Yeni Şafak

Ne olacak bu Nusayrilerin durumu?

01:0029/12/2024, Pazar
G: 28/12/2024, Cumartesi
İsmail Kılıçarslan

Yine kimseye yaranamayacağım bir yazı yazmaya karar vermiş bulunmaktayımdır. Olsun. Sadece hakikate yaransam, yazma ödevinin hakkını vermiş sayarım kendimi. Önce bir çirkinlikten başlayayım. “Siyasal İslam” tanımından yani. Çıkışı ve ilerleyişi bakımından son derece sağlıklı bir ideolojik yönelim olan, Müslümanlara emperyalizm ve sömürgecilik karşıtı bir direniş hattı kurmayı önermekten başkaca bir ajanda ile hareket etmeyen İslamcılığı iki bakımdan iğdiş etmeye çabaladı batı aklı. İlki, yöntem

Yine kimseye yaranamayacağım bir yazı yazmaya karar vermiş bulunmaktayımdır. Olsun. Sadece hakikate yaransam, yazma ödevinin hakkını vermiş sayarım kendimi.

Önce bir çirkinlikten başlayayım. “Siyasal İslam” tanımından yani. Çıkışı ve ilerleyişi bakımından son derece sağlıklı bir ideolojik yönelim olan, Müslümanlara emperyalizm ve sömürgecilik karşıtı bir direniş hattı kurmayı önermekten başkaca bir ajanda ile hareket etmeyen İslamcılığı iki bakımdan iğdiş etmeye çabaladı batı aklı. İlki, yöntem bakımından iğdiş etmekti. Bugün gelinen noktada İslamcılık, bizatihi Müslümanlar tarafından bile “ya gerek yok bunlara” falan diye değerlendiriliyorsa bunu bütünüyle bu iğdiş çabasının bir sonucu olarak görmeliyiz. İslam ile terörü kendi kurup besledikleri örgütler üzerinden eşitlemeye çabalayan batı zihni tam bu noktada “Siyasal İslam” diye bir alçakça tanımlama yaptı ve bunu da bütün dünyaya hem kendi kanallarıyla hem de kendini batıya iliştiren müstemleke zihinlerle yaygınlaştırdı.

İkincisi algı bakımından başarmaya çalıştı bunu. “Terörist kimdir, kime denir?” sorusunun nesnel cevabını bulanıklaştırıp sözgelimi İsrail’i yahut ABD’yi bu tanımın dışında tutarak, sözgelimi Afganistan’da, Filistin’de, Suriye’de işgale direnen insanlara terörist dedi. Bunu da devasa prodüksiyon imkanlarıyla ve algı çalışmalarıyla yerleşik hale getirmeye çabaladı.

Şimdi ve şu an, komşumuz Suriye’de “aslında ne olduğunu” bulanıklaştırmak ve dikkatlerden kaçırmak için o “küresel kültür makinesi” yeniden devreye girdi. Olmayan gerginlikler, yakılmayan türbeler, öldürülmeyen insanlar üzerinden “varmış gibi, yakılmış gibi, öldürülmüş gibi” yaparak Suriye’de olan biteni anlamamızı zorlaştırmaya çalışıyorlar. Ağızlarında da o meşhur, leşe dönmüş “siyasal İslam” sakızı var.

Gayet açıktır ki Suriye halkı, kendilerine 60 yıldır zulmeden bir azınlık diktatoryasını gayet meşru yöntemlerle sonlandırdı. Şu ana kadar da kendilerine senelerdi zulmeden o azınlık hakkında hiçbir şekilde “intikam yemini” etmediler. Gördüğümüz tüm gelişmeler, Suriye’de Sünni çoğunluğun ve Nusayri, Dürzi, Hıristiyan gibi azınlıkların bir arada yaşama zemini kurmaya çalıştıkları yönünde. Bunu başarıp başaramayacaklarını henüz bilmiyoruz elbette ancak bunu başaracaklarsa bu ancak Suriye üzerinde emelleri olan emperyalist merkezlere sırt dönmekle olacak, bunu biliyoruz. Çünkü Suriye, Suriyelilerindir ve kendilerine kalacak bir ülkede yeni bir gerginliğe asla tahammülleri yoktur. Bunu görmemek için kör olmak gerekir.

Türkiye’de görünen o ki Suriye’de yenilen iki ülke ile bir topluluk Suriyeli Sünnilerin yendiği azınlığa karşı etmediği “intikam yemini”ni tüm Sünnilere karşı etmiş gibi davranmaktadırlar. Evet. İran, Rusya ve Nusayriler Suriye’de yenildi. Bu yenilginin sonrasında da inanılmaz bir öfkeyle intikam arayışına başladı üç taraf da.

Rusya’nın ve İran’ın Türkiye’de mebzul miktar etki ajanı var. Bunu biliyoruz.

Ancak beni şaşırtan asıl şey, Suriye’deki geniş imtiyazlarını kaybeden, kendilerini Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan BAAS ve Esed yanlıları olarak değerlendiren Türkiye Nusayrilerinin yanlarına Türkmen Alevileri ve Kamalistleri de alması oldu.

“İmtiyaz” dediğim şudur. Bu meseleleri azıcık kurcalayan herkes bilir ki eski Suriye rejimi ile sıkı fıkı olup ticaret yapmanız için de, sınırsız destek almanız için de Nusayri olmanız gerekirdi. Bu da Türkiye’deki Nusayrilere epeyce bir zenginlik olarak geri dönerdi. Şimdi Suriye’deki yeni durum üzerinden Türkiye Nusayrilerinin bu ayrıcalıklarını kaybedeceklerine kesin gözüyle bakabiliriz.

Yani Kamalistlerin de, Türkmen Alevilerin de aslında düştüğü tuzak nettir: “Birilerinin imtiyazı için çıkarılan iftiralara, yalanlara, dolanlara ortak olmak.”

Bakınız bir şeyi netleştirelim: Suriye’den sanatçı getirip düğünlerinde “Allah, Suriye, Beşşar, bes” türküleri eşliğinde halay çeken Nusayrilere, adını adam gibi koymak gerekirse “aidiyetleri Türkiye Cumhuriyetine değil de Suriye’deki zalim BAAS rejimine olan” Nusayrilere şu ana kadar hiçbir şekilde hiçbir müdahale edilmemiştir devlet tarafından. Edilmeyecektir de bence. Ancak o Nusayriler şu an Türkiye’de barış içinde yaşayan Sünnileri ve Alevileri birbirine düşürmenin tehlikeli oyununu kurgulamanın peşine düşmüşlerdir.

Sünnileri senelerdir “siyasal İslam” çirkinliğiyle dövmek isteyen herkes bu kurguyu görüp olan biteni “siyasal Alevilik” olarak tanımlayan insanları en azından “anlayışla karşılamak” zorundadır. Zira Türkiye de kimsenin babasının malı değildir, kavramsallaştırma hakkı da kimsenin babasının malı değildir.

Açıkça söylemek isterim ki Kamalistler de, Alevi kardeşlerimiz de, hatta Nusayriler de emin olabilir ki Türkiye, İran değildir. Dolayısıyla Suriye’de Sünni katliamı yapan İran’ın aksine Türkiye, Suriye’de Nusayriler de dahil olmak üzere hiçbir azınlığın katledilmesine izin vermeyecektir. Ancak burada Nusayrilerin anlaması gereken de bir şey vardır. Suriye’de Nusayri azınlığın çoğunluğa hükmettiği o karanlık dönem sona ermiştir. Suriye’de Nusayriler artık “eşit yurttaş” statüsünde olacaklardır ve bütün imtiyazlarını kaybetmişlerdir. Emperyalistler imdada yetişir de Suriye’de istedikleri karışıklığı çıkarmayı başarırlarsa orasını bilemem. Ancak şu an görünen budur ve anlaşılan o ki Suriye’deki Nusayriler bu duruma Türkiye’deki Nusayrilerden çok daha çabuk uyumlanacaklardır. Dolayısıyla hiç kimsenin emperyalizme destek vermek için Türkiye düşmanlığı üretenlerin kayığına binmesine tahammülümüz kalmamıştır.

#Suriye
#Nusayri
#İsmail Kılıçarslan
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocKwavktJ2zOMzxwJRkWV08J0JSmX8bzQpi50MAy5Jg98QWEzOAf=s96-c
ismailmico

Bir şey bildiğin yok. Uzaktan atıp tutuyorsun. Kafana göre yorum yapıyorsun. Hiçbir kaynağın yok. Bu bögeyi ve siyasi oluşumları anlamak istiyorsan. Hüsnü mahalliyi dinle. Nusayrilerin o bölgede hiçbir zaman imtiyaz sahibi olmadı

1 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJyDvI4eYjcdXDY9cq1yhdB8cveEH2zWcRlIev5FsYD=s96-c
yurtcumustafa2571777

İnşallah öyle bir şey olmaz ama İran İran burada şiası İran şiyası boş durmuyor yani ateşle oynuyor hop hop diyor işte şu oldu bu oldu bir şey yapmıyor bu yapılıyor hesabıyla kamuoyuna ne diye biraz hassas suç son yaratığı yani

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
1
3 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/AEdFTp4IL-48otuWGz4myWv4uAHMsfZpJqxYBup0MVwTKg=s96-c
temuramaudanoktavar

Kimlik saklama! Bu bizim memleketin şu an boğuştuğu bütün sosyal sorunların kökü. İnsanın kimliğini oluşturan öğeler dini, milleti, mezhebi, dünya görüşü, eğitim durumu o kişinin varlığının temelindeki en önemli unsurlar. Karakterimiz, beynimizin işleyiş şekli,yiyip içme adetimiz...ve en önemlisi konuşurken ne demek istediğimiz, herşey hep bu unsurlar üzerine bina edilir. Mesela Kurtuluş savaşı hakikatte müslümanların işgal altındaki İslam yurdunu gavurdan kurtarmasıdır ama bir Yunan'nın yalanlar ile doldurulmuş beyninde katliam olarak görülür. Hakikat tektir fakat zihinsel yapısı mensup olduğu sosyal grup tarafından sürekli tekrarlanan propaganda yalanları ile sakatlanmış olduğu için Yunan onu göremez. Kıbrıs'ta Türklere yapılan katliamı, Mora soykırımını göremez. Bu yüzden konuşanların kimliğini bilmek neyi neden dediğini,neden bazı şeyleri anlamadığını, kullandığı kelimenin onun zihninde ne manaya geldiğini anlamak için zaruridir. Böylece karşındaki kişinin söylediği sözlerin sebebini ve amacını bilirsin. Ama karşındaki kimliğini sakladığında "nasıl bir insan bu kadar alçakça haksızlık yapabilir ?" diyerek öfke duyarsın. Ve bu toplumda bireyler arasında öfke ve nefreti arttırır. Yıllar yılı safsatalar savurarak müslümanlara saldıran, insanlar arasına fitne sokan, bazılarını kandıran, fetö,CHP ve Demci(esasında çoğu kripto Siyonist, Haçlı yağmacısı artığı, Alisiz Alevi ve Taşnak) ve onlar gibilerin aslında kimlikleri açığa çıksa bütün fitne güçlerini yitirirlerdi. Fitneciler fitneyi yaymak için sürekli saldırı halindeyken karşında konuşan kişinin kimliğini iyice öğrenmek zarurî. Bütün kardeşlerime naçizane tavsiyemdir.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
8
3 a önce
https://lh4.googleusercontent.com/-OCOfBU4nlGM/AAAAAAAAAAI/AAAAAAAAAAA/AMZuucmEK62ldywUy6Vu6pK4Pl2_8JRBRA/s96-c/photo.jpg
sebahatnurhanengiz86922

hep azinlik baskini siyah beyaz zengin fakir nasil bir guc azinligin cokluga galibiyeti insallah bu defa alt olurlar ancak alevi kardeslwrimiz bu oyuna gelmezler de

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
7
3 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocL1WMX09a9Q3BobO0pn7Jftpv66v9QqLScmoR566c-oXSwQLy8=s96-c
hikmet3421

Nokta..........

1
3 a önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.