2019 biterken bir sonraki yıla ilişkin öngörüler de yavaş yavaş çıkmaya başladı. Bu konu oldukça ilgi uyandırıcı ve yılın bu aylarında sıkça konuşuluyor zira insanın doğasının bir parçası olan geleceği tahmin etme arzusunun temelinde riskleri görerek kendini koruma ve fırsatları görerek çıkar sağlama güdüsü var. Tabii en çok merak edilen öngörülerin başında da bir sonraki yıl risk oluşturması beklenen konular var. Çünkü riskleri önceden bilmenin önemini her ekonomik kriz deneyimi ile bir kez daha hatırlıyoruz.
Deutsche Bank’ın Başekonomisti Torsten Slok’un gelecek sene ekonomiler ve piyasalar için öngörülen en büyük 20 riski listeledi. Biz burada belli başlı olanlara bakacağız.
Listede eşitsizlikler başı çekiyor. Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen hemen her Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde ele aldığı bu konu yani küresel gelir dağılımı adaletsizliği ve onun sağlık ile eğitimdeki yansımaları hala büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Öte yandan Hans Rosling’in New York Times en çok satanlar listesindeki “Factfulness” kitabındaki dünyanın eskiye oranla çok daha iyi olduğu ve daha fazla insanın daha iyi hayat koşullarında yaşadığına ilişkin bulgularının yeterli olmadığını bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Dünyadaki en alt gelir grubunun eskiye oranla daha iyi koşullarda olması bu arada oluşan eşitsizliklerin kabul edilebileceği anlamına gelmez.
2020 için öngörülen bir diğer risk ise devam eden ticaret savaşları. Her ne kadar arada bir anlaşma sağlanacağına yönelik haberler çıksa da ticaret savaşlarının devam edeceğini biliyoruz. Dahası bir süre sonra Dolar ile Yuan’a Brexit’in ardından İngiliz Poundu ve Euro’nun da katılacağı bir kur savaşına da hazırlıklı olmakta fayda var. Brexit demişken bir diğer riskin Brexit sürecindeki belirsizlik olduğunu da not etmiş olalım.
2020’de yakından takip edeceğimiz bir diğer gelişme ise ABD Başkanı Trump’ın görevden azli süreci. ABD ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi ve ekonominin işleyişindeki aksamaların nelere neden olabileceğini 2008’de küresel krizden dolayı çok iyi biliyoruz. Bu bakımdan Başkan Trump’ın kendisine yönelik süreçte alacağı aksiyonların agresiflik derecesinin küresel ekonomiye etkilerini çok yakından takip etmek gerekiyor.
Bir yandan küresel gelişmeleri ve küresel ekonomiyi takip ederken diğer yandan da kendi önceliklerimizle ilgili süreçleri yönetiyoruz. Ekonomi tarafında büyüme, faiz, enflasyon, cari işlemler dengesi ve işsizlik gibi makro verilere odaklanmışken diğer yandan da Suriye ve Irak’taki terör faaliyetleri, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve müttefiklerimizin bize ilişkin politikaları gündem olmaya devam ediyor. Türkiye bir süredir hem terörle mücadele noktasında hem ekonomide atılacak teknik adımlar da hem de bölgesindeki gelişmelerde süreci daha proaktif bir şekilde yönetiyor. Ancak müttefiklerinin(!) Türkiye’ye yönelik uluslararası hukuka aykırı tutumları ve bölge politikaları konusu ise dikkatle takip edilecek bir riske dönüşmüş durumda. Bu bakımdan Türkiye’nin önceliği ekonomideki teknik adımları kadar önemli olacak ekonomiye etki eden ekonomi dışı gelişmeler olacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.