Terinden / derinden açılan gül

04:004/06/2016, Cumartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Leyla İpekçi

“Gül ü reyhânın kokusu aşık ile maşukadır


Aşık olanın maşuku hergiz öğünden gitmeye” der Yunus.

Seven ve sevilen'in sevgisi gül ve reyhânın kokusu gibidir. İki koku birbirine karışır ve seven ve sevilen tek vücud olur. Tevhid tecelli eder.”Leyla benim” der Mecnun.



İnsan aşk üzere olduğunda evet şunu biliyor işte; kavuşma ile ayrılık arasında bir fark yok. Lakin bunu bilene dek upuzun bir idrak yolculuğu bekliyor hepimizi. Ayrılıkların en acısı, vedaların en acıklısı bekliyor.



Kimileri kavuşuyor. Kimileri sahip oluyor. İşte sahip olan “bir ben bir de nesnem var” diyerek ikilikte kalıyor. Kavuşan ise bir oluyor. Ne özne kalıyor ne nesne. Bu sebeple sahip olan ikilikte yani ayrılıkta... Kavuşan ise her daim bir'likte. Yani tevhidde.



***


Şimdi artık bütün ayrılıkları bir kavuşma olarak görecek yaştayım. Gördüm ki vedalar hiç de o kadar uzun menzilli değil. Yarım kalan ne varsa aslında tastamam. Çünkü her şey en eksik halinde iken bile yerli yerince. Hem evvelde. Hem ahirde. Her şey nasıl olmalı ise öyle.



Kördüğüm gibi bir şey sevmek. Bütün uçları yitik. Evet. Başı da aşk idi, sonu da. Anlamak için bunu; yani gayrılık olmadığını... İlla ayrılmak gerekiyormuş. Ayrılık feryadı şart imiş.



Feryat figan etmek, nârâ atmak, inim inim inlemek, kanlı gözyaşı dökmek... İçinde ne varsa dışında izlemek... İçten dışa, içe... Bütün iki uçları birleştirmek gerekiyormuş. Ta ki kaybolsun uç diye ne varsa. Kavuşmanın uçsuz bucaksız olduğunu fark etsin her ayrılan.



“Aşık, sevgilisiyle ilgili her şeyle öylesine ilgilenir ki ayrılıkla kavuşma arasında bir fark göremez hale gelir” der İbn Arabî. Çünkü aşık daima sevgilisini müşahade eder. O kadar ki sonunda benliği gider o olur. Mecnun'un “Leylâ benim” dediği an işte!.



***


İnsan aşkın hem öznesi hem nesnesi ve aşk ise kadim. O'ndan geldik O'na döndürülüyoruz ve hammaddemiz aşk. Yakıtımız aşk. Allah'ın en güzel ismi. “Leylâ benim” mertebesinde artık yalnızca kavuşmaların izi var.



Kavuşmanın yegâne yolu ise sevmek. Sevmeyen kavuşamaz. Hep ayrı kalır, başkası kalır, öteki kalır. Sevemeyen ağyâr olur. Seven ise yâr.



Sevginin gayesi kendini bilmek. Sevmekle her uzvumuza meleke kazandırıyoruz. Su, hava gibi tüm ana unsurlar terkibe uğrayıp yoğrula yoğrula bizi hakikate bağlıyor. Tüm uzuvlara hakkı öğrettikçe her şey elçi olmaya başlıyor, Cebrail oluyor ve mesaj iletiyor aşığa. Her şey Burak oluyor ve menziline ulaştırıyor aşığı.



Hakk'ın gören gözü, konuşan dili vs olunca Hak'tan haberi ileten kendi oluyor. Ne muhteşem. Aşk insanın sırrı. İnsan Allah'ın sırrı.



***


Ayrılıkların bir tür kavuşma olduğunu anladığımdan beri dünyevi hiçbir şeyin aşka bedel olamayacağını görüyorum. Çünkü her şeyi hakk bilerek sevmek karşılıksızdır. Canın bedel olur ancak. Ki can da bir imiş. Bu işte benliksiz bir sevgi.



Bu mertebeye ancak nefs eğitimi ile ulaşılıyor ve aşk böyle bir eğitim.



Mürşid-i hakiki olmadan, yani Hızır'a gemiyi deldirmeden başlamıyor bu aşk eğitimi. Hızır yüz derste ölmeyi öğretir. Kendin sandığın her şeyi ona vererek. Benliğin lekelerini silerek... Yol alırsın. Benliksiz bir sevgi ilahi bene kavuşturur. Bu yolculuk Musa Hızır kısasını yeniden yazdırır her salike.



Bir kez benliksiz makama ulaşınca kainat bu benliksiz benlerden ibaret olacak. Hepsi bir ben. İçinde ben olmayan! Böylece her şeyde ilahi yüzü seyretmeye başlarsın. Nereye dönersen dön O'nun yüzü!



O halde sevince her şeyle nikâh kıyıyorsun. Bir oluyorsun. Aşk; aslına kavuşmak. Her şey dahil kendinden kendine.



***


Leylâ'dan Mevlâ'ya. Ayrılıklardan kavuşmaya... Kendimizden çıkarıyoruz aslımızı.



Goncadan güle hicret edene güzel koku sevdirilir mutlaka. O gülü koklamak gerek. Kendi içinde yetişen gülün kokusu bir gün burnuna gelecek. İşte o gün...



Başlangıçlar ile sonları kendinde topladığın ve uçları bağladığın gün. Mürşid-i hakikinin izine basa basa giderek Resulullah sırrında kendi gerçeğine kavuştuğun gün. Ayrılıkları terk etmişsindir artık. “Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim” dersin bir Yunus olup.



Kördüğüm gibi bir şey sevmek. Bütün uçları yitik. Evet. Başı da aşk, sonu da.



Aşk gerçek olmak. Haktan bilmek. Artık derinden / terinden gül koklamaya başlarsın. Mısri olup “derinden kokar güller Muhammed” dersin. Çekersin içine buram buram.


#G​ül ü reyhân
#Leylâ
#Mecnun