Bir süreden bu yana devam eden sıkılaştırma programının en önemli aylarına girdik. Artık bundan sonraki dönemde her türlü veri akışı ve açıklama her zamankinden daha da önemli hale gelmiş durumda. Öncelikle enflasyonun ana eğilimi konusunda gözümüz TÜİK’te ve TCMB’de olacak. Zira bu veri Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz kararlarını alırken en yakından takip ettiği verilerin başında geliyor. Bu bağlamda Ekim ve Kasım ayı enflasyonları çok kritik öneme sahip. Çünkü Merkez Bankası’nın
Bir süreden bu yana devam eden sıkılaştırma programının en önemli aylarına girdik. Artık bundan sonraki dönemde her türlü veri akışı ve açıklama her zamankinden daha da önemli hale gelmiş durumda.
Öncelikle enflasyonun ana eğilimi konusunda gözümüz TÜİK’te ve TCMB’de olacak. Zira bu veri Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz kararlarını alırken en yakından takip ettiği verilerin başında geliyor. Bu bağlamda Ekim ve Kasım ayı enflasyonları çok kritik öneme sahip. Çünkü Merkez Bankası’nın Kasım ayında bir faiz indirimi yapmayacağını biliyoruz ancak Aralık ayında bir indirim olup olmayacağı bu verilere bağlı.
İkinci önemli veri ise enflasyon beklentileri. Bu tarafta ise bir süredir işlerin iyi gittiğini ifade edelim. Piyasa Katılımcıları Anketi’ne yanıt veren profesyonellerin 12 sonrası için enflasyon beklentileri belirgin bir şekilde düşmeye devam ediyor. Son veriye göre 12 ay sonrası enflasyon beklentisi 0,1 puan daha azalarak %27,4’e gerilemiş durumda.
Bununla birlikte bir süredir atalet sergileyen reel sektörün enflasyon beklentileri de son aylarda düşme eğiliminde. Merkez Bankası’nın Ekim ayı verisine göre 12 ay sonrası için reel sektörün enflasyon beklentisi 1,6 puan daha azaldı ve %49,5 seviyesine geriledi. Reel sektörün enflasyon beklentisi fiyatlama davranışları açısından önem taşıyor. Zira geçmiş verilere baktığımızda genellikle gerçekleşen enflasyon reel sektörün beklentileri ile paralel oluyor.
Tüketici tarafında da hanehalkı enflasyon beklentilerine bakıyoruz. Burada da düşüş devam ediyor. Ekim ayında hanehalkının 12 ay sonrası enflasyon beklentisi 4,4 puan düşerek %67,2 seviyesine geriledi. Elbette arada büyük bir fark var. Ancak bu durum tüm dünyada bu şekilde karşımıza çıkıyor. Yani tüketicilerin enflasyon beklentileri her zaman gerçekleşen enflasyon ve profesyonellerin enflasyon beklentilerinin üzerinde oluyor.
Enflasyon tarafındaki gelişmeler bu şekilde iken faiz indirimlerine ilişkin tahminler ise farklılaşıyor. Bazı finansal kurumların bu yılın son 2 ayında beklediği toplam 500 baz puanlık faiz indirimini önümüzdeki yıla ötelediğini görüyoruz. Pek çok ekonomist de faiz indirimleri için aceleci olunmaması gerektiği yönünde telkinde bulunuyor. Ancak ben tüm bu gelişmelere rağmen Merkez Bankası’nın Aralık ayında faiz indirimine kapıyı açık bıraktığını ve Ekim ile Kasım ayı enflasyon verilerini gördükten sonra bir faiz indirimini gündeme alabileceğini değerlendiriyorum.
Öte yandan bu faiz indiriminin oranının piyasada konuşulanlar kadar yüksek olmayabileceği görüşümü de kayda geçirmek isterim. Bana göre Merkez Bankası eğer Ekim ve Kasım enflasyon oranları alan açarsa 50 ya da 100 baz puanlık bir faiz indirimi ile parasal duruşu gözden geçirmeye başlayabilir. Ancak faiz indirimlerinin başlaması sıkılaştırmanın hızlıca son bulacağı anlamına gelmeyecektir. Çünkü Merkez Bankası ve BDDK’nın elindeki diğer araçlarla enflasyon belirli bir seviyeye gerileyinceye kadar sıkılaştırmaya devam edeceğini unutmamak gerekiyor. Yani faiz indirimi gelse bile sıkılaştırma programı uzun bir süre daha bizimle olacağı için planları bu gerçeğe göre yapmakta fayda var.