Bana göre son dönemlerin en kritik Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı bugün yapılacak. Zira son genel seçimlerin ardından devam eden parasal sıkılaşmada artık yeni bir evreye geçmenin zamanı geldi ancak bunun yazılı ve sözlü yönlendirmesinin yapılmasına ihtiyaç var. Bir süreden bu yana Merkez Bankası’nın iletişiminin evvelki dönemlere görece olarak daha etkili olduğu konusunda genel bir kanaat oluştu. Ancak yine de enflasyon hedeflerini belirleme ve reel sektör ile hanehalkının enflasyon beklentilerini çıpalama konusunda halen kat etmesi gereken ciddi bir mesafe olduğu aşikar.
Kendi adıma bir konuda yeniden hatırlatma yapmam gerektiğini düşünüyorum. Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleri konusunda piyasanın gerisinden gelmesini ciddi bir problem olarak değerlendiriyorum. Bu durum aynı zamanda bankanın güçlendirilmeye çalışılan kredibilitesine de zarar veriyor. Elbette bir merkez bankasının enflasyonu düşürme konusunda “iddialı” olması beklenen ve istenen bir durum. Ancak eğer bu iddianıza piyasaları ikna edemiyorsanız karşımıza aşağıdaki gibi bir grafik çıkıyor. Yani eninde sonunda Merkez Bankası piyasayı takip etmek zorunda kalıyor.
Gelelim bugün toplanacak olan PPK’dan ne beklediğimize. Açıkçası son birkaç yazımda da belirttiğim üzere faiz indirimi için teknik olarak alan açılmış durumda. 12 ay sonrası beklenen enflasyona göre oldukça yüksek bir reel faiz seviyesi oluştu. Hatta politika faizini yıllıklandırırsak oluşan reel faiz seviyesine “astronomik” demek bile mümkün. Bu bakımdan artık faiz indirimi konusu bir istekten öte teknik bir zorunluluk. Zira bu denli yüksek faiz seviyesinin artık enflasyonla mücadeleye olan zararı faydasını geçmek üzere. Elbette bugünkü PPK’dan bir faiz indirimi beklemiyoruz. Çünkü bir önceki toplantı metninde buna yönelik bir yönlendirme yok. Piyasa bugün PPK’nın pas geçeceğini satın aldı. Ancak bugünkü PPK’da Aralık ayı toplantısında bir faiz indirimi sinyalini verecek cümleler görmemiz gerekiyor. Bu bakımdan bugünkü metinde önemli değişiklikler olacağını düşünüyorum.
Son olarak bir konuyu daha hatırlatmakta yarar var. TL cinsinden ticari kredilerdeki aylık %2’lik büyüme sınırı işletmeleri iyiden iyiye zorlamaya başladı. Buradaki kısıtlar nedeni ile bankalar tüketici kredilerine yoğunluk verince de tüketim malı ithalatı artıyor. Yani üretim düşerken tüketim artıyor. Bu konuda mutlaka makroihtiyati düzenleme yapılması gerektiğini de bir kez daha hatırlatmış olayım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.