Yapay zekânın hayatın her alanına baş döndürücü hızla nüfuz ederek dönüştürdüğü bir çağda yaşıyoruz. Bilgi işlem gücünün uzun zamandır katlanarak ucuzlamasıyla işlem hacmi yüksek çipler çok daha ulaşılabilir hale geldi. Pandemi öncesinde dijital ekonomik dönüşüm nispeten yavaş ilerlerken pandemiyle birlikte teknolojik değişim tam bir kırılma anı yaşadı. Hibrit çalışmanın normalleşmesiyle birlikte işyeri tanımı dahi farklılaşırken dijital ekonomi mekanla sınırlanmayan bir üretim ivmesi kazandı. Hem mekân hem de zamandan bağımsızlaşan ekonomik aktivite milyonlarca insanın dijitalleşme üzerinden aynı anda hem üretici hem de tüketici olmasını sağladı.
İşlemci hızının ucuzlaması ve dijital ekonominin vadettiği teşvikler, yapay zekanın üzerine kurulduğu algoritmaların geliştirilmesinde en önemli itici güçler oldu. Bugün gelinen noktada, birçok alanda insan zekasını geçen yapay zekanın ‘genel zekâ’ seviyesine ulaşmasının an meselesi olduğu biliniyor. Bunun an meselesi olduğunu savunanlar insan kavramının kendisinin değişeceği dönülmez bir yola girdiğimizi söylerken bazıları da teknolojinin insanı devre dışı bırakacağı ve robotların insan sonrası bir dünya kuracağı şeklindeki öngörülerin abartılı olduğunu savunuyor.
1999 yılındaki meşhur tahminiyle yapay zekanın 2029’a kadar insan zekâsı seviyesine ulaşacağını öngören Ray Kurzweil, ‘Tekillik Daha Yakın’ adlı son kitabında biyolojik insan zihninin dijital teknolojinin güç ve hızıyla birleşeceği bir dönemin eşiğinde olduğumuzu iddia ediyor. Bu tarihe kadar meşhur Turing testinin geçileceğini söyleyen Kurzweil, yapay zekanın insan zekasından ayırt edilemez hale geldiği aşamada yapay zekanın genel zekaya ulaşmış olacağını söylüyor. Şimdiye kadar birçok farklı alanda insan zekasını geçen yapay zekanın nihai olarak genel zekaya da ulaşması, zekanın karbon versiyonuyla (insan) silikon versiyonu (robot) arasında bir fark kalmadığı anlamına gelecek.
Kurzweil, yapay zekanın insan dışında ve hatta onu yok edecek bir şekilde gelişeceğini tahmin eden felaket senaryolarının aksine, insan zihninin buluta (cloud) bağlanmasıyla kendi sınırlarını aşacağını ve yaratıcı potansiyelinin bugün tahmin edemeyeceğimiz bir şekilde gelişeceğini savunuyor. İnsan zekasının biyolojik zincirlerini kırdığında ‘aşkın’ varlıklar hale geleceğini savunan Kurzweil’e göre tekilliğin sağlandığı aşamada zekâmızın kapasitesi milyonlarca kat artacak. Kurzweil bilinç olarak tanımladığımız şeyin beynimizdeki bilgi işlem karmaşıklığının uyandırdığı bir süreç olduğunu ve dolayısıyla silikon zekanın da bilince sahip olabileceğini savunuyor.
Üç boyutlu baskı ve nanoteknolojinin istediğimiz mal ve ürünleri son derece hassas bir şekilde üretmemizi sağlayacağını anlatan Kurzweil, eşya ve binaların üretiminin herkes tarafından yapılabilir hale geldiğinden bahsediyor. Nanoteknoloji sayesinde insan vücudundaki hastalıkların giderilebileceğini, bakımının yapılabileceğini ve ömrünün uzayacağını öngören Kurzweil yaşam süresi beklentisinin sürekli arttığına dikkat çekiyor. Bir yandan insan bedeninin ömrünün uzayacağını bir yandan da zekanın bedenin sınırlamalarından kurtulacağını söyleyen Kurzweil, yapay zekanın biyolojik insanların evrimlerinin bir sonraki aşamasına geçmelerine kritik bir katkı yapacağını anlatıyor. 2040 ve 2050’lerde insan bedeninin tamiri, idamesi ve yeniden inşasının mümkün olacağını öngören Kurzweil, insanların bilinç ve hafızalarının devamı için biyolojik bedenlerine mahkûm olmayacağını öngörüyor.
Bir yandan insan bilincinin ve zekasının biyolojik bedenine daha az bağımlı hale gelmesini sağlayacak olan yapay zekanın bir yandan da milyonlarca insanın istihdamını tehdit ettiği en önemli eleştirilerden biri olarak öne çıkıyor. Otomasyonla birlikte birçok sektörde süreç tekrarına dayanan insan emeğine ihtiyacın ortadan kalkması anlamına gelecek. Kurzweil gibi fütüristler bunun insanın gelişiminin doğal bir sonucu olduğunu ve geçmişte olduğu gibi insanların farklı alanlarda ve sektörlerde kendilerine iş bulacağını savunuyor. Ancak hızlı teknolojik değişimin yüksek beceri isteyen yeni iş alanları üretmesine karşın daha az yetenek gerektiren alanlarda kaybolan istihdamı ikame edemeyecek. Bu durumda devletlerin milyonlarca insana evrensel asgari ücret vermesi bir çözüm olarak ortaya konuluyor ancak bunun da kendine özgü handikapları ve yeni sosyal sorunlar doğurma potansiyeli yüksek.
Kurzweil yapay zekanın genel olarak pozitif bir gelecek vadettiğini savunsa da nükleer silahlar, biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi teknolojilerin kötü amaçlar için de kullanılabileceğini hatırlatıyor. Yapay zekanın ikili kullanıma açık olduğunu ve regülasyonlar üzerinden iyi amaçlı kullanımının sağlanmasının devletlerin görevi olduğunu hatırlatıyor. Kurzweil hastalık, açlık ve çevresel bozulmayı engellememize yardımcı olacak yapay zekanın kötü kullanımının engellenebileceğini düşünüyor. Yapay zekanın insan ömrünü radikal biçimde uzatacağını öngören Kurzweil, insan zekasının yapay zekayla birleşerek biyolojik limitlerinin çok ötesine geçeceğini söylüyor.
İnsan mefhumunun kendisini dahi tartışmaya açan bu gelecek öngörüleri, yeni dijital ekonomiden savaşın değişen doğasına, ölümcül hastalıkların tedavisinden işgücünün yer değiştirmesine kadar birçok alanda radikal değişimin habercisi. Teknoloji devlerinin bu yüzyılın petrolü olarak tanımlanan büyük veriye sahip olma yarışının bu firmaları birçok devletten çok daha güçlü kılması yapay zekanın geleceği açısından da kaygı verici. İnsan bedenini ve zihnini bu kadar derinden ve kalıcı biçimde etkileme potansiyeline sahip bir teknolojinin kaderinin bu firmaların insafına bırakılamayacağı açık. Hem toplumlar hem de devletler yapay zekanın insan zekasını aştığı tekillik anına gelindiğinde ne yapılması gerektiğiyle ilgili olarak hazırlıksız görünüyor. Kurzweil gibi teknoloji uzmanı ve fütüristin öngörülerinin gerçekleşmesini beklemeden, kapsamlı bir yapay zekâ stratejisi oluşturmak gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.