Bakanlar Kurulu değişikliğinin perde arkası

04:0020/07/2017, Perşembe
G: 17/09/2019, Salı
Kemal Öztürk

İnsanlar bayılırlar böyle perde arkası bilgilere. Bu tür yazılar kaleme alan köşe yazarları da çok okunur. Biz uğraşır, didinir, araştırma, analiz falan yazarız okuyan olmaz. Ama iki kulis bilgisiyle bir köşe yazanlar, parsayı toplar o gün. Gözümüz yok tabi.Şimdi Bakanlar Kurulu değişikliği üzerine binlerce yorum okuyacaksınız. Değişikliğin, politik ve dengelere etkisi üzerine yapılacak ciddi yorumları çok okursunuz. Ama benim yazacağım şeyi başka yerde okuyamazsınız! Yazarlık dünyasında bu tür

İnsanlar bayılırlar böyle perde arkası bilgilere. Bu tür yazılar kaleme alan köşe yazarları da çok okunur. Biz uğraşır, didinir, araştırma, analiz falan yazarız okuyan olmaz. Ama iki kulis bilgisiyle bir köşe yazanlar, parsayı toplar o gün. Gözümüz yok tabi.


Şimdi Bakanlar Kurulu değişikliği üzerine binlerce yorum okuyacaksınız. Değişikliğin, politik ve dengelere etkisi üzerine yapılacak ciddi yorumları çok okursunuz. Ama benim yazacağım şeyi başka yerde okuyamazsınız! Yazarlık dünyasında bu tür beylik lafları çok olur. Benim neyim eksik?

KABİNE EN ÇOK NEYİ ETKİLER?

Bakanlar Kurulu değişikliği öncesi ve sonrası, siyasi havaya ve siyasilerin psikolojisine çok şahit olduğum için size onun perde arkasını anlatayım.

Bir kere kabine değişikliklerinin en büyük etkisi, uykuyadır. İktidar partisinde kaç milletvekili varsa, değişiklik lafı çıktığı anda uyku düzenleri bozulur. İstisnasız hepsinin. “Yok ben bakanlık beklemiyorum” diyen varsa bilin ki, o gece uykusuz geçirmiştir. Kesin.

Hatta sadece milletvekillerinin değil, (dışarıdan bakan atanması da mümkün olduğundan), kendini muhtemel bakan gören herkesin uyku düzeni bozulur. Benim de uyku sorunu yaşadığım zamanlar olmadı değil! Bakanlık beklentisinden değildi tabii.

HINZIR ŞAKA YAPANLAR

Allah affetsin, Başbakan danışmanıyken bu heyecanlı ortamda çok fena şakalar yapardık. Bakanlar kurulu listesi açıklanmadan kısa bir süre önce, sevdiğimiz bir milletvekilini arardık. Saniyesinde telefonu açardı tabii. “Ne var ne yok, napıyorsun abi?” diye sorardık.

İşte o zaman, o vekilin kalp atışlarını telefondan duyardık. Garibanım ne diyeceğini bilemezdi. “Öylesine aradık” der sonra haince kapatırdık telefonu. Sonra “Yav bir şey mi var? Ne oldu?” diye elli kere mesaj atardı. Muzırlık işte. Bakan olamamanın acısıyla mı böyle bir kötülük yapardık, artık bilmiyorum. Ama liste açıklanınca arar, helallik isterdik. Yemediğimiz laf kalmazdı tabi.

Uyku düzeninin bozulmasından sonra psikolojiler bozulur. Yürüyüşü değişenler, ilişkileri değişenler, gülmesi, kızması, konuşması değişenler görürsünüz. Yani, “bakan olma ihtimalin var, dikkatli ol” dediyse biri, inanın insan birden başka bir kimliğe bürünür.

Kabine açıklanana kadar, riskli hiçbir şey yapılmaz. Risk taşıyan kimsenin telefonuna çıkılmaz. Sorun olabilecek tivitler, fotolar silinir. Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın kızacağı hiçbir davranış sergilenmez. Bol bol ‘bir görüneyim’ diyerek, devlet büyüklerinin programlarına katılırlar.

Daha fazla risk almasını seven kurt siyasetçiler, gündeme gelmek için ya muhalefetle ya da liderin sevmediği kişilerle kavgaya tutuşur. Cengaverler gibi dövüşür, yara bere içinde kalır, sonra gözünü, kulağını lidere çevirirdi. Bakan olamazsa bile aferin alırlar.

BAKAN OLMAK İÇİN NE LAZIM GELİR?

‘Benim neyim eksik’ sözü en sihirli cümledir bu dönemde. Bakan olmak için bir eksiğinin olmadığına istisnasız herkes kanaat getirir. Bunlar bakanlık hayaliyle heyecandan uyuyamazken, mevcut bakanlar da kabinede kalıp, kalmayacakları kaygısını yaşarlar. Onların işi daha zor.

Liste belirlendikten sonra, açıklanmadan önce, Cumhurbaşkanı ya da Başbakan yeni bakanları arar, müjdeyi verirdi. Bazı kurt bürokratlar, eskiden liste temize geçilirken bakanları öğrenir, önceden arar, müjdesini isterdi. “Sayın Bakanım hayırlı olsun. İçişleri bakanı oldunuz. Benden duymadınız tamamı mı?”. Aranan kişi araba sürüyorsa halini düşünsenize.

Televizyon karşısında son bakan açıklanana kadar, yine de kimse inanmaz bakan olduğuna ya da olmadığına. Siyaset bu, her an her şey değişebilir. Köşke bakan listesinde girip, sonra düz vekil çıkan, düz vekil girip, başbakan yardımcısı çıkan çok insan olmuştur siyasi tarihte.

BAKANLARDAN BAŞKA
EN ÇOK HEYECANLANANLAR

Bakanlar Kurulu listesinin açıklanmasını bekleyen siyasilerin haricinde çok insan vardır. En başta bürokratlar. Ellerinde telefon, ilk kutlamayı yapmak için hazır beklerler. Telefon açılırsa, ballı börek laflarla kutlama olur. Telefon açılmazsa, ‘görüyor musun, bakan oldu telefonumuza çıkmıyor’ lafını yapıştırırlardı. Bazen çok acımazsız oluyor siyaset cidden.

Yüzlerce, binlerce telefon ve mesaj yağmuruna tutulan yeni bakanlar, ne yapacağını şaşırır. “Cevap vermesi gerekenler aranır, diğerlerine mesaj gönderilir. Usul böyledir’ diyen işgüzar bürokratlar olur. Şimdilerde, sosyal medya hesaplarından ‘bakan olmam hasebiyle arayan tüm dostlarıma teşekkür ederim’ diye topluca cevap verenle var. Bence bu kişilerin hemen bir iletişim danışmanı edinmesinde fayda var (ben de part-time yardımcı olabilirim!).

İşin latifesi bir yana. Siyasetin en heyecanlı, en hüzünlü, en duygusal ve en güzel anlarının yaşadığı günler, bu günlerdir. Siyaset böyle günlerde pik yapar. Adrenalin konusunda Everest’in tepesindekiler halt etmiş.

Güzel hatıralar. Güzel anılardır bunlar. Bakan yardımcılığı bile yanımızdan geçmedi! Biz de danışman olarak muzırlık yapıp, anı biriktirdik işte. Allah affetsin.

#Dalgıç
#Everest