İnsanî değerlerden en az pay alabilmiş birisinin bile lanetlemekten uzak duramayacağı suikastçı, Ahmet Taner Kışlalı''yı aramızdan ayırdı. Kışlalı''nın ülkenin gerçeği ve sorunlarına ilişkin tezlerine ben de katılmıyordum. Önemli bir ideoloğu olduğu dünya görüşüyle "aramızdan" değildi. Ama bu çok mu önemli? Madem ki her ülke gibi Türkiye''de de farklı siyasal ve ideolojik tercihlere dayanan bir fikir mücadelesi olmadan "doğru"ya yaklaşabilmek imkansızdır, Kışlalı da bu tartışmanın önemli bir odağı
İnsanî değerlerden en az pay alabilmiş birisinin bile lanetlemekten uzak duramayacağı suikastçı, Ahmet Taner Kışlalı''yı aramızdan ayırdı. Kışlalı''nın ülkenin gerçeği ve sorunlarına ilişkin tezlerine ben de katılmıyordum. Önemli bir ideoloğu olduğu dünya görüşüyle "aramızdan" değildi. Ama bu çok mu önemli? Madem ki her ülke gibi Türkiye''de de farklı siyasal ve ideolojik tercihlere dayanan bir fikir mücadelesi olmadan "doğru"ya yaklaşabilmek imkansızdır, Kışlalı da bu tartışmanın önemli bir odağı olarak aramızdaydı. Kışlalı, kendisini yakından tanıyanların özellikle belirttikleri gibi nazik ve ölçülü bir kişiliğe sahipti. Hatta ben kendisini (ekrandan izleyebildiğim kadarıyla) fazla ölçülü ve özellikle de "soğuk ideoloji"yi açıklarken fazla mekanik bulurdum. Toplum, tarih ve siyasetten söz ederken yüzünde tereddütün en ufak izine rastlamaz, bu derece güçlü bir bilimsel özgüven karşısında şaşırırdım. Ama bütün bunlar da çok mu önemli? Ülkemizdeki fikir mücadelesinin eli iyi kalem tutan "jakoben" ve Kemalist cumhuriyetçiler kanadının önemli bir üyesi olarak, tartışmalarımız ve polemiklerimizde aramızdaydı.
Birilerinin anlamak istemediği, mücadelenin bir fikir mücadelesi olduğu ve bizim bunu böylece sürdürmek yolundaki kararlılığımız. Biz herşeye rağmen aramızda konuşmaya devam edeceğiz. "Aramızdan" olmayanlar katiller ve onlara cesaret verenlerdir. Aramızdan birisini aldıkları için ne kadar lanetlenseler azdır.
Ahmet Taner Kışlalı''yı sözü şiddetle kesilmiş herkes için duyduğumuz o büyük bir acıyla uğurladık. Cumhuriyet''in başyazarı İlhan Selçuk keşke düşmanını şaşıran o konuşmayı yapmasaydı. Hangimiz iddia edebilir ki Kışlalı''yı - "numaralı"sı ya da numarasızı farketmez- "fikir" öldürdü? Ahmet Taner Kışlalı''yı öldüren, ona ne derecede olursa olsun karşı olan bir "fikir" değil, her türlü fikrin berisinde, "söz"ün susturduğu yerde duran şiddettir.
Bizi toplum olarak bir faili meçhul cinayetten bir diğerine tanık olarak taşıyan bu süreçten, "söz"ün işlevi ve gücüne ilişkin geliştirmek zorunda olduğumuz bu inanç sayesinde çıkabileceğiz.
