Sanki hiç öldürülmemişsin gibi!

04:008/04/2017, Cumartesi
G: 17/09/2019, Salı
Leyla İpekçi

Sanki bu bölgede senin kanını kimse akıtmamış. Tren garlarında, parklarda, sokak ortalarında kimse senin vücudunu patlatmamış, organlarını sağa sola fırlatmamış.



Oynadığın bahçe mayınlarla havaya uçmamış, okuduğun okul molotof kokteylleriyle ateşe verilmemiş, sanki seni infaz etmeye çalışanlara karşı sıcak çatışmalarda silah kullanmak zorunda kalmamışsın hiç.



Sanki Suriye'deki savaştan kaçanlar senin adalarına varamadan denizde boğulup tatil yaptığın sahillere ceset olup vurmamış yıllardır. Sanki memleketinin meclisi bombalanmamış, özel harp kuvvetlerinden iletişimine, külliyesinden belediyelere binaların delik deşik edilmemiş, vatandaşın vergisiyle alınan tanklar halkın üzerine yürüyüp kurşunlar masum insanları öldürmemiş gibi.



Sanki bu ülkenin en yüksek oyuyla halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı ailesi ve torunlarıyla birlikte tatil yaptığı yerde bombardımana tutularak öldürülmeye çalışılmamış gibi!



Sanki bunlar durduk yere bir günlük bir sahnelenmeymiş, bitince geçmiş gitmiş gibi. Ne öncesi, ne sonrası, ne etrafı, ne için dışı bağlantısı, hiçbir şeyi yokmuş, münferit bir olaymış gibi.



Hatta giderek muğlak bir görüntüden ibaret kaldığı için olsa gerek yaptığın birbirinden demokratça analizler işgal girişiminin bu en can alıcı tezahürüne hiç değinmiyor bile.



Nasıl bir ülkeye uyanacaktın o sabah? Sanki sonradan alınan önlemler mutlaka insan haklarının tamamını çiğnemiş gibi, illa boşunaymış gibi, herkese haksızlık yapılıyor ve herkes mağdur ediliyormuş gibi. Suçlu ortada hiç yokmuş gibi. Ve sanki ceza çekmesi gerekenler hiçbir zaman entelektüel, demokrat, gazeteci, aydın olamazmış gibi.



Sanki darbe kalkışmasına gidilen süreçte diktatör denilerek alaşağı edilmek istenen liderin katlinin vacip olacağını bizzat aydınlar üzerinden ortaya koyma çabalarına birlikte tanık olmamışız gibi.



Sanki hile ve yalan dolanla kırk yıldır sinsice devletin ve vicdanların içine sızanlar ticaretten eğitime, ordudan iktisadi kuruluşlara, ibadetten aileye sayısız alanda mağduriyete ve zulme yol açmamışlar gibi, senin kuru analitik cümlelerin arasında silinip gitmiş asıl gerçekler.



Sanki suikastlara, şantajlara, her tür tehdide rağmen barış müzakerelerini devam ettiren iradeye karşı bizzat sosyalist halk savaşı başlatılmamış, dağlardan gencecik kızlar canlı bomba olarak şehirlere yollanmamış, delikanlılar eğitimi bırakıp ellerine silah verilerek militanca bir saldırıya yollanmamış gibi. Halkını canlı kalkan olarak kullanma pahasına hendek savaşları örgütlenmemiş gibi.



Sanki özgürlükçü çevreci gençler haklı bir çevre olayını protesto etmeye giderken kendilerini hükümet binasını ateşe verirken bulmamışlar gibi!



Sanki Batılı bir zihniyetten gelmek Batı'nın bugünkü yalan dolan dolu diplomasi ve medyasına, giderek alenileşmiş işgalci sömürgeci emellerine karşı çıkmayı içermezmiş gibi.



Sanki evrensel insanlığın sesini 'yerli yerince' olmayı göze alanlar işitemezmiş gibi, hep analitik demokratik tanımların tek bir tarifi olabilirmiş ve sen bunun tarifini yapacak kadar alim imişsin gibi.



Mahkemelerde ifade verip hapse düşmüş olmak ise senin egona ego katmak dışında bir ibret oluşturmamış, özellikle de mazlumlara karşı.



Sanki İslam korkunu doğrulamak için bir ataerkillik ve otoriterlik vasfı giydirmen farz imiş gibi başkanlığa talip olan lidere. Her yanda savaş ve çatışmalar varken, Türkiye'ye durmadan terör estiriliyorken güçlü bir yönetim gerekir demek bile ataerkillik korkunu hortlatmaya yetiyor senin.



Hele bu konjonktürde iki başlılığın sakıncaları yüzünden başımıza gelen belalardan bahsetmeye başlanıldığında sanki senin saydığın otoriterlik kriterlerine bodoslama dahil olunuyormuş gibi!



Siyasette ve sosyolojide neden sonuç ilişkilerini sen nasıl kuruyorsan, hayatın en yakıcı gerçekleri de olsa senin denklemine kanıt olmak için vuku bulmalıymış gibi sanki.



Hep kendi eksikliklerine hatalarına vurgu yapsan da son kertede işitilmesi gereken en değerli sözü söyleyen senmişsin gibi. Asıl yalnız demokrat, bir mahalleye dahil olmadığı için özünden tarafsız, asıl bütüncül bakışa ve ortak akla sahip, asıl hür vicdanlı olan senmişsin gibi.



Bir mahalleye, bir tarafa, bir inanca, bir kimliğe meyledenler illa angaje oldukları için senin kadar doğruyu göremezlermiş gibi.



Bakış açıların, düşünce, ideoloji ve fikirlerin, aidiyet ve kimlik bilgilerin, hayat görüşün bir pıhtı gibi, gelip tıkamış kalbini.



Batılı eğitimden geçmemişse mesela bu 'otoriter' liderin, sanki senden mutlaka daha alt seviyede bir hayat kodlamasına tabi tutulmalıymış gibi. Sanki bu ülke gerek sivil dönemde gerekse vesayetler döneminde tek adamlar tarafından hiç idare edilmemiş gibi.



Ve sanki adil ve hakkaniyetli olmaktan ziyade demokrat olmak dünyanın en üstün ve tartışmasız vasfıymış gibi, senin 'norm'ların insanlığın tamamı için asıl norm imiş gibi...




#Suriye
#Batı
#Mahkeme