EDISYON:

Dedikodudan medet ummak!

04:0024/08/2024, Cumartesi
G: 24/08/2024, Cumartesi
Levent Yılmaz

Türkiye’de ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası bir süreden bu yana ciddi bir sıkılaştırma programı uyguluyor. Bu programın en önemli aktörü ise doğal olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programa olan desteği ve bunu her fırsatta hatırlatması ise programın başarıya ulaşmasının temel belirleyicilerinden bir tanesi. Ancak Şimşek’in göreve başladığı ilk günden bu yana sürekli bir şekilde ortaya atılan gerçek dışı iddialar, yapılan dedikodular ve sözüm ona “kulis”


Türkiye’de ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası bir süreden bu yana ciddi bir sıkılaştırma programı uyguluyor. Bu programın en önemli aktörü ise doğal olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programa olan desteği ve bunu her fırsatta hatırlatması ise programın başarıya ulaşmasının temel belirleyicilerinden bir tanesi.

Ancak Şimşek’in göreve başladığı ilk günden bu yana sürekli bir şekilde ortaya atılan gerçek dışı iddialar, yapılan dedikodular ve sözüm ona “kulis” bilgileri ile algıyı bozacak beşinci kol faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor. Bunun en önemli örneklerinden birisi yerel seçimler öncesi döviz kuruna yönelik yapılan spekülatif söylemler neticesinde ciddi bir döviz talebi oluşmasına neden olacak şekilde oluşturulan sistematik yalanlardı.

Sonrasında ise defalarca “Şimşek istifa etti” haberleri yapılmaya başlandı. Genellikle “Ankara’daki güvenilir bir kaynaktan!” duyulan söylentiler haberleştirilerek ekonomi yönetiminde değişiklik olacağı algısı oluşturulmaya çalışıldı. Her ne kadar bu “güvenilir kaynak” marifetiyle gelen bilgilerin hiçbirisi doğru çıkmasa da birileri bu kaynaklara güvenip onlardan gelen iddiaları haber(!) yapmaya devam etti.

Hatta bu çarpıtma haberlerin en ilginci ise, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör ve terör örgütü destekçileri için yaptığı bir değerlendirmeyi sanki Şimşek’e yönelik yapmış gibi bir algı oluşturulmasıydı. Öyle bir infial oluşturulmaya çalışıldı ki neredeyse Cumhur İttifakı’nın dağılmaya başladığı yazılıp çizildi. Sonrasında kısa süre içerisinde Bahçeli, “Polemik üretenler boşa heveslenmesin. Hazine ve Maliye Bakanımızın her zaman arkasındayız. Bir şeyi söylemek istersem doğrudan söylerim.” şeklinde açıklama yapınca konu kapandı.

Örnekleri artırmak mümkün ama neticede; Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanlığının resmi sosyal medya hesapları ve bizzat Şimşek’in kendi sosyal medya hesapları zaman içerisinde “yalanlama” açıklamaları ile doldu.

Elbette uygulanan ekonomi programının eksiklikleri, aksaklıkları ve bazı yan etkileri var. Reel sektörü bir dönem için olumsuz etkileyecek bazı sonuçları olduğu aşikâr. Bunları eleştirmek, gündemde tutmak veya başka politika setleri önermek ise son derece doğal. Dönem dönem benim de yazılarımda programla ilintili bazı konulara eleştirel yaklaşımlarda bulunduğum ve kendimce çözüm önerileri getirdiğim ise arşivlerde kayıtlı.

Tabii ki ayağı yere basan ve yapıcı eleştiri yapmak son derece kabul edilebilir iken dedikodulardan, yalanlardan ve uydurma kulis bilgilerinden medet ummak ise apayrı bir durum. Bu durumun neden olduğu algı bozukluklarının ekonomiye verdiği zararı ve güven tesisinin oluşmasını geciktirdiğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Artık bazı kişi ve kurumların davranışları gerçekten ciddi bir ekonomi güvenliği problemine dönüşmüş durumda.

#Ekonomi
#Mehmet Şimşek
#Dezenformasyon
#Levent Yılmaz

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.