Bir kahve molası

04:009/09/2018, Pazar
G: 9/09/2018, Pazar
Mahmud Erol Kılıç

Dostlar,İki yıla yakın bir süredir sizlerle Yeni Şafak gazetesinde her Pazar bu köşede buluştuk ve bazı gözlemlerimi, tecrübelerimi, tespitlerimi vs. sizlere aktardım.Yazılarımı yazarken zaman zaman karamsarlığa kapılmadım desem yalan olur. Acaba yazdıklarımın bir karşılığı var mı yoksa boşa mı kürek çekiyorum dedim kendi kendime. Meselelere, olan bitene çok boyutlu bakabilmek, arka planı görüntüden daha fazla mühimsemek beslendiğim entelektüel geleneğin bir rüknü. Hamâsetle değil basiretle, gazavetle

Dostlar,

İki yıla yakın bir süredir sizlerle Yeni Şafak gazetesinde her Pazar bu köşede buluştuk ve bazı gözlemlerimi, tecrübelerimi, tespitlerimi vs. sizlere aktardım.



Yazılarımı yazarken zaman zaman karamsarlığa kapılmadım desem yalan olur. Acaba yazdıklarımın bir karşılığı var mı yoksa boşa mı kürek çekiyorum dedim kendi kendime. Meselelere, olan bitene çok boyutlu bakabilmek, arka planı görüntüden daha fazla mühimsemek beslendiğim entelektüel geleneğin bir rüknü. Hamâsetle değil basiretle, gazavetle değil hikmetle yaklaşmanın en doğru yol olduğuna inanıyorum. Slogan atan, palyaçoluk yapan bir yazar olmadım. Seven de olabilir sevmeyen de ama bir duruşumuz oldu hep. Her ne olursa olsun meşrebimiz daha iyiyi ve daha güzeli insanlığa ve insanımıza sunmaktan başka bir şey değildir. Anlaşıldık veyahut anlaşılmadık ama hep yapıcı olmaya çalıştık. Nefsi müdafaa daha doğrusu ilmi müdafaa haricinde çatışmacı bir uslubumuz olmadı hiç. Anlayışların, kavrayışların, zevklerin farklılığına inanan birisi olduğumuz için farklı görüşlerden hiç rahatsız olmadık. Tabii ki aynı anlayışı karşı taraftan da beklemedik değil. Anadolu bilgelerinden aldığımız feyz ile 72 milleti bir görmeye çalıştık. Bazı okuyucularımdan aldığım güzel geri dönüşler bendeki karamsarlığı giderdi ve hatta şevk verdi. Bunun üzerine günlük ve gelip geçici şeyler yazmadığımı söyleyen dostların teşviki ile bir yıllık yazılarımı Şafak Yazıları (Sufi Kitap) adı altında kitaplaştırdım. Yeni baskısında sonraki yazıları da ilave etmeyi düşünüyorum.

Bendenizi tanıyanlar bilirler ama yakından tanımayanlar için söylüyorum bu kardeşiniz pek çok görevlerde bulunmuş birisidir. Esas olarak üniversitede ders veren, araştırmalar yapan, yöneten bir akademisyen. Bu arada bazı idari görevler de tarafımızca deruhte edilmiştir. Onları da bihakkın yerine getirmeye çalıştık. Aldığımız terbiye, “Bir idari göreve talip olma lakin teklif sana geldiğinde de naz etme, söyleyene değil söyletene bak, her ne geliyorsa Hak’tan bil, sana gelmesinde vardır bir hikmeti” der. Biz de öyle yaptık. Önce İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi Başkanlığı tevcih edildi. Eyvallah dedik. 4 yıl bu görevi yaptıktan sonra merkezi Tahran’da bulunan İslâm İşbirliği Teşkilatı Parlamentolar Birliği Genel Sekreterliği’ne aday gösterildik. 53 ülkenin üye olduğu bu uluslararası diplomatik kuruluşa en fazla oyu alarak Genel Sekreter seçildik. İki dönem sınırı olan bu görevi 5 + 5 = 10 yıl süreyle yerine getirdik. Hem komşumuz İran’ı ve hem de 53 İslâm ülkesini yakından tanıma fırsatı veren bu görevin ilmi ve tecrübi müktesebatıma olan katkısı inanılmaz oldu. Teorik bilginin sahada sınanması diyebilirsiniz buna. Kimileri ise ilmelyakin bilginin aynelyakin olması da derler.

Bütün bu görevleri ifa ederken yukarıda bahsettiğim duruşum gereği hiçbir ayrımcılık, tarafgirlik ve kayırmacılık yapmadım. Çalıştığı personelin sadece karakterine, bilgisine ve tecrübesine itibar eden bir yönetici olmaya çaba sarf ettim.

Şimdi köşemdeki bu yazılara veda ediyorum. Yine şahsımla ilgili fiili bir durum gelişmesi doğrultusunda böyle bir karar almam gerekti. Yeni bir diplomatik görev teklif edildi, biz de yine Eyvallah dedik. Devletimizi en iyi şekilde temsil etmek ve dünya barışına katkı sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Yine gurbete düştü yolumuz…

Sakın ilimden, bilgiden, araştırmadan kopacağız zannetmeyin. O bize yapışık bir karakter. Aslında eskiden diplomatlar bile çok güzel eserler kaleme alırlardı. Sefâretnâme denilen eserler başta olmak üzere onların yazdığı Hatırâtnâme veyahut Seyahatnâmelerde ilk elden ve tecrübeye dayalı çok kıymetli bilgilerle karşılaşırsınız. Günümüzde ise daha çok bürokratik işlere bakan kimseler oldular..

Hasılı, izninizle gazete yazılarıma bir kahve molası veriyorum. Siz kahvenizi bitirinceye kadar gider gelirim. Tabii ki Allah izin verirse.

Hoşca kalın…

#Yeni Şafak
#Köşe yazısı