Başkan Biden Ukrayna için 24 milyar dolar ek bütçe talebinde bulunmaya hazırlanıyor. Kongre’nin bu bütçeye onay vermesi durumunda Amerika’nın savaş başından beri yaptığı toplam yardım 135 milyar dolara ulaşacak. Bu yardımların %40 gibi önemli bir kısmı savaşta Ukrayna’ya destek olmak üzere Amerikan devlet kurumlarına gidiyor. Pentagon ve Dışişleri’nin en yüksek payı aldığı yardımlara kamuoyu desteği giderek azalıyor. Ukrayna’nın ilkbaharda başlattığı karşı taarruzun beklenilen seviyede ilerleyememesi, Amerikan kamuoyunda ek desteğe karşı çıkanların oranını %55’e getirdi. Bu konuda Amerikan halkının sabrının tükenmeye başladığı anlaşılıyor ve Biden yönetiminin yardımın rasyonalitesini izah eden güçlü bir argüman geliştirmesi gerekecek. Aksi takdirde ilerideki ek bütçe taleplerini Kongre’den geçirmesi çok daha zor hale gelebilir.
Son haftalarda Amerikan istihbaratının Ukrayna’nın karşı taarruzuyla ilgili beklentilerine ilişkin haberler dikkat çekiyor. Bu haberlere göre Amerikan istihbaratı Ukrayna’nın güneydoğusundaki Melitopol şehrini alma hedefinin gerçekleşmeyeceğini ve dolayısıyla Rusya’nın Kırım’la kara bağlantısının kesilmesinin yakın zamanda mümkün olmayacağını değerlendiriyor. Taarruzun temposuna ilişkin farklı haberlerde Rusların döşediği mayınların ve oluşturduğu güçlü savunma hattının etkili olduğu haberleri öne çıkıyordu.
Rusların çok yoğun mayın tarlaları oluşturmasının Ukraynalıları büyük kayıp verecekleri topyekûn bir taarruzdan ziyade daha küçük operasyonlarla ilerleme kararı almaya ittiği belirtiliyor. Pentagon’un tek bir bölgeye büyük bir yüklenmeyle ilerleme tavsiyesinde bulunduğu ancak Ukraynalıların farklı bir strateji izlediği yönündeki detaylar karşı operasyonun yavaş gitmesinin sorumluluğunu Ukraynalılara yüklüyor. Bu tür haberler Amerikan istihbaratı ve ordusunun Ukrayna’nın operasyon tercihlerini benimsemediğini ortaya koyuyor.
Şimdiye kadarki ABD ve Batı yardımlarına rağmen karşı taarruzun çok yavaş ilerlemesi ve Rusya’nın ana savunma hattına hala ulaşılamaması yeni yardım paketlerinin daha fazla sorgulanması sonucunu doğurabilir. Bununla birlikte Biden yönetimini ileri savaş sistemlerini (özellikle F-16 ve ATACMS gibi füze sistemleri) vermekte geciktiği için eleştirenler Ukrayna’nın yavaş ilerlemesinin sebebinin havada mücadele edememesi olduğu görüşünde. Biden yönetimi uzun menzilli füzeleri verme konusunda Rusya’yı provoke etmemek için ayak sürümüş, F-16 verilmesi konusunda da yaklaşık bir sene değerlendirme süreci geçirmişti.
Örneğin, Wall Street Journal’ın bir başyazısı Biden’a NATO’yu Ukrayna’ya destek konusunda bir arada tutma konusunda kredi veriyor ancak yönetimin daha sofistike silah vermekte ayak sürümesinin Ukrayna’nın yavaş ilerlemesine neden olduğunu savunuyor. 2023 Ocak ayında Ruslar gerilerken hızlıca verilmeyen silahların maliyetinin Rusların toparlanması olduğunu söyleyen başyazıda F-16 eğitimi verilmesi konusunda bir sene kadar beklenmesi de eleştiriliyor. Biden’ın verdiği yardımlar Ukrayna’yı NATO sistemlerine son derece entegre hale getirecek bir yola soktu. Ancak bu yardımların Rusların hava üstünlüğünü bitirecek seviyede gerçekleşmemesi, Ukrayna’nın ilerlemesini yavaşlatan bir etken olarak öne çıkıyor.
Ukrayna’ya yardımların Rus işgalini sona erdirme ihtimalinin giderek zayıflaması Cumhuriyetçi aday adaylarının bu konuda Biden’ı eleştirerek siyasi fayda sağlamalarını mümkün kılıyor. Trump gibi tekrar başkan olduğunda Ukrayna’ya yardımı kesmesi beklenen adayların bu kadar yardım boşa gidiyor tezini işlemeleri karşısında Biden’ın Ukrayna meselesinde daha fazla konuşması gerekecek. Cumhuriyetçi adayların Ukrayna’ya desteği çekmek gerektiği yönündeki açıklamalarıyla birlikte Rusya’nın da Amerikan başkanlık seçimleri takvimine oynadığı bir gerçek. 2024 Kasım’ına kadar sahadaki kazanımlarını kaybetmeyecek bir Rusya’nın Cumhuriyetçi adayın kazanması durumunda Amerikan desteğinin sona ermesiyle rahatlayacağı açık.
Karşı taarruzun umulduğu şekilde somut başarı elde edememesi durumunda Avrupa ve NATO ülkelerinden Ukrayna’nın toprak kaybına razı olması yönünde sesler yükselebilir. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in Özel Kalem Müdürü Stian Jenssen’in daha sonra özür dilemek zorunda kaldığı bu minvaldeki sözleri böyle bir senaryonun alttan alta konuşulduğunu gösteriyor. Taarruzun yavaş ilerlemesi nedeniyle güçlenen iç muhalefet Biden’ın talep edeceği yeni yardım paketlerini zora sokabilir. Dışarıda da NATO müttefiklerinin bazıları Ukrayna’ya ‘daha gerçekçi’ bir noktaya gelmesi yönündeki telkinlerini artırabilir. Ukrayna’ya sonuna kadar destek sözü veren Biden’ın hem içerde Amerikan halkını ikna etmesi hem de NATO müttefiklerini aynı sayfada tutması gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.