“Sizden korkan sizin gibi olsun” sosyolojisini hamasî bulanlara…

04:0022/03/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Leyla İpekçi

Büyük şehirlerin bomba patlamış sokaklarında “gözyaşımı teröristlerden saklamak için ağlamıyorum” diyerek dolaşanlara rastladınız mı; ellerinde karanfil, korkmuyoruz diyenlerin metanetine yaklaştınız mı? Hemen hamaset gibi mi geldi yoksa bu size?



Canlı bombanın masumları katlettiği yerde erkenden kepenk açan terörzedenin bu tavrıyla hayat bulan daha binlerce kişinin sosyolojisini görmezden gelip “ırkçılık hortladı”, “milliyetçilik tavan yaptı” gibi acının ruhuna temas edemeyen siyasi yorumlarla mı idare edeceksiniz yine? “Patlama olacağını bilsem bile buraya geleceğim ailemle, diz çökmeyeceğim” diyerek “korkmuyoruz” mesajı vermek için hayatını riske atan vatandaşı hakir mi göreceksiniz hala?



Bunca terör dalgası tesadüf değil, neden her kirli ittifak hayatımıza dehşet saçıyor diye her sorduğunuzda: “Erdoğan'ı devirelim hepsi biter” gerekçesinden mi medet umuyorsunuz? Böylesine olağan ve meşru kabul ederek bu bombaları?.



Ya sizin de çatınızın altında ölü evlatlarınız olursa, ya yollara düşüp Akdenizler'in sahiline cesediniz vurmasın diye büyük okyanuslarda binlerce balinayla boğuşmak zorunda kalırsanız? Elinizde direniş için ne olacak? Siyaseten doğrucu analizleriniz dışında?



***


Şimdi tüm bu dehşet saçan terörist saldırılara pankartla, tivit atarak, bayrak açarak vs direnmeye çalışan vatandaşların tepkisini çok mu tehlikeli buluyorsunuz? Pasifçe seyredip donup kalsınlar, vicdansızlığa teslim mi olsunlar? Hiç mi gazları alınmasın, hiç mi gerçek anlamda bir duruş sergilemesinler, dayanışma ve birlik ruhu kuşanmasınlar?



Sizin entelektüel yorumlarınızın / eleştirilerinizin hedefi olacak sivri sözler sarf ettiklerinde sözümona “direnen” canlı bombaların suçu hafifleyecek mi bir kez daha? Terör her türlü acımasızlığı sergilerken ona tepki gösterenlerin avam / sıradan diyerek aşağıladığınız üslubunu eleştirmekle gerçeğe yaklaştırabiliyor musunuz bizi? Bunun adı muhaliflik mi oluyor?



Muhalif olmayı entelektüel olmanın önkoşulu ilan ederken bir kez olsun bunun adalet duygusunu zedeleme ihtimalini neden görmüyorsunuz? Kendi inisiyatifi ile eline silah alıp terörist avına çıkmak ve hep istenen o iç savaşa odun taşımak yerine acılarını ideolojik / küresel menfaatçilik gibi sebeplerle taşeronlaştırmayan çoğunluğun sosyolojisi kayda değer değil mi?



**


Evlatları, babaları otuz yıldır ölmekte olan sessiz vatandaşların intikam ateşiyle sokağa dökülmemelerinin bir sosyolojisi yok mudur sizin için? Devletin terör örgütüyle müzakeresine ve çözüme ikna olup isyan etmemeleri ne kadar müthiş bir barış arzusudur! Bu sosyolojinin dinamiklerine neden hiç dikkat çekmiyorsunuz?



Varsa yoksa “İç savaş gelebilir, söylemler keskin, gidişat tehlikeli!” Bu ihtimal doğru bile olsa böylesi tek yanlı bakışla analizlerinizin kutuplaşma ve öfkeyi beslediğini göremeyecek denli kör mü oldunuz?



Ellerine silah alıp sokağa mı dökülsün terörün kaynağına karşı öfke duyanlar? Hep tahrik edildikleri üzere iç savaşı çıkaran onlar mı olsun bunca sabırdan sonra? Otuz yıldır bunca sessiz şehit verdikten sonra? O zaman “Hah işte şiddete tapan çoğunluk bu” vs. diye analizler döşenip haklı çıkışınıza kılıflar mı uyduracaksınız yine?. Hiç yüzünüz kızarmadan.



***


“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın” dizeleriyle İstiklal Marşı'ndan alıntı pankartlarıyla... “Başka Türkiye yok, bu vatan hepimizin” diyerek açıklama yapan gençlerin sosyolojisini lümpen bulmaya devam mı edeceksiniz hep birlikte üzerimize açılan ateşin içindeyken?



“Sizden korkan sizin gibi olsun” diyerek duruşunu belirtmek isteyenlerin ırkçılık / milliyetçilik / iç savaş provası diye adlandırdığınız dinamikleri dışındaki hiçbir verilerini kaale almayıp terör örgütüne destek verenlerin sosyolojisini habire hatırlatıp duruyorsunuz. Böyle daha mı vicdanlı / tarafsız oluyorsunuz?



Kırmızı çizginiz şu sözlerin toplumsal yankılarına tahammül etmenize dahi izin vermiyor kolay kolay: “Biz buradayız sonuna kadar, ezanlı vatanımız için!” Ya da şu sözler sizin asla kanınızı kaynatmadığı için hamaset olmaya mahkum her zaman: “Bizler Malazgirt'te kefen giydik, şimdi fistanlılardan korkmayız!”



Peki şu yorumların yaygınlığı sizi biraz olsun sıradan vatandaşların yakınına neden getiremiyor: “PKK Kürtleri teslim alamadı, şimdi Türkleri isyana zorluyor!”. “Ne bağımsızlığımızı veririz ne de Erdoğan'ı yediririz. Teröre inat her yerdeyiz!”



***


“Biz demokrasiyle değil terörle, özgürlükle değil teröristlerle, insan haklarıyla değil terör eylemleriyle mücadele ediyoruz... Buna karşılık AB ile Türkiye'nin toplantı yapacağı binanın arkasında bölücü örgüt çadır kurup paçavralarını oraya asıyor. Bu AB ki PKK'yı terör örgütü ilan etmiş... Bu samimiyet mi?”



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözleri sizde sadece “yine kafa tutuyor” diyerek nefret duygusunu harekete geçiriyorsa, gerçeğe yaklaştığınıza kimseyi ikna edemeyebilirsiniz yakında. Zihin ve vicdanlar kirli ittifaklara her zaman rehin bırakılabilir ama emanet olan canını 'gönül kıldığı vatanı' için rehin bırakma pahasına direnenlerin sosyolojisi kesintisiz bir şahitlik olmaya devam eder insanlık tarihinde.


#Sizden korkan sizin gibi olsun
#terör
#daeş
#pkk