Birkaç gündür, sürecin bir parçası olmaktan da büyük mutluluk duyduğum bir güzel girişim için Kahramanmaraş’tayım.
Maraş, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na edebiyat alanından giren ilk Türk şehri olmaya hazırlanıyor. Başvuru süreci olumlu sonuçlanırsa Bağdat, Beyrut, Dublin, Manchester, Lviv gibi şehirlerin yanına yazdıracak adını.
Bu başvuruyu bahane kılıp asıl derdimi anlatmayı deneyeyim.
Dünyada Kahramanmaraş ve benzeri pek çok “potansiyeli yüksek” şehir var. Kimi sanayi ile kimi bilim ile kimi sanat ile tabiri caizse “kabuğunu yırtmaya” çalışıyor. Şehirler, kendilerini bir şeyle özdeşleştirmek ve o alanda görünürlüğünü ön plana çıkararak diğer alanları da “himâye” etmek ve geliştirmek niyetindeler.
Bu “kabuğunu yırtmak” bahsi önemli ve mutlak surette bir sıralama gözetilmesi iktiza ediyor. O halde geldik yazının başlığına... “Kabuk yırtma” derdindeki şehirlerin önce yerli kodlarını yerli yerine oturtması, oradan bir yerellik inşa etmesi ve o yerelliği sağlıklı şekilde ulusal’a, oradan da küresel’e taşıması gerekiyor. Çünkü yerli kodlar yerli yerine oturmadığında tırnak içinde söyleyecek olursam ortaya “dağınık”, kendinden habersiz bir oluşum çıkıyor.
Maraş’tan örnek vereyim o halde... İflah olmaz bir bıçak koleksiyoncusu olarak şehirde elde üretilen Hartlap bıçaklarının hastasıyım. Hastasıyım ama 3 çeşit bıçak alınca alacak yeni model bulamamak gibi bir durumla da karşı karşıyayım. Hâlbuki Hartlap bıçağının 20 katı falan ücret ödeyerek alabileceğim ve Hartlap bıçağından daha kötü Finlandiya av bıçaklarının hiç yoksa 200 ayrı modeli var.
Bu, şu sebeple oluyor. Yerli kültür ürünü yerelde kalmış. Tasarım ve pazarlama meselelerini halledemedikleri için ulusal’a da küresel pazara da açılamamış.
Maraş ölçeğindeki şehirlerin “hikâyesini değiştirmek” için yapılması gereken ecza tam da burada işte. Kendinde olanı doğru tasarlayarak büyük insanlık birikiminin bir parçası haline getirmek.
Sözünü yükseltmeye hazırlanan ve dünyanın en önemli edebiyat şehirlerinin yanına ismini yazdırmaya çalışan Maraş’ın gördüğüm kadarıyla üç büyük şansı var. İlki, her bir Maraşlının “kabuğu kırmak gerek” cümlesini kurması. Kabuğu kırarak, dünyaya kendilerinden bir şeyler teklif edebileceklerinin farkına varmaları yani. Burasını önemli olarak görüyorum: İnsanların bir işe “gerçekten” giriştikleri “bismillah” diyerek başlamalarıdır “kabuğu kırmalıyız” diye düşünmeleri. Velhasıl, Maraş, bu sürece zihnen hazır.
İkincisi, şehrinin potansiyeline dört elle sarılmış Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör. Başkan, gördüğüm ve bildiğim kadarıyla Kahramanmaraş’ın bu yolculuğunu çok önemsiyor. Yolculuğun nihayete ermesiyle hem Türkiye’nin hem de Kahramanmaraş’ın ne kazanacağının farkında.
Ve üçüncüsü, Türk siyasetinin en güçlü isimlerinden biri olan Mahir Ünal. Kahramanmaraş’ı, kültür yönetimi ve endüstrisi konusunda Türkiye’ye örnek bir şehir haline getirme konusunda net hedefler koyan biri Mahir Ünal. UNESCO tanıtım toplantısında kurduğu “insan, şehrinin yaşındadır” cümlesinin hakkını veren biri o bence.
Evet, “insan, şehrinin yaşındadır”. Şehrin birikimini, yıllardır söylediği sözler toplamını, her yeni gelen insan “süzer” ve bir sonra gelene devreder. Kültür buradadır. Gelenek buradadır. İnsanlığın bilgisi, ahlâkı ve biricikliği buradadır. Sorumluluk buradır. Bir şehirden dünyaya doğru…
Ne diyordu Gaston Bachelard, Mekânın Poetikası’nda: “Yalnız anılarımız değil, unuttuklarımız da bir yere yerleşmiştir.” Kahramanmaraş, sadece anılarını, hatırladıklarını değil, unuttuklarını da hatırlamayı ve hatırlatmayı istiyor.
O zaman şöyle diyelim: Yerli olanı yerel değere çevirme, oradan da ulusal ve küresel bir çıktı elde etme konusunda un da, yağ da, şeker de hazır. Maraş, tüm şehirlere örnek olacak bir süreç yönetiyor... Yolları açık olsun inşallah.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.