Dökülen kanı bir istismar imgeciğinden ibaret gören demokrat kafa!

04:0030/06/2018, Cumartesi
G: 30/06/2018, Cumartesi
Leyla İpekçi

Yıllarımız Kürt diye ayrımcılığa uğrayan sivillerin infaz edildiği bir dönemde barış istemekle ve muhalif Kürtlerin partilerini meclise girmesini istemekle geçti. Fakat ne zaman ki bir iktidar partisi devlet adına barış yapmaya kalktı ve bu yolda onlarca suikasta, provokatif kanlı eyleme, onlarca belden aşağı karalama kampanyasına göğüs gererek iradesini “analar artık ağlamasın” diyerek kullandı, o zaman demokrat sandığımız barışeverler teröre sarıldı.Hem de meşrulaştırmak için Erdoğan nefretini

Yıllarımız Kürt diye ayrımcılığa uğrayan sivillerin infaz edildiği bir dönemde barış istemekle ve muhalif Kürtlerin partilerini meclise girmesini istemekle geçti. Fakat ne zaman ki bir iktidar partisi devlet adına barış yapmaya kalktı ve bu yolda onlarca suikasta, provokatif kanlı eyleme, onlarca belden aşağı karalama kampanyasına göğüs gererek iradesini “analar artık ağlamasın” diyerek kullandı, o zaman demokrat sandığımız barışeverler teröre sarıldı.



Hem de meşrulaştırmak için Erdoğan nefretini buna kulp yaparak! İşin rengi bir anda değişti. Çok acı şeylere tanık olduk. Gerçekten barış isteyen, devlet zulmünü eleştiren kişiler bile usandı bu çarpıtmalar ve savaşı teşvik eden kalkışmalar karşısında. Kürt mağduriyeti üzerinden askerleri uykuda vuran teröristleri direnişçi diye yutturanların ihanetine tanık olmaktan usandık.

***

Barış masasını deviren ve savaş çağrısıyla halkını kışkırtan sözümona direnişçi zevatın bu pervasızlıkları karşısında yıllarca Kürtlere ayrımcılık yapan Kemalist tek parti rejiminin uzantısı anamuhalefet partisinin yeniyetme ‘demokrat’ları devreye girdi.

Seçimden bir hafta kadar önce yazmıştık; muhalefet etmek adına terörizme, darbeciye, işgalciye biat edenler, biatçı diye milli iradeye sahip çıkan ve tank karşısında direniş uygulayanları aşağılıyor! “Asıl biatçı kendileri!” demiştik. Nitekim mahalle baskısıyla nasıl anket sonuçlarını bile CHP lehine açıkladığını itiraf eden kanaat önderleri ortaya serildi.

CHP’liler Kürtler meclise girmeli, diyerek, evet masum demokrat meşru görünümlü ama aleni katillerle gecikmiş bir ittifaka dört elle sarıldılar. Erdoğan’ı indireceğiz, diye teröristleri uluorta destekleyen, küresel devletlerden silah desteğini pişkince almaya devam eden zevatın partisini meclise taşıyarak.

Türk Kürt ayrımı yapmadan on binlerce kişinin bu zevatın yetiştirdiği militanlar tarafından katledildiği bir ülkede akan kanların bir istismar aracı olarak kırmızı renkli bir imgeden ibaret olduğunu düşünen bir avuç tatlı su demokratı dışında kim kaldı?

Acının gerçeğiyle temas etmek için ille bir yakınınızın terör saldırılarında katledilmesi gerekmiyordu oysa! Gerçekten hiç öldürülmediniz mi kırk yıldır? Gerçekten mağdur olanların mağduriyet siyasetiyle ne çok zulme imza attığını bile bile bu kanlı ittifakı ne adına yaptınız? Erdoğan’ı devirmek adına değer miydi memleketin kalbini deşenleri meşru göstermeye?

***

Sanki biz burada demokratik bir ülkede yaşıyoruz, durduk yere Ohal ilan ediyoruz, devletimiz kırk yıllık kanlı bir örgütün kirli hileli yöntemleriyle ele geçirilmemiş! Sanki bunca darbeye, bunca kripto faaliyete, bunca işgal provasına, ekonomiden sosyal hayata hiç maruz kalmamışız gibi her gün, söz konusu teröristler olunca bir anda demokratik eşbaşkanlardan dem vuracağız öyle mi?

“Katil devlet” naralarıyla hendek kazanlar, okulları ateşe verenler, uyuyan askerleri, sivilleri acımasızca katledenler hiç yokmuş gibi, içişleri bakanı sert çıkınca demokrasimize halel geliveriyor! İşte otoriter devlet nasıl olunuyor, diye merak edenlere ibretlik bir durum!

Madem Hdp seçimle meclise girdi, neden izin veriyor elan kan dökülmesine? Neden seçtiği siyaset yolunun gereği olarak kınamıyor aynı günlerde şiddetlenen terör eylemlerini? Terörden medet umuyorsa, tam da şimdi kan dökmeyi direniş olarak görmeye devam ediyorsa meclise niye girdi?

Teröristlerin tükürüğüyle Mehmetçiği boğacağını söyleyen siyasiler, katil devlet diye gece gündüz gençleri kışkırtıp ellerine silah veren kanaat önderleri, sırtımızı Pyd’ye, Ypg’lere dayadık diyen politikacılar, hendek tuzağı kurmak için son derece örgütlü bir savaş stratejisi yürüten seçilmişler vesaire: Vatandaşın vergileriyle maaş alacakları meclise girdiği gün terör bitseydi ya! Neden devam ediyor? Susup göz yumalım diye mi katledilmeye devam ediyor masumlar?

Sanki canlı bombaların sokakta, parkta, garda katlettiği sivillerden bahsetmek yerine onları katleden teröristlerden direnişçi ekofeminist militan vesaire olarak söz etmek daha makbul, daha demokrat bir tutum! Daha meşru sanki!

Nasıl, dini sömürerek siyaset yapılamaz, diyorsanız, terör uygulayarak ve teröristi meşru göstererek de siyaset yapılamaz.

***

Halkını kin ve düşmanlığa teşvik ederek gençlerin nefret, öfke ve intikam duygularını azdırmak suretiyle kalbiyle katil ettiniz muhalefet anlayışını. Evet iktidar partisinin onlarca suçu, yanlışı vesaire var, ama bu şekilde kahpece karşı çıkarak zafer kazanabilir misiniz?

Suçlu ile suçsuzu hümanizm, demokratik kriterler, insan hakları diye diye eşitleyerek mi vicdanlarda adalet sağlayacaksınız? Terör örgütleriyle ittifak etmeden bir muhalefet yöntemi bulamayacak mısınız artık? Küresel aktörlerin ihanet oyunlarına alet olmaktan daha yapıcı bir muhalefet yöntemi bulamayacak mısınız?

Bu ülkede eline silah verilenler sivilleri katlederken onlar silahsızdı. Ordudaki askerler pusuda veya mayınlı arazide veya karakollarda havaya uçurulurken vatani görevlerini ifa ediyorlardı. Silahlı direniş, eğer mağduriyetinizde haklıysanız, size tahakküm edenlere karşı yapılır. Suçsuz insanları sokak ortasında katlederek değil.

Ama gördük ki, teröristler ve siyasi destekçileri için devletin askeri veya polisi olmak baştan infazlarına hükmetmek demekti. Böylesine bir toptancı, biatçı kafayla elbette hakkaniyet ve adalet adına birileri de daima mücadele edecek!

#Türkiye
#Demokratlar