Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, piyasaların faiz indirimi sinyali almak için dört gözle beklediği toplantısında bu sene bitene kadar bir defa indirim öngördüklerini açıkladı. Mayıs ayı enflasyonunun aylık bazda sıfır çekmesi ve yıllık enflasyonun yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesine rağmen Powell faiz indirimi için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söyledi. Amerikan borsaları Fed’in aceleci davranmayacağı mesajına rağmen olumlu enflasyon haberlerine tarihi zirvelere ulaşarak cevap verdi.
Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, piyasaların faiz indirimi sinyali almak için dört gözle beklediği toplantısında bu sene bitene kadar bir defa indirim öngördüklerini açıkladı. Mayıs ayı enflasyonunun aylık bazda sıfır çekmesi ve yıllık enflasyonun yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesine rağmen Powell faiz indirimi için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söyledi. Amerikan borsaları Fed’in aceleci davranmayacağı mesajına rağmen olumlu enflasyon haberlerine tarihi zirvelere ulaşarak cevap verdi. Fed yüzde 2 enflasyon hedefine doğru gidişten emin olmadan faiz düşürmeyeceğini söylerken bunu resesyona sebep olmadan başarması Amerikan ekonomisinin yumuşak inişi başardığı anlamına gelecek. Başkan Biden’ın Kasım seçimleri öncesinde böyle bir zafer ilanına çok ihtiyacı var ancak Fed’in temkinli tavrı ekonominin rayında olduğu algısının güçlenmesini geciktiriyor.
Pandemi sonrasında ekonomiyi stimüle etmek için uygulanan sıfır faiz politikası ve federal hükümetin trilyonlarca dolarlık harcama paketleri ucuz para ortamı yaratmıştı. Sıfıra yakın faizler, konut sektöründe büyük hareketlilik yaratarak ekonominin ayakta kalmasının önemli dinamiklerinden biri olmuştu. Federal hükümetin Covid-19’dan mustarip ekonomiyi canlandırmak için yaptığı harcama paketleriyle altyapı harcama paketlerinin enflasyonist etkisi olacağı uyarılarına rağmen, Biden yönetimi ilk iki yılında gevşek para politikasına devam etmişti. Ancak tedarik zinciri tıkanmaları ve yüksek enerji fiyatlarının da etkisiyle enflasyon yüzde 9’lar civarına çıkınca ekonomide frene basmak mecbur hale geldi. Fed faizleri agresif biçimde artırarak ekonomiyi soğutmaya çalışınca resesyon kesin geliyor analizleri yaygınlaşmıştı.
Enflasyonla mücadele için faizleri hızlı ve sistematik biçimde artıran Fed, faiz oranını yüzde 5,3-5,5 civarında tutmakta ısrar ederek ekonomiyi dizginlemeye çalışıyor. Son bir senedir yüksek faizlere rağmen istihdam rakamlarının güçlü gitmesi işsizliğin yüzde 4’ün altında kalmasını sağladı. Ekonomik büyümenin devamıyla birlikte ücret artışlarının da enflasyon rakamlarının üzerinde seyretmesi Fed’in faiz düşürme noktasına gelmesini geciktirdi. Fed enflasyon rakamlarının düşük gelmesine rağmen ekonomik büyümenin ve istihdamın da zayıflamasını istiyor zira yüksek faizin ekonomiyi soğutma konusunda başarılı olduğundan emin olmaya çalışıyor. Mayıs ayı enflasyonunun sıfır olarak gerçekleşmesine rağmen geçen hafta açıklanan istihdam rakamlarının beklenenden yüksek gelmesi faiz düşürmeyi engelleyen en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
İstihdam ve ekonomik büyümedeki olumlu tabloya rağmen Amerikan halkının ekonomiye bakışı hala büyük oranda negatif. Haziran 2022’de yüzde -58 oranıyla dip yapan Gallup ekonomik güven indeksi Mayıs 2024’te yüzde -34 olarak gerçekleşti. Haziran 2022’deki seviyenin 2008 ekonomik krizi dönemindeki yüzde -72 seviyesine en yakın oranda gerçekleştiğini not etmek gerekiyor. Biden’ın ikinci yılına denk gelen bu negatif algı giderek düzelse de hala çok düşük seviyelerde seyrediyor. Nisan ayında 97,5 olarak ölçülen tüketici güven indeksi üç aylık düşüş sonrasında mayıs ayında 102’ye çıkarak toparlanma mesajı verdi. Ancak mayıs ayında yapılan bir Pew araştırmasına göre enflasyonun en önemli problemlerden biri olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 62.
Bu rakamlar ekonomik göstergelerde iyiye doğru gidildiğini ve resesyon olmadan enflasyonun düşürülerek yumuşak inişin gerçekleşebileceğine işaret ediyor. Ancak halkın Biden döneminde kümülatif olarak yüzde 20 civarında gerçekleşen enflasyonu en önemli problem olarak görmesi Biden için kötü haber olmaya devam ediyor. Biden’a enflasyonla mücadelede olumlu not verenlerin yüzde 34 civarında olmasına karşın Trump döneminde ekonomi iyiydi diyenlerin yüzde 60 civarında olması, seçmenin enflasyon konusunda faturayı Biden’a kestiğini gösteriyor. Diğer bir deyişle, Amerikan ekonomisi yumuşak inişi başarsa da seçmenin bunun kredisini seçimler öncesinde Biden’a vermesi pek mümkün gözükmüyor.
Önümüzdeki aylarda da enflasyon sıfır seviyesinde seyrederse ve Fed faizleri bir veya iki defa düşürürse Biden’ın işi kolaylaşacaktır ancak enflasyon düşüş eğiliminde olsa da yüksek fiyatların kalıcılığı Trump’ın işine yarayacaktır. Ekonomik algının parti aidiyetine göre farklılık arz ettiğini unutmamak gerekiyor ancak her iki parti seçmeni ve bağımsız seçmenler için de enflasyonun en önemli mesele olması seçimlerde belirleyici olacak. Biden orta ve alt sınıfların lehine ekonomik politikalarını ‘Bidenomics’ adı altında markalaştırmaya çalışmıştı ancak yüksek enflasyonun siyasi maliyeti yüzünden bu çabasından vazgeçmiş görünüyor. Biden Kasım seçimlerine doğru enflasyonun pandemi, tedarik zinciri ve Ukrayna savaşı yüzünden artan enerji fiyatlarının eseri olduğunu söyleyerek gene de ekonomide iyiye gidildiğini anlatmaya çalışacaktır. Yumuşak inişin büyük oranda başarılı olmasına rağmen seçmeni ikna edebilmesi için önümüzdeki aylarda enflasyon rakamlarının çok düşük gelmesine ve faizlerin düşürülmesine ihtiyacı olacak.