Ziya Gökalp anlatıyor:
“Mütarekeden sonra, İngilizleri, Fransızları yakından görmeye, tanımaya başladık. Bunlarda ilk gözüme çarpan cihet, medeni ahlakın bozukluğudur. Bilhassa memleketimize gelen ya da Malta'da hakim bulunan İngilizlerin, medeni ahlaklarını çok düşük bulduk. Müstemleke ahalisini soymak, mağluplara kul, köle muamelesi yapmak, harp esirlerinin, hatta sulh esirlerinin parasını eşyasını çalmak, onlarca tamamiyle helaldir.
İngiliz milletinin medeni ahlakında gördüğümüz bu düşkünlüğe karşı, itiraf edelim ki, vatani ahlakını pek yüksek bulduk. Türkiye'de yüzlerce, hatta binlerce vatan haininin zuhur etmesine mukabil, bütün İngiltere'de tek bir vatan haini zuhur etmedi. O halde bizde medeni ahlakın daha yüksek olması neye yaradı?”
(Ziya Gökalp-Makaleler. MEB Yayınları)
On binlerce vatan haini
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Ziya Gökalp'in yaşadığı ve gördüğü şeyleri bugünlerde bizler de sorguluyoruz sanırım.
Bu ülkede neden bu kadar hain çıkıyor?
FETÖ, PKK, IŞİD, DHKP-C vb. örgütler içinde bulunan on binlerce insan vatanlarına ihanet etti. Bu örgütlerin haricinde, Batı toplumunu kendi milletinden daha çok seven, daha çok yücelten ve kendi ülkesine nefretle bakan kaç kişi var şu anda? Hatta Rusya'ya, İran'a, Çin'e hayran, onların gönüllü ajanı olmaya hazır, ne kadar çok insan var bu ülkede.
Nasıl oluyor da hasmımız, düşmanımız olan ülkeler, bu kadar kolay insan devşirebiliyorlar içimizden? Bu devşirdikleri insanları, nasıl oluyor da bu kadar kolay ülkelerine karşı, milletine karşı kullanabiliyor? En çok merak ettiğim sorulardan biri budur.
Biz neden aynısını başka ülkeye yapamıyoruz? Bu da ayrı bir soru.
Yıllardır duyarız; istihbaratın, ordunun, Dışişleri Bakanlığı'nın, medyanın, ekonomi dünyasının içinde İngilizlerin, Almanların, NATO'nun, Amerika'nın, İsrail'in, Rusya'nın adamı var derler, birilerini işaret ederler. Siyasette de, 'Amerikalılar getirdi, İngiliz derin devletinin adamı, Kraliçe'nin sadık adamı...' vs. diye insanlar gösterilir.
Tüm bunlar nasıl olabiliyor? Diyelim ki söylentilerin yarısı abartı. Geri kalan yarısı bile hayret etmemize, korkmamıza yeter de artar. Peki ama neden bu insanlar başka ülkeleri dost ediniyor, ülkesine hainlik ediyor?
Ziya Gökalp, milli dayanışma ruhunun olmayışına bağlıyor bunu. Ben ise buna ek olarak, farklı gerekçeler olduğunu da düşünüyorum. Sıralayayım:
1. Milli şuuru olmayanlar ihanet eder
Sömürge olmuş, işgal edilmiş, köleleştirilmiş toplumlar kolay ihanet eder. Zira onların milli şuurları yok edilmiştir. Sömürgeci politikalar bu insanlara ne kadar geri kaldığını, sömürenlerin ise ne kadar medeni olduğunu anlatıp, onları milli bağlarından koparır.
Tarih bilinci, medeniyet algısı, millet olma duygusu, milli birlik derdi olmayan insanlar en kolay ihanet eden insanlardır.
2. Güce tapanlar ihanet eder
Bazı insanlar güce tapar. Deminden beri saydığımız ülkelerin tamamı (İran hariç) güçlü devletlerdir. Siz hiç Somali'ye, Srilanka'ya ajanlık eden, bu yüzden ülkesine ihanet eden birini duydunuz mu?
O nedenle güce tapan ve kedi ülkesinden daha güçlü olan devletlerden bir menfaat bekleyen insanlar, ülkelerine kolayca ihanet eder.
3. Vatansız ideolojiler ihanet ettirir
FETÖ, PKK, IŞİD vatansız ideolojileri olan örgütlerdir (bu konuda daha geniş bilgi için 09.09.2016 tarihli yazımı okuyabilirsiniz).
Bu örgütlerde insanlara küçük yaştan itibaren milli duygular, vatan aşkı, millet kavramı, ülke bilinci özellikle öğretilmez. Onlar için ideoloji vatan, ülke, millet kavramlarından önce gelir.
İdeolojik körlük, onlara doğdukları, büyüdükleri vatanlarına karşı her türlü kötülüğü yaptırır. İran ve Suriye için ülkesine ihanet edenler de mezheplerini ideoloji gibi algılayanlardır.
Kör ideolojilerin vatanları olmaz.
Bayrak, toprak, millet, ülke gibi kavramların duygusal bir karşılığı yoktur onlarda.
4. Kişisel menfaatini
düşünenler ihanet eder
Bir insanın siyasi bir makam için, para için, şan şöhret için, yani kişisel menfaati için ihanet ettiğine çok şahit olmuştur tarih. Bunların çoğu kifayetsiz muhterislerdir.
Başka türlü elde edemeyeceği bir makamı, bir serveti ancak ihanet ederek elde edeceğini düşünen biri, bunu tereddüt etmeden yapar
. Bunlar muhteris ve egoist kişiliklerdir.
5. Kibir, nefret ve kin ihanet ettirir
İnsanın en büyük zaafları olan kibir, nefret ve kinin bir insana ülkesine ihanet ettirebileceğini unutmamak lazım. FETÖ Lideri ve örgütün önde gelenlerindeki kibir ve nefretin sonucundaki ihaneti hepimiz yaşadık.
Avrupa'ya kaçıp, ülke ülke dolaşarak Türkiye'yi kötüleyen, NATO'yu müdahaleye çağıran, Esed rejimi ile görüşen, Rusya ile işbirliği yapan gazeteci, siyasetçi, örgüt mensubu insanların temel dürtüsü, kibirleri, nefretleri ve kinleridir.
Sorsanız ülkelerine ihanet etmediklerini söylerler. Oysa iktidara karşı olmakla, devlete karşı olmak birbirine geçmiştir zihinlerinde.
Tüm bu sebeplerden dolayı bu ülkenin haini çok olur. Ziya Gökalp milli şuuru arttırmalıyız diyordu yüz yıl önce. Çok şükür 15 Temmuz'da milli şuurumuzun yerinde olduğunu gördü herkes.
Ancak iki şey yapmaya ihtiyaç var:
Bir
, milli birliği kurmalıyız. Geniş gönüllü, hoşgörülü şekilde, tüm ülke çocuklarını kucaklayarak, bir milli seferberlik başlatmalıyız. Dostu çoğaltmalı, düşmanı azaltmalıyız.
İki
, güçlü devlet olmak zorundayız. Bu yüzden de çok çalışmalı, ehliyet ve liyakate önem vererek, devleti kurumsallaştırmalıyız.
Bakın bunları yaptıktan sonra nasıl hainler azalıyor, hepimiz görürüz.
#Ziya Gökalp
#Mütareke
#FETÖ
#PKK
#IŞİD
