Uzun süreden beri yabancı medyanın Türkiye’deki yatırımlarını izlemeye çalışıyorum. Son olarak İngiltere’nin ünlü gazetesi The Independent Türkçe yayınları başlatarak, diğer yabancı medya kervanına katıldı. Suudi Arabistan fonuyla yayın yapan gazete, diğer dillerin yanı sıra, bundan böyle Türkçe yayın da yapacak.
Daha önce El Cezire ilk kez Türkçe yayın yaparak dikkatleri üzerine çekmişti. Önce Türkçe televizyon kurulmuş, çok güçlü bir kadro oluşturulmuştu. Ancak televizyon çok büyük masraflar yapmasına rağmen bir türlü yayına geçmedi. Sonra proje sosyal medya yayınlarına dönüştürüldü. Deneyimli Gazeteci Gürkan Zengin’in yönettiği proje gazetecilik olarak başarılı yayın yapsa da daha sonra kapatıldı. Proje gazetecilik değil de, daha çok siyasi nedenlerle sona erdirildi sanırım.
Başarısızlıkla sonuçlanan EL Cezire projesine rağmen, bu diğer yabancı medya kuruluşlarının Türkiye’deki girişimlerini engellemedi.
Bu konuda en dikkat çekici girişimlerden biri, Rusya’ya ait Sputnik projesidir. Hem sosyal medya, hem radyo, hem de internet yayını ile dikkatleri çeken proje, yabancı yayınlar içinde en çok izlenen ve etki oluşturan proje oldu.
Almanların Deutsche Welle (DW) İngilizlerin BBC Türkçe de çok aktif ve etkili yayınlar yaparak bu alanda kendilerine yer açtılar.
Amerika’nın Sesi (VOA) de son yıllarda oldukça büyük yatırımlar yaparak Türkçe departmanlarını güçlendirdiler. Ancak ABD merkezli kaldıkları için istenilen etkiyi yarattığını söylemek zor.
Bunlara ek olarak, Çin ve İran’ın da çok sayıda medya organını doğrudan ya da dolaylı olarak fonlaması ve desteklemesi dikkat çekicidir.
Suud, Katar, Mısır merkezli küçüklü büyüklü çok sayıda medya kuruluşu yine İstanbul’da yayın yapıyor.
Dikkat çeken konu, tüm bu yayınların kar amaçlı olmamasıdır. Devlet destekli bu kuruluşlar daha çok gündem oluşturmak, gündemi etkilemek ve kamuoyunda çok izlenmek için bir politika izliyorlar. Çoğu reklam almıyor ya da alamıyor.
Yine dikkat çeken bir diğer husus, Türkçe yayın yapan tüm bu kuruluşların, Türkiye’deki çok deneyimli gazetecileri bünyesinde toplanması. Bu gazetecilerin ortak özellikleri ise bir zamanlar ana akım medyada popüler olmasına rağmen, muhalif yazıları nedeniyle kendilerine artık yer bulamaması.
Doğal olarak bu özellikleri yayınlarına da yansıyor. Haberlerin büyük kısmı tatlı sert.
Yabancı devletlerin fonladığı ve desteklediği bu medya kuruluşlarının son derece sofistike kamuoyu yönlendirme çalışmaları yapmasına da rastlıyorum. Doğal olarak kendi devletlerinin politikalarını öne çıkartan, çıkarlarını koruyan bir tutum içindeler. Sputnik bunu çok açıktan yaparken, VOA, DW ve BBC daha sofistike ve ince bir ayarla yapıyor.
Sanırım yabancı medyanın Türkiye’deki faaliyetlerini gazetecilik kaygısına bağlamamız biraz saflık olur. Ekonomik kar amaçlamadıkları da aşikar.
Bu durumda yabancı medyanın Türkiye faaliyetlerini siyasi bir amaç taşıdığını söyleyebiliriz. Bunun sahadaki yansımalarını biraz dikkatli inceleyenler görebilirler.
Türkiye’de medyanın yaşadığı büyük krizin de yabancı medya kuruluşlarının iştahını kabarttığını söylemeliyiz. Ekonomik olmaktan çok, editöryel ve etik anlamda bir krizden bahsediyorum. Türkiye’de medya güvenilirlik, basın ahlakı, doğru haber, objektif tutum konusunda son derece sıkıntılı bir halde.
Dolayısı ile okuyucunun kendi ülkesindeki medyaya olan güvensizliği, onu doğru habere ve analize ulaşmak için yabancı medyaya yönlendiriyor. Üzülerek söylemeliyim ki, yabancı medyanın izlenme, okunma ve etki oranları Türk medyasından daha fazla.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.