Büyüklere farklı tavsiyeler

04:0031/08/2017, Perşembe
G: 17/09/2019, Salı
Kemal Öztürk

Geçen hafta ‘gençlere farklı öğütler’ (18 Ağustos 2017) yazımdan dolayı çok mesaj aldım. Gençler durumdan memnun. Ancak anne babalar daha çok mutlu. Çocuklarını dürte dürte yazıyı okutanlar da olmuş!Bir grup genç şunu söyledi. ‘Evet bizim öğütlere ihtiyacımız var. Hatalarımız oluyor. Doğru. Peki büyüklere söyleyecek bir sözünüz yok mu?’Bence gençler haklı. Genç babası olarak kendi hatalarımı göz önüne getirdim. Sonra şu tavsiyeler ortaya çıktı:…/…-Çocuğunuzla aranızda, tıpkı babanızla sizin aranızda

Geçen hafta ‘gençlere farklı öğütler’ (18 Ağustos 2017) yazımdan dolayı çok mesaj aldım. Gençler durumdan memnun. Ancak anne babalar daha çok mutlu. Çocuklarını dürte dürte yazıyı okutanlar da olmuş!

Bir grup genç şunu söyledi. ‘Evet bizim öğütlere ihtiyacımız var. Hatalarımız oluyor. Doğru. Peki büyüklere söyleyecek bir sözünüz yok mu?’

Bence gençler haklı. Genç babası olarak kendi hatalarımı göz önüne getirdim. Sonra şu tavsiyeler ortaya çıktı:

…/…


-Çocuğunuzla aranızda, tıpkı babanızla sizin aranızda olduğu gibi bir kuşak farkı olduğunu bilin. Bu, sizin kuşağınızın iyi, onunkinin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Tersi de değildir.

-Çocuğunuza ‘Süphaneke’yi ezberletmeden önce, Peygamber Efendimiz’in “Emin” sıfatını öğretin. Nasıl ‘emin’ olunacağını yaşantınızla gösterin.

-Çocuğunuz sizin mahsulünüzdür. Sorun varsa, tarlaya, tohuma, suya, çapaya, gübreye de bir bakın. Suçu tek mahsulde aramayın.

-Bu kuşaktaki çocukların motivasyon şekli bizim kuşaktakilere benzemez. Ters motivasyon, çocukta ters tepiyor. Yani, ‘bardağın yarısı boş evladım, kör müsün?’ demeyin. ‘Bardağın yarısı dolu evladım, maşallah’ deyin.

-Çocuğunuzun başardığı en küçük şeyi büyütün, başaramadığı en büyük şeyi küçük görmeye çalışın.

-Çocuğunuzun her dediğine ‘evet’ demeyin, ‘hayır’ da demeyin. Neden ‘evet’ ve ‘hayır’ dediğinizi iyi düşünün, çocuğunuza da iyi anlatın.

-Çocuğunuz sizin arkadaşınız değildir. Siz ebeveynsiniz, onlar da çocuk. Bu ailede şakalaşma olmayacak, askeri disiplin olacak anlamına gelmez. Mesafeyi siz koruyun.

-‘18 yaşından sonra bana karışamazsın’ diyen çocuğunuz varsa, ona şunu deyin: ‘Evlat bir Hollywood film repliği burada işe yaramaz. Ölünceye kadar senin babanım/annenim ve her yanlış yaptığında sana karışırım. Şimdi go home!’

-Çocuğunuza interneti yasaklamayın. Ona, nasıl verimli kullanacağını ve neden aşırı kullanımın zararlı olduğunu, ya siz anlatın ya da uzmanına söyletin.

-Yoğun sosyal medya kullanımı çocuğunuzu cahil bırakır. Yasaklamanız da merakı arttırır. Sosyal medyanın nasıl sağlıklı kullanılacağını önce kendiniz öğrenin, sonra çocuğunuza öğretin.

-Çok küçük yaşlarda çocuk bazı kelimeleri yanlış söyler, eşyalara farklı isimler takar. Sakın onları düzeltmeye çalışmayın, gülerek alaya almayın, onu taklit etmeyin. Onları not edin, kaydedin ve büyüdüğünde ne kadar tatlı olduğunu bir kez daha yaşayın.

-Çocuğunuz kitap okumuyorsa, bilgili değilse panik yapmayın. Çocuğunuza kitap okumayı sevdirmenin yolunu bulun. Sakın, “ben her hafta bir kitap okuyordum, sen kime benzedin?” diye kafasına kitap fırlatmayın.

-Daha çocuk yaşta sorumluluk almış insanlar, aynı şeyi çocuklarından bekler. “İki keçi versem, birini kaybeder, diğerini kurt kapar” diye aşağılamayın. Unutmayın ki sizin de babanız sizden daha erken yaşta olgunlaştı. Ömür uzuyor, insanların olgunlaşma yaşı da değişiyor. Kuşak farkı bundan oluşuyor zaten.
-Çocuğunuza bir kulübe, gruba, cemaate girmesini tavsiye edin. Ancak onu kutsamamasını, diğerlerini düşmanlaştırmamasını özellikle tembih edin.

-Çocuğunuz ne kadar soru sorarsa sorsun, ne kadar merak edersen etsin, sakın bundan usanmayın. Daha fazlası için teşvik edin. Soru soran, merak eden çocuk hayatta başarılı olur.

-Din, çocuğunuzu ahlaklı yapmaz. Nasıl ahlaklı olacağını öğretir. Çocuğunuza ahlaklı olmayı yaşantınızla öğretin.

-Aşırı olan her şey çocuğunuza zarar verir. Din, ideoloji, özgürlük, milliyetçilik böyledir… Bize mutedil olmak yakışır.

-Çocuğunuza ne kadar önemli olduğunu sık sık hissettirin. ‘Arpası fazla gelen at kudurur’ diye onu sevdiğinizi, önemsediğinizi söylemekten vazgeçmeyin.

-‘Ben eskiden şöyle yaşardım, böyle yapardım’ diye sürekli kendinizden örnekler verip durmayın. Çocuk içinden, ‘öff yine başladı’ diyordur bilin.

-Çocuğunuzun sorunu nasıl çözeceğinizi yine çocuktan akıl alarak yapın. “Evladım bu sene yine çok zayıf getirdin. Bu sorunu nasıl çözelim söyle bana” deyin, çocuk da şaşıracaktır.

-Çocuğunuzun çok başarılı, çok yetenekli olmasını, iyi yerlere gelmesini istiyorsunuz eminim. Ancak çocuğun da bir kapasitesi olduğunu, bunu aşmasının da mümkün olmadığını unutmayın.

-Çocuğa doğayı, gezmeyi, sporu, tarihi, coğrafyayı, matematiği, felsefeyi, sanatı sevdirin. Bunları severse ve yaparsa sizi geçer diye anlamsız kuruntulara düşmeyin.

-Kırk yaşından sonra muhakkak bir çocuk yapın. Diğer çocuklarınız büyüyüp evden gittiğinde, hayatınızda verdiğiniz en doğru kararın bu olduğunu anlayacaksınız.

Bunların hepsini sen yapıyor musun diye soranlar var biliyorum. Hayır. Uğraşıyorum. Gidiş yolunda puan verirdi eskiden lise hocalarımız.

#Çocuk
#Çocuk yetiştirme