Bir önceki yazımda da detaylı bir şekilde belirttiğim üzere devam eden dezenflasyon programının en kritik günlerine gelmiş durumdayız. Özellikle Ekim ayı enflasyonunun açıklanmasının ardından artık yavaş yavaş yıl sonu enflasyon tahmini ve politika faizi tarafındaki beklentiler de netleşiyor. Hafta başında TÜİK, Ekim ayına ilişkin TÜFE oranlarını açıkladı. Buna göre; Ekim’de TÜFE aylık bazda %2,88 yıllık bazda ise %48,58 arttı. Beklenti anketlerinin ortalaması aylık %2,5’lik bir enflasyon artışına
Bir önceki yazımda da detaylı bir şekilde belirttiğim üzere devam eden dezenflasyon programının en kritik günlerine gelmiş durumdayız. Özellikle Ekim ayı enflasyonunun açıklanmasının ardından artık yavaş yavaş yıl sonu enflasyon tahmini ve politika faizi tarafındaki beklentiler de netleşiyor.
Hafta başında TÜİK, Ekim ayına ilişkin TÜFE oranlarını açıkladı. Buna göre; Ekim’de TÜFE aylık bazda %2,88 yıllık bazda ise %48,58 arttı. Beklenti anketlerinin ortalaması aylık %2,5’lik bir enflasyon artışına işaret ettiği için gerçekleşen enflasyon da beklenti üzerinde gelmiş oldu. Böylesi bir gelişme ise faiz indirimleri konusunda Merkez Bankası’nın nasıl hareket edeceği sorusunu da akıllara getiriyor. Zira artık piyasalar yavaş yavaş faiz indirimlerini konuşmaya başladı.
Enflasyon gelişmelerine bakarak faiz indirimlerinin önümüzdeki yılın ilk çeyreğine kayma ihtimaline yönelik değerlendirmelerin sayısının arttığını görüyoruz. Elbette bunun iki tane temel nedeni var. İlki aylık enflasyonun ana eğiliminde Merkez Bankası istediği patikayı yakalayamadı. İkincisi de buna bağlı olarak yıllık enflasyon hedefini tutturmak artık mümkün görünmüyor. Hatırlayacağınız üzere TCMB’nin yıl sonu enflasyon tahmini %38’di ama sonradan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan tahmin aralığının üst bandını kastederek %42’ye işaret etmişti. OVP hedefi ise %41,5. Ancak son enflasyon gelişmeleri bu oranların biraz üzerinde bir yıllık enflasyonla yılı bitireceğimize işaret ediyor.
Enflasyon hedeflerinden bahsetmişken yarın yılın son Enflasyon Raporu TCMB tarafından açıklanacak. Bu yıl sonu için enflasyon tahmininde bir güncelleme beklemiyorum. Ancak Başkan Karahan için soru-cevap kısmı zor geçecektir. Zira hem faiz indiriminin zamanlamasına hem de enflasyon hedeflerindeki sapmaların nedenlerine ilişkin olarak çok sayıda soru geleceğini şimdiden öngörebiliriz. Ayrıca Başkan’a mutlaka asgari ücret sorusu da sorulacaktır. Çünkü bu konuya IMF dahil pek çok yabancı kurumun dahil olması dikkatleri her zamankinden daha fazla bu alana çevirmiş durumda.
Peki ilk faiz indirimi ne zaman olur? Bana göre bu sorunun tam cevabını bulabilmek için Ekim ayı mevsimsellikten arındırılmış enflasyon verisine bakmakta fayda var. Merkez Bankası Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu’nun Ekim sayısında; “mevsimsellikte arındırılmış verilerle ana eğilim göstergelerinde yavaşlama kaydedildiği” belirtiliyor. Buradan yola çıkarak Merkez Bankası’nın 50 veya 100 baz puanlık çok küçük bir oranda da olsa Aralık ayında bir faiz indirimine gidebileceğini düşünüyorum.
Bu görüşümün temel nedenlerini ise enflasyon beklentileri tarafındaki iyileşmenin beklenen enflasyona göre verilen reel faizi her geçen gün artırması, Merkez Bankası’nın güçlenen rezervleri ile kur tarafındaki sıçrama risklerini azaltması, düşen CDS’ler ve artan kredi notlarının iklimi olumlu hale getirmesi olarak sıralayabiliriz. Bana göre teknik olarak faiz indirimi için şartlar olgunlaşmış olmakla birlikte algısal tarafta bir miktar daha güçlü iletişime ihtiyaç olduğu aşikar. Bunun için de yarınki Enflasyon Raporu toplantısı büyük bir fırsat.