Herkes Saadet Partisi meselesine odaklanmışken, henüz konuşulmayan bir konuya eğilelim. Sorumuz şudur:
Anayasa referandumunda çok kritik rol oynayan Kürt kökenli vatandaşlar önümüzdeki seçimde ne yapacak?
Dün geleneksel olarak nabız tutma görüşmelerimi yaptım. Hemen hemen her kesimden isimlerle görüştüm. Bölgeyi aradım, kanaat önderleriyle görüştüm.
Uzun yıllardır bölgeyi izleyen ve trendi görmeye çalışan biri olarak aşağı yukarı bir kanaatim oluştu.
Kamuoyu araştırma şirketleri henüz spesifik olarak “Kürt oyları” konusuna eğilmiş değil. Ancak genel araştırmalar içinde gördükleri şey, HDP ve AK Parti içinde oylar 1 Kasım seçimlerindeki konumlarını koruyor.
Anayasa referandumu öncesinde anketlerle aynı kanaatleri taşımıyordum. Ben HDP oylarının eriyeceğini, MHP-AK Parti ittifakına Kürt seçmenin tepki vermediğini söylemiştim. Dediğim çıktı.
Şu anda durumu birkaç madde ile şöyle açıklayabilirim.
1.
7 Haziran’dan beri HDP oyları, AK Parti'ye geri dönme eğilimini sürüyor.
2.
Sadece, Barzani’nin bağımsızlık referandumuna AK Parti ve MHP’nin gösterdiği tepki, bu yönelimi negatif etkiledi ve yönelimi durdurdu.
3.
Aradan geçen süre, bu atmosferi dağıttı ve tepki azaldı. Yerini “bakalım ne olacak” bekleyişine bıraktı.
4.
Afrin Operasyonu’na düşünüldüğü gibi, bölgede bir tepki bulunmuyor. Kürtler bu operasyonun Kürt etnisitesine değil, terör örgütüne yönelik olduğunu algıladı.
5.
HDP’li belediyelere kayyum atanması, bölge halkında sanıldığı gibi tepki değil, destek gördü. Halk belediye hizmetlerini aldığı için halinden son derece memnun.
6.
Seçim ittifakları, özellikle MHP-AK Parti ittifakına yönelik genel bir tepki bulunmuyor. Her iki partinin söylem ve eylemlerinde dikkatli davrandığı sürece bu tepkinin oluşmayacağı kanaatindeyim.
7.
Bölgede seçmen anketlerde bile rengini belli etmiyor. Sessizce seçim günü bekliyor ve olanları izliyor.
Son HDP kongresinde meydana gelen çatlak ve ayrışma parti teşkilatını çok etkilemiş gözüküyor. Parti yönetiminin radikal Türk soluna teslim edilmesine yönelik gösterilen tepkiler, tasfiye hareketlerini de beraberinde getirdi. Parti içinde muhafazakar siyasetçiler, dışlandı ve önümüzdeki seçimde aday gösterilmeyeceği kesin gibi.
HDP ile hiç kimsenin ittifak yapmayacağı anlaşılıyor. EMEP gibi marjinal partilerle bir ittifakın ise HDP oylarına çok etki yapmayacaktır.
Tüm bunlara rağmen HDP baraj seviyesindeki konumunu koruyor. Bu durum aynı şekilde devam ederse, çok az oy farkıyla barajın altında kalacağı ya da geçeceği söyleniyor. Benim kanaatim, HDP’nin baraj altında kalma ihtimali daha yüksek.
HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile yaptığım görüşmede, partinin önümüzdeki seçime sıkı hazırlandığını anladım. 2019'da 81 ilde, hem belediye, hem de parlamento seçimlerine katılmak üzere hazırlık yapıyorlar. Cumhurbaşkanlığı için aday göstermeyi de düşünüyorlar.
Bugüne kadar HÜDAPAR’a herhangi bir ittifak teklifi gelmemiş ve herhangi bir partiye teklif götürülmemiş. Zekeriya Bey, her partiden gelecek teklife açık olduklarını söylüyor.
Muhafazakar Kürt kökenli kişilerin kurduğu ve yönettiği HÜDAPAR, oy sayısı açısından çok büyük etki yapmayacağı düşünülse de, psikolojik olarak Kürt seçmen algısında bir etki yapabileceği düşünülmelidir.
HÜDAPAR da, Türkiye partisi olma yönündeki çalışmalarını hızlandırdığı ve kamuoyundaki algısını değiştirdiği takdirde, siyasette bir boşluğu doldurabileceğini hesaba katmalı.
Sonuç itibariyle, Kürt seçmenlerin sessizce beklediğini söylemeliyim. Saadet tartışması soğuduğunda, Kürt oylarının nereye akacağı konusu yoğun olarak tartışılacaktır. Şimdiden ilk yazıyı yazmış olayım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.