Oldukça zor bir yılı geride bıraktık. Hem küresel ekonomideki hem de içerideki belli başlı sorunlarla baş etmeye çalıştık ve nihayet tünelin ucundaki ışık göründü. Ancak biliyorsunuz ki takvimin dönmesi sorunları ortadan kaldırmıyor. Önceki yıldaki sorunları da yeni yıla taşıyoruz. Diğer yandan tünelin ucundaki ışığın görünmesi de bizi rehavete sürüklememeli zira 2025’in ilk iki çeyreğinin biraz zorlayıcı olacağını unutmayalım. Bu hatırlatmanın ardından 2025 yılında bizi ekonomide nelerin beklediğini özetlemeye başlayayım.
İlk olarak dışarıdaki en büyük riskimiz yeniden göreve başlayacak olan ABD Başkanı Trump’ın korumacı ekonomi politikaları olacak. Trump’ın Çin başta olmak üzere ticaret savaşlarını yeniden körüklemesi ve bunun neticesinde de küresel ticaretteki hacim düşüşlerinin ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesinin bekliyoruz.
ABD tarafındaki bir diğer önemli konu da Dolar’ın değeri olacak. ABD Merkez Bankası Fed’in daha evvelki tahminlerden daha az ve daha yavaş faiz indirecek olması bir süre daha Dolar Endeksi’nin güçlü olacağına işaret ediyor. Tabii ki Trump ticaret savaşlarında “kur savaşı” kozunu da devreye sokarsa o zaman işler değişecektir. Ancak şimdilik bir süre daha güçlü Dolar görmeye devam edeceğiz. Bu durumun da Euro/Dolar paritesinin bizim aleyhimize bir oranda düşük kalmasına neden olacağını unutmayalım.
En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nden gelen veriler ise pek iç açıcı değil. Türkiye’nin dış talebinde önemli bir yeri olan Avrupa ekonomisinin zayıf durumunun 2025 yılının önemli bir bölümünde de sürmesini bekliyoruz. Bu durum düşük parite ile beraber ihracatçılarımızı zorlamaya devam edecek.
İçeride ise gündem yine enflasyon ve faiz olacak. Faiz indirimleri başlamış olmasına rağmen dezenflasyon programının uygulanmaya devam edecek olması sıkılaştırmanın diğer para ve maliye politikası enstrümanları ile sürdürüleceği anlamına geliyor. Ayrıca büyümede de bu yıl potansiyelimizin altında bir orana hazırlıklı olmamız lazım. Dışarıdaki zorlayıcı koşullar ve içeride devam eden sıkılaştırmanın etkisi ile sanayi üretimindeki yavaşlama ilk iki çeyrek biraz daha belirginleşebilir. Elbette buna istihdam oranlarındaki gerilemenin de eşlik etme ihtimali var.
Peki faiz indirimleri başlamış olmasına rağmen neden böyle bir tablo göreceğiz? Buradaki en önemli konuların başında enflasyon beklentilerindeki düşüş geliyor. Merkez Bankası bundan sonraki her toplantıda 250 baz puan faiz indirse bile beklenen enflasyondaki hızlı düşüşün para politikasının sıkılığını bu dönemde olduğundan daha güçlü hale getirmiş olacak. Yani politika faizi oranı daha düşük olsa bile daha güçlü bir sıkılaşma görmeye devam edeceğiz.
Yukarıdaki duruma ilave olarak finansmana erişimdeki zorlukların da 2025’in bir bölümünde süreceğini öngörebiliriz. Sizlere 2023 ve 2024 yılları boyunca yazdığım yazılarda zaman zaman sürdürülebilir nakit akışının ve alacakları tahsil etmenin öneminden bahsetmiştim. İşte 2025 yılının ilk iki çeyreği bu iki konunun değerinin en çok hissedildiği dönem olacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.