Rusya-Ukrayna Savaşı ile dünyanın yeni bir döneme girdiğini görüyoruz. Uzun bir süre vekalet savaşları üzerinden sürdürülen güç mücadelesi bu kez yerini doğrudan savaşa bıraktı. Elbette konunun insani boyutunu diğer hiçbir gelişme ile mukayese edemeyiz. Ancak savaşın küresel ekonomiye ve enerji politikalarına etkisi bu savaşın tarafı olmayan milyarlarca insanı da olumsuz etkiliyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı başlamadan önce kaleme aldığım enerji konulu yazılarda da belirttiğim üzere enerji fiyatlarının uzun bir süre yüksek seyretmesini bekliyoruz. Bunun temel nedeni enerji emtialarındaki arz sorunu. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında belirlenen politikalar yeni fosil yakıt yatırımlarını azalttığı için mevcut talep ile arz arasındaki denge talep aleyhine bozulmuş durumda. Savaş çıkmadan önce JP Morgan 2022 yılı petrol fiyat tahminini varil başına 125 dolar olarak ilan etmişti.
Savaşın başlaması ile gündeme gelen en önemli konulardan birisi de Kıta Avrupası’ndaki ülkelerin enerjide Rusya’ya olan bağımlılığı oldu. Özellikle doğalgazdaki bağımlılık konusu Rusya’ya yönelik yaptırımlara enerjinin dahil edilememesi sonucunu doğurdu. Hali hazırda AB ülkelerinin doğalgazda Rusya’ya olan bağımlılığı %42 seviyelerinde. Ancak bu rakam homojen değil. Mesela Avrupa’nın lokomotifi olan Almanya’nın bağımlılığı %54.
Söz konusu bu bağımlılık AB’nin en büyük sorunlarından bir tanesi. Elbette bu konu savaş gündeme gelince daha ön plana çıktı ancak Avrupa ülkelerinin bu bağımlığı azaltmak için alternatifler aradığını ve girişimlerde bulunduğunu biliyoruz. Bu konudaki en önemli çözümün Türkiye’den geçtiği konusunda kapalı kapılar ardında hemfikir olmayan kimse yoktur sanırım. Ama tabii AB’nin özellikle enerji konusunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan’ın “şımarık” tutumlarına teslim olduğu gerçeğini de bir kez daha hatırlatmakta fayda var.
Türkiye’nin AB üyelik müzakere sürecindeki ön şartsız enerji faslı GKRY ve Yunanistan tarafından durduruldu. AB sistematiği içerisinde bir üyenin aday ülkelerle yürütülecek müzakereleri teknik bir sebep olmaksızın durdurma hakkı olduğu için buna itiraz edemeyen AB Konseyi bu kez 2012 yılında söz konusu blokajı by-pass etmek amacıyla enerji faslı da dahil olmak üzere toplam 8 fasılda “pozitif gündem” süreci başlattı. Ayrıca 2015’te de “Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu” toplantılar başladı. Bu da yine GKRY tarafından 2019’da bloke edildi.
Lafı çok dolaştırmadan ifade edeyim. AB’nin bir an önce kendisini GKRY’nin ve Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik düşmanca politikalarından kurtarması gerekiyor. Hem güvenlik hem de enerji arz güvenliği anlamında bölgedeki tek ve güvenilir ülke olan Türkiye ile enerji faslı başta olmak üzere yeni girişimlere başlaması AB’nin özellikle enerji konusundaki son şansı olabilir. Zira eğer Türkiye AB üyesi olsaydı, AB enerji birliğine özellikle doğalgaz tarafında çok ciddi katkıda bulunurdu ve AB böylesine çaresiz kalmazdı!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.