Bir önceki yazımda KOBİ’lerin finansmana erişiminin neden kolaylaştırılması gerektiğini ve faiz indirimleri yılın son çeyreğine kalsa bile TL ticari kredi büyümesindeki aylık %2’lik büyüme sınırının mutlaka yukarı yönlü revize edilmesi gerektiğini belirtmiştim. Tam da yazımın yayımlandığı gün açıklanan ISO Türkiye İmalat PMI verileri ve ticari kredi büyümesi oranları yazımın içeriğini destekleyen sonuçlara işaret ediyor. İlk olarak İSO İmalat PMI verilerine hızlıca göz atalım. Temmuz ayı verilerine
Bir önceki yazımda KOBİ’lerin finansmana erişiminin neden kolaylaştırılması gerektiğini ve faiz indirimleri yılın son çeyreğine kalsa bile TL ticari kredi büyümesindeki aylık %2’lik büyüme sınırının mutlaka yukarı yönlü revize edilmesi gerektiğini belirtmiştim. Tam da yazımın yayımlandığı gün açıklanan ISO Türkiye İmalat PMI verileri ve ticari kredi büyümesi oranları yazımın içeriğini destekleyen sonuçlara işaret ediyor.
İlk olarak İSO İmalat PMI verilerine hızlıca göz atalım. Temmuz ayı verilerine göre; İmalat PMI, 47,9 puandan 47,2’ye gerileyerek üst üste beşinci ay azaldı ve eşik değer olan 50,00’nin altında kaldı. PMI endeksinde 50,00 puanın altı daralmaya üstü ise büyümeye işaret ettiği için imalat sanayiindeki daralmanın daha da belirginleştiğini ifade edebiliriz.
Sektörel PMI verilerine baktığımızda bu daralmayı daha net görebiliyoruz. İmalat sanayii sektöründeki talep oldukça zayıf. Diğer yandan dokuz ay sonra ilk kez endekste takip edilen 10 sektörün tamamında yeni siparişlerin yavaşladığını görüyoruz. Ayrıca giyim ve deri ürünleri sektörü haricindeki tüm sektörlerde üretim daralmış durumda.
Yeni alınan siparişlerde son 20 aylık dönemin en sert düşüşünün kaydedildiğini görüyoruz. Ayrıca ihracat siparişlerinde de daha belirgin bir yavaşlamanın başladığını gözlemliyoruz. Talep koşullarındaki zayıflığa bağlı olarak imalatçıların girdi alımlarını azaltması dikkat çekiyor. Bu gelişme PMI endeksinin önümüzdeki aylarda da düşüş kaydedeceğinin sinyali olarak değerlendirilebilir. Bu durum Sanayi Üretim Endeksi’ne de yansıyacaktır.
Gelelim ticari kredi büyümesine. BDDK verilerine göre; 13 haftalık, yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış TL ticari kredi büyümesinde çok ciddi bir yavaşlama gözleniyor. Diğer yandan Merkez Bankası’nın önünü kesmeye çalıştığı döviz kredilerinde ise büyüme devam ediyor.
Bir önceki yazımda da altını çizdiği konuyu bugün yeniden hatırlatayım. Başta KOBİ’ler olmak üzere reel sektörün finansmana erişimi konusunda mutlak adım atılmalı ve aylık ticari kredi büyümesindeki %2’lik sınır mutlaka yukarı yönlü revize edilmelidir. Zira reel sektörden gelen PMI verisi ve benzeri sinyaller sıkılaştırma programının bazı alanlarda kalıcı hasar bırakma riskini artırmaktadır.
Son olarak son dönemde işletmelerin sıkça başvurduğu konkordato müessesi hakkındaki önerimi ileteyim. Konkordato mekanizması mutlaka gözden geçirilmeli ve şartları yeniden belirlenmelidir. Elbette haklı gerekçelerle ve iyi niyetli olarak hareket eden az sayıdaki işletmenin haklarını saklı tutarak belirtmeliyim ki kendisini kurtarmak için çok hızlı bir şekilde konkordato kararı alabilen pek çok işletme diğer şirketleri mağdur etmekte ve onların da nakit akışını bozarak zor duruma sokabilmektedir. Önümüzdeki dönemde sıkılaştırmanın etkisi yoğunlaştıkça konkordato konusundaki şikayetlerin yükseleceğini göz önünde bulundurarak bugünden önlem almakta fayda var.