Türkiye gelişmekte olan bir ekonomi. Türkiye ekonomisinin de en kronik problemlerinden bir tanesi cari açık. Cari açık tarafında ise en büyük etki enerji ithalatından kaynaklanıyor. Yani Türkiye bir yandan gelişmiş ülke olma yolunda ilerlerken daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor diğer yandan ithal ettiği enerji de makro ekonomik dengeleri açısından olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu bakımdan Türkiye için her bir damla petrol ve her bir metreküp doğalgazın değeri sadece ekonomik değil aynı zamanda stratejik önem taşıyor.
Geçtiğimiz Cuma günü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın bir haber kanalındaki mülakatını dikkatle takip ettim. Zira Bakan Bayraktar, konuştuğundan çok daha fazlasını eyleme döken bir yapıda olarak tanındığı için satır aralarından yeni çıkarımlar yapmaya çalıştım. Bayraktar enerji alanında oldukça güçlü bir profil. Özel sektördeki üst düzey yöneticilik tecrübesinin hemen ardından bürokraside önemli görevlerde bulundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda; Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, müsteşar yardımcılığı ve bakan yardımcılığı yaptı. Altı sene Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda Kurul üyeliği görevini yerine getirdi. Yani sektörde masanın iki tarafını da bilen bir isim.
Gelelim Bakan Bayraktar’ın mülakatında benim en çok ilgimi çeken kısımlara. İlki ve belki de en önemlisi Türkiye Petrolleri’nin (TPAO) Gabar’dan çıkardığı petrol. Bayraktar Gabar’da hali hazırda günlük petrol üretiminin Haziran ayı başında 50 bin varile çıkarılacağını ifade ediyor. Bu miktar böylesi kalitede bir petrol için bugünkü fiyatlarla günlük yaklaşık 4,4 milyon dolara denk geliyor. Ayrıca devam eden çalışmalarla üretim miktarının yıl sonunda günlük 100 bin varile çıkarılacağının altını çiziyor. Bu da günlük 8,8 milyon dolar demek ki bugünkü fiyatlarda yıllık 3,2 milyar dolarlık bir üretim anlamına geliyor.
Bayraktar’ın mülakatında dikkatimi çeken ikinci kısım ise özel sektörü de dahil ederek Türkiye’nin günlük 200 bin varillik petrol üretimine ulaşabileceği. Bu da yıllık 6,4 milyar dolarlık bir petrol üretimi demek. Peki bu ne anlama geliyor?
Türkiye günlük 200 bin varil petrol üretimi gerçekleştirdiğinde yıllık 6,4 milyar dolarlık bir enerji ihtiyacını kendi kaynakları ile karşılamış olacak. Yani yıllık 6,4 milyar dolar daha az petrol ithalatı yapmış olacak. Bu meblağın ekonomi içerisinde kalması aynı zamanda cari açıkta enerji kaleminin etkisinin de görece olarak azalmasına yardımcı olacak. Diğer yandan eğer bu miktarı kendimiz üretmek yerine ithal etmek zorunda kalsaydı o miktarda döviz ihtiyacı olacaktı ki bu durum aynı zamanda kur tarafında yukarı yönlü baskı demek.
Bu hesaplama sadece Gabar petrolü için geçerli. Sadece Gabar diyorum zira Bakan Bayraktar söz konusu mülakatında “Karadeniz’de petrol emaresi olduğunu düşündüğümüz bir keşif kuyusunu da önümüzdeki süreçte birkaç ay içerisinde kazacağız.” diyor. Bu noktada ben de yorumumu katayım. Eğer söz konusu kuyudan güçlü emareler alınmasa Bayraktar bu konuda açıklama yapmazdı. Yani büyük ihtimalle yakın dönemde hep konuştuğumuz Karadeniz gazına artık Karadeniz petrolünü de ekleyeceğiz diyebiliriz.
Özetle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve ilişkili kurumları sadece enerji arz güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmıyor aynı zamanda cari açığı azaltacak şekilde üretim yapıyor ve stratejiler geliştirmeye devam ediyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.