Enflasyon beklentileri neye göre şekilleniyor?

04:0015/08/2024, Perşembe
G: 15/08/2024, Perşembe
Levent Yılmaz

Geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmelerinden birisi Merkez Bankası’nın yılın III. Enflasyon Raporu’nu yayımlamasıydı. Rapor’un içeriği oldukça güçlüydü. Özellikle her Rapor döneminde detaylı bir şekilde incelediğimiz özel çalışmalar olarak nitelendire-bileceğimiz “kutu” bilgiler içerisinde oldukça kıymetli bilgiler vardı. Bu kutular içerisinde benim en çok dikkatimi çeken ve Merkez Bankası’nın Haziran ayından itibaren yayımlamaya başladığı sektörel enflasyon beklentilerinin belirleyicilerini analiz


Geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmelerinden birisi Merkez Bankası’nın yılın III. Enflasyon Raporu’nu yayımlamasıydı. Rapor’un içeriği oldukça güçlüydü. Özellikle her Rapor döneminde detaylı bir şekilde incelediğimiz özel çalışmalar olarak nitelendire-bileceğimiz “kutu” bilgiler içerisinde oldukça kıymetli bilgiler vardı.

Bu kutular içerisinde benim en çok dikkatimi çeken ve Merkez Bankası’nın Haziran ayından itibaren yayımlamaya başladığı sektörel enflasyon beklentilerinin belirleyicilerini analiz eden çalışmaydı.

Hatırlayacağınız üzere enflasyon beklentilerini takip edebilmek için daha önceden sadece Piyasa Katılımcıları Anketi verilerine bakıyorduk. Merkez Bankası sonradan bu veriye ilave olarak reel sektörün ve hanehalkının enflasyon beklentilerini de yayımlamaya başladı. Peki bu üç farklı beklentinin oluşmasındaki belirleyiciler ne?

Enflasyon Raporu’nda 2 farklı model ile beklentilerin belirleyicileri analiz edilmiş. İlk modele göre;

* Profesyoneller, reel sektör ve hanehalkının 12 ay sonrası enflasyon beklentisinin şekillenmesinde en önemli etken gerçekleşen enflasyon. Yani gerçekleşen enflasyonun yüksek olması beklentilerin de önemli oranda yüksek kalmasına neden oluyor.

* Reel sektör aylık enflasyon gerçekleşmesine daha duyarlı iken döviz kurundaki değişim en çok tüketicilerin beklentilerini etkiliyor. Yani hanehalkının gözü televizyon ekranlarının sağ alt köşesinde sürekli döviz kurunu takip ediyor.

İkinci modelde ise durum biraz daha farklı. Bu modelin sonuçlarına göre;

* Profesyonellerin ve reel sektörün enflasyon beklentilerini oluştururken çekirdek enflasyona önem atfettiklerini görüyoruz. Hanehalkı ise gıda enflasyonu, brent petrol ve döviz kuruna bakarak enflasyon beklentilerini şekillendiriyor.

Beklentilerden bahsetmişken son verileri de paylaşayım. Temmuz ayı verilerine göre; 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 1,8 puan azalarak %30 seviyesine, reel sektör için 1,2 puan azalarak %55,0 seviyesine gerilerken, hanehalkı için 0,5 puan artarak %72,0 seviyesine yükselmiş durumda.

Göreceğiniz üzere profesyonellerin beklentisi ile hanehalkı beklentisi arasında 42 puanlık bir fark var. Merkez Bankası’nın çalışmasından yola çıkarsak hanehalkının döviz kuru beklentileri konusunda piyasalar kadar ikna olmadığını ve bu yüzden enflasyon beklentilerini de yüksek tuttuğunu değerlendirebiliriz. Diğer yandan reel sektörün de gerçekleşen gıda ve enerji hariç enflasyon (Çekirdek enflasyon) verilerinden yola çıkarak önümüzdeki dönem için enflasyon beklentilerini şekillendirdiğini ifade edebiliriz.

Özetle hem ekonomi yönetiminin hem de Merkez Bankası’nın fiyatlama davranışlarının belirleyicisi olan reel sektörü ve talebi oluşturan hanehalkını enflasyonun düşeceği konusunda ikna edebilmek için daha fazla gayret sarfetmesi gerektiğini belirtmekte yarar var. Zira reel sektörün enflasyon beklentileri makul bir seviyede çıpalanmadığı için sürekli ilave zamlarla karşı karşıya kalıyoruz ve bu durum da dezenflasyon sürecini zorlaştırıyor.

#Merkez Bankası
#Ekonomi
#Enflasyon
#Levent Yılmaz