1800'lü yılların sonuydu. Osmanlı her yerde toprak kaybediyordu. İngilizler Kıbrıs'ı, Mısır'ı, Ruslar Kafkasya'yı talan ederken, Fransızlar Cezayir'i Tunus'u işgal etmişti. Balkanlar kaynıyor, İmparatorluğun bir çok toprağında içten içe bir ateş harlanıyor ve koca devlet parçalara ayrılıyordu.
Osmanlı tebaası, işgal edilen her toprakta bir direniş başlatıyordu. Ellerinde bayraklar, Tevhit sancakları, işgalcilere karşı sokaklara dökülüyor, vuruşuyor, şehit oluyordu
Halk sokakta direnirken, aydınlar ve münevverler ise bu direnişi nasıl güçlendireceklerini, hayatta nasıl kalacaklarını tartışıyordu. Devlet idaresinden, yönetim sistemine, diplomasiden dini anlayışa, mezhep taassubundan fıkıh kurallarına kadar, her konuda reform, yenilik ve değişim için fikirler üretiyorlardı.
İşgaller ve karşı direniş büyük bir tartışma yaratmıştı. İşte tam bu esnada, Avrupa ve Rusya, işgal ettikleri topraklarda kendilerine karşı direnen insanların aleyhine bir propaganda başlattı.
Kavram Arapça, Farsça, Türkçe dillerinde yer almıyordu. Yabancı bir kelimeydi ve direnişçileri Müslüman kitleden kopartıp yabancılaştırmayı amaçlıyordu. İşgallere karşı direnen, reform isteyen, yenilik isteyen, batının sömürgesine itiraz eden herkesi o tarihten sonra “Pan-İslamist, İslamcı” olarak mahkum etmeye başladılar. Buna Abdülhamit de dahil edildi.
Ancak kavram hiçbir zaman Müslüman aydınlar tarafından kabul edilmemiş ve tanımlama reddedilmiştir. O dönmede 'İslamcılık nedir?' konusunda yapılmış en etkileyici tanımlama, 1907 yılında, İngiltere'de yaşayan Hindistan kökenli, Behçet Vehbi Bey tarafından yapılmıştır. Avrupa'nın “Müslüman tehlikesi” diye korku yaratmak için bu kavramı ürettiğini söyleyen Vehbi Bey, İslamcılığı şöyle tarif etmiştir:
Bana göre İslamcılığı, yenilik hareketlerini ve 'dava'yı en iyi açıklayan tarif budur
15 Temmuz gecesi, eline bayrağı, sancağı alıp sokaklara dökülen köylü, işçi, esnaf, akademisyen, iş adamı, aydın... yani vatan sever milletin fotoğrafının altına “İslamcılar, aşırı dinciler sokaklara döküldü” haberi yapan Batı basını, tam olarak yüz yıl önce atlarının izinden gitmiştir. Bu ayrıştırma, karalama ve ötekileştirme çabasına, içerideki işbirlikçi hainler de destek vermiştir.
Şimdi 'İslamcılık' kavramını kullanarak bir hareketi kötülemek, mahkum etmek ve tasfiye etmek için uğraşan bir kesim var. Kavram batıya ait, tanımlama batıya ait, suçlama Batıya ait ama dışlanan ve tasfiye edilmek istenenler bu ülkenin vatan sever evlatları.
Ankara bürokrasisindeki son dönem atamalar, yöneticilerin de bu rüzgardan etkilenmiş olabileceği şüphesini arttırıyor. Bu da kafalardaki soru işaretini çoğaltıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.