şunu bir kez daha gördük ki oruç tutarak, daha çok namaz kılarak, Kur’ân ile daha çok meşgul olarak, daha bol yardımlar yaparak da bu hayat yaşanabiliyormuş. O hâlde, bu salih amellerimizi elimizden geldiğince yılın tamamında da çokça yapmaya gayret etmeli. Hayatın bir mektep olduğunu unutmadan, nefsimizi ilâhî vahyin kutlu öğretileri doğrultusunda terbiye etme azmimizi her an devam ettirmeye çalışmalı.

İbadetlerimizin bizim için manevî faydaları, yalnızca ibadet esnasında değildir/olmamalıdır. Bilakis ibadet, layıkıyla yapılmışsa, kişiye ibadet sonrasındaki hayatında daha farklı bir manevî derinlik katar/katabilmelidir. Camide kalan namazdan, Mekke’de kalan hacdan, ramazanda kalan oruçtan nefsin olgunlaşması açısından bir hayır gelmez. “Namaz, camiden çıkınca; hac, Mekke’den dönünce; ramazan, oruç bitince başlar.” demiş Necip Fazıl. “Muhakkak ki namaz, insanı kötülüklerden alıkoyar.” (Ankebût 29/45) meâlindeki âyet de lâyıkıyla kılınan namazın insanı her türlü ahlâkî kötülüklerden uzak tutacağını bildirmektedir. Eğer kıldığımız namazlar, bizde böyle bir tesir meydana getirmiyorsa, o namazlarımızı tekrar gözden geçirmeli, ihlas ve samimiyetimizi yeniden sorgulamalıyız. “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı. Bunun amacı sizin korunabilmenizdir.” (Bakara 2/183) meâlindeki âyet de orucun amacının nefsin bayağı isteklerinden ve tahakkümünden korunmak olduğunu ifade etmektedir. Eğer otuz gün boyunca nefsimizi eğitmek, irademizi güçlendirmek amacıyla tuttuğumuz oruçlardan sonra nefsimizi tutma hususunda belirli bir mesafe alamamışsak, oruçlarımızı niçin tuttuğumuzu, oruç tutma amacımızın ne olması gerektiğini yeniden düşünmemiz icap eder. Eğer vermeye alıştırmak suretiyle nefsimizi terbiye ve tezkiye etmek amacıyla verdiğimiz/vermemiz gereken zekatlardan sonra kendimizde vermek, sahip olduklarımızdan vazgeçmek ve fedakârlık etmek hususunda bir gelişme göremiyorsak verdiğimiz zekatlardaki niyet ve samimiyetimizi tekrar sorgulamak gerekir. Hâsılı, ibadetlerin tamamının amacı, egomuzu zayıflatıp kontrol altına alarak nefsimizi eğitmek ve böyle bir eğitilmişlik ve arınmışlıkla Yüce Mevlâ’ya yakınlık kesbetmektir. Bunları sağlayamayan ibadetlerden geriye kalan ise maalesef yalnızca kuru bir yorgunluktur.

Madem ramazandaki manevî kazanımlarımızı yıl boyu devam ettirmeye çalışmak lazım, o zaman şu soruyu cevaplamaya çalışalım: Ramazanda kazandığımız alışkanlıklarımızdan vazgeçebilme özelliğini yıl boyu devam ettirebilmek için neler yapabiliriz?

1. Ramazan boyunca her gün oruç tutabilmiştik. Bundan sonra, Efendimiz’in (sav) sünnetlerinden olan pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çalışabiliriz.
2. Ramazan boyunca her gün teravih namazı kılabilmiştik. Bundan sonra haftada birkaç gece de olsa teheccüd namazı kılmaya gayret edebiliriz.
3. Ramazan boyunca her gün düzenli bir şekilde Kur’ân okuyabilmiştik. Bundan sonra, yine her gün belirli bir zaman dilimini Kur’an tilâvetine ve Kur’ân’ı anlamaya yönelik okumalara tahsis edebiliriz. Mesela her gün yarım saat Kur’ân tilâvet edip okuduğumuz âyetlerin manasını anlamaya çalışmak için mealler ve tefsirler okuyabiliriz.
4. Ramazanda imkânı olanlar zekât ve sadaka vermişlerdi. Zekat ve sadaka verme yükümlülüğümüzü, on bir ay unutup sadece ramazanda hatırlamak doğru değildir. Bundan sonra da imkânımız nispetinde ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışabiliriz.
5. Ramazanın manevî atmosferi sayesinde sevdiklerimizle, dost ve ahbapla özellikle iftar sofralarında çokça buluştuk. Gittikçe bireyselleşen modern dünyaya inat, sevdiklerimizle daha çok birlikte olup sevgimizi paylaşmaya, çocuklarımızı mümkün mertebe manevî ortamlarda sosyalleştirmeye çalışabiliriz.

Hâsıl-ı kelâm, ramazan bir manevî kamp dönemiydi. Onu elimizden geldiğince yaşamaya çalıştık. Şimdi o kamp döneminde öğrendiklerimizi ve edindiğimiz manevî kazanımları hayatımızın bütününe yayma zamanı. Hayat, uzun bir yolculuk; ramazan bu yolculukta manen dolum yaptığımız duraklardan biri. Seyr u sülûkumuz/manevî yolculuğumuz, son nefesimize kadar devam edecek. Yolculuğumuzun mübarek olması ve yolumuzun sonunun menzil-i maksudumuza çıkması niyazıyla…

#İslam
#amel
#ibadet
#Mahmut Ay
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJvqfoefFyky3DzmbNo6p7KmiOcUhs4oizu4X-4pcWLNw=s96-c
salimhoca78927

İlk defa mübarek onbir ayın ne demek olduğunun mahiyetini anlamış olduk. Halk dilinde bu ifade bir espri konusu olarak kullanıldığı için dile getirmekten imtina eder yeltenenleri de kınardık. Sonuçta inceden bir alay durumu söz konusu olurdu. Getirdiğimiz açıklama gayet yerinde olmuş. Teşekkür ediyoruz.

6 g önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.