Sen kimin bayramısın?

04:0018/07/2015, Cumartesi
G: 13/09/2019, Cuma
İsmail Kılıçarslan

Bakmayın siz 'nerde o eski bayramlar' deyip duranlara. Aslında onların aradığı çocukluklarıdır. O eski, güzel günler hâlihazırda olamazmış, yaşanılamazmış gibi yapmaya bayılırlar. Kaldı ki eski bayramlar artık yoksa bunun suçlusu da bizatihi kendileridir. Bizizdir yani ortada bir bayram kalmadıysa bunun sorumlusu.Tek kişilik bayram olmaz, iki-üç kişilik bayram olmaz; olursa bayram olmaz. Gayet kalabalık, fena halde sosyal bir öyküdür bayram.Ve soru şudur: Sen kimin bayramısın? Bizatihi varlığınla,

Bakmayın siz 'nerde o eski bayramlar' deyip duranlara. Aslında onların aradığı çocukluklarıdır. O eski, güzel günler hâlihazırda olamazmış, yaşanılamazmış gibi yapmaya bayılırlar. Kaldı ki eski bayramlar artık yoksa bunun suçlusu da bizatihi kendileridir. Bizizdir yani ortada bir bayram kalmadıysa bunun sorumlusu.

Tek kişilik bayram olmaz, iki-üç kişilik bayram olmaz; olursa bayram olmaz. Gayet kalabalık, fena halde sosyal bir öyküdür bayram.

Ve soru şudur: Sen kimin bayramısın? Bizatihi varlığınla, yapıp ettiklerinle, bayramı ihya etme biçiminle sende kim bayram ediyor?

Öyle ya. 'Nerde o eski bayramlar' derken kastettiğimiz şey aile büyüklerimiz, mahallemizin amcaları-teyzeleri, abileri-ablaları, akrabalarımız değilse nedir? Şu anda biz, birileri için aile büyüğü, birileri için mahallenin amcası-teyzesi, abisi-ablası, birileri için akraba değilsek eski bayramları anarken eriştiğimiz nostalji Nirvana'sında haklı oluruz. Fakat öyleysek, bayramı 'bayram' etmek bizim elimizdedir.

Hadi soralım bakalım. Mesela çocukların bayramı mısın? Onların bayramı güzel geçsin diye elinden geleni yapıyor musun? Kendi çocuklarını alıp parka, kıra, sinemaya götürüyor musun? Kapını çalan çocuklara harçlık veriyor ya da şeker ikram ediyor musun?

Mesela baba ocağının bayramı mısın? Bayramı hayattalarsa anne babanın evinde, değillerse mezarları başında mı karşıladın? Artık iyice çocuklaşmış, neredeyse torunlarıyla yaşıt hale gelmiş aile büyüklerini bayramda mutlu edecek küçücük bir şey yaptın mı? Ya yakın akraba? Evlerine gittin mi bayramlaşmak için? Şehir dışında olanları tek tek arayıp gönüllerini aldın mı? 'Aferin bak çocuğa, unutmadı yine' dedi mi akrabaların senin hakkında?

Mesela bir yetimin bayramı mısın? Bu sene onlarcası yapılan 'bir yetimi küçücük paralarla sevindirme' kampanyalarından birine destek verdin mi? 50-60 lira fedakârlıkla İstanbul'da, Diyarbakır'da, Şam'da, Bağdat'ta, Arakan'da bir yetimin yüzünün gülmesini sağladın mı?

Mesela fakir fukaranın bayramı mısın? Diyanet'in açıkladığı alt baremi boş verip gücün neye yetiyorsa o nispette fitre verdin mi? Bir ihtiyaç sahibinin 'bu bayramda da rızkımız bol oldu çok şükür. Vesile olandan Allah razı olsun' duasına mazhar oldun mu?

Senin 'nerde o eski bayramlar' dediğin şey annenin evde açtığı baklava, fırında pişirdiği börek, elceğiziyle sardığı sarmalar değil miydi? Babanın şehrin iyi şekercilerinden birinde girdiği sıra değil miydi? Özenle hazırlanan mendiller değil miydi? Mis gibi temizlik kokan bayram evleri değil miydi? Hangi biri için sıvadın kolları?

Senin bayramın tatil şirketlerinin, otellerin, seyahat firmalarının, bayram kredisi veren bankaların bayramı mı? Tembelliğinin, 'oh çok yorulmuştum, bu bayram iyi yattım' cümlesinin bayramı mı yoksa?

Tüketim kültürünün bir heyula gibi yuttuğu bayram, bayram olabilir mi Allah aşkına? Başkalarına bayram olmazsan sana bayram olur mu kimse?

Ne diyordu Botton: 'Hayırlı bayramlar olsun herkese.'
#Botton
#Şam
#Diyarbakır