1976 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimi dahilinde ilahiyat ve iletişim okudu ancak tamamlamadı. Hece, Yedi İklim, Kaknüs, Kırkayak, Fayrap, Kırklar ve İtibar dergilerinde şiirleri yayınlandı. Portakal Turta Bir de Kirpi, Ablam Uzak Ülkede ve Amerika Sen Busun isimli şiir kitapları, Başka Masallar isimli “büyüklere masallar” kitabı yayınlandı. Kanal 7'de metin yazarlığı, çeşitli radyo ve televizyonlarda programcılık, senaryo yazarlığı, belgesel ve televizyon filmleri yönetmenliği yaptı.
Şurası kesin. Ramazan orucu “miladi takvime sığabilen” bir zaman dilimi değil. “Tüm Ramazan’ı oruçlu geçirdim” diyenlerin yüzde 67, “Ramazan’da genellikle oruç tuttum” diyenlerin yüzde 79 gibi son derece yüksek oranlara ulaştığı ülkemizde Ramazan, devletimizin miladi takvim geleneği açısından “gelmesi ile gelmemesi fark etmeyen bir zaman dilimi” olarak değerlendiriliyor.
Tespit edebildiğim kadarıyla bu yıl sadece Bolu Valiliği ile birkaç resmi kurum ve kuruluş Ramazan için mesai saatleri düzenlemesine gitmiş durumda. Ona da düzenleme denirse tabii. Bolu’da resmi kurumlarda mesai 08:30-17:00 arasına alınmış sadece mesela.
Özel sektörde pek çok “Ramazan duyarlı şirket” bir şekilde kendi düzenlemesini yapıyor. Yeni Şafak internetin kaptanı Ersin Çelik, biriminde çalışan arkadaşların Ramazan mesaisini 16:30 çıkışlı düzenlemiş mesela. Böylece oruç ibadetinin en yorucu saatlerinde rahat ediyor arkadaşlarımız.
“Ramazan ayında devletin mesai düzenini değiştirmemesinin en büyük mağdurları kim?” diye soracak olursanız “liseli öğrenciler” diyeceğim size. Hele hele büyükşehirlerde durum çocuklarımız açısından “insani felaket”e benzer bir boyutta. Okula gitmek için sabah 07:00’de evden çıkan liseli çocuklar tam gün öğrenimin ardından saat 17:00’den erken dönemiyorlar evlerine.
Bazı liseler -bilhassa oruç tutma oranının yüzde yüzlere ulaştığı imam hatip liseleri- bazı tedbirler alarak bir yarım saat kazandırmaya çalışıyor öğrencilerine ama durumun sıkıntısı öyle yarım saatle falan ortadan kalkacak gibi değil.
Diğer yandan 17:00, 17:30, hele hele 18:00 çıkışlı mesailerde İstanbul’da çalışan bir insanın evine iftara yetişmesi epeyce mesele. İstanbul’un toplu taşıması da bir başka “insani felaket” alanı olduğu için caddelerde, sokaklarda, trafikte oruç açmaya çalışan epeyce insanın varlığı göze çarpıyor bu Ramazan. Gelecek yıllarda bu durum çok daha belirgin hale gelecek.
Türkiye’de Ramazan ayında değişip “hicri” hal alan hayatlarımız miladi takvim politikasının ve basmakalıplığın duvarlarına çarpıp çarpıp duruyor.
Halbuki bu güzel ayın ruhuna da uygun olarak her şey epeyce yavaşlatılabilir bu mevsimde. Bu ayın kendi içerisinde devlet açısından da “hicri” olması sağlanabilir. Mesailer biraz azaltılabilir, saatler biraz düzeltilebilir, ne bileyim, keşke bütün cumalar resmi tatil olsa ama hiç olmazsa Ramazan’da Cuma günleri resmi tatil yapılabilir.
Ramazan’ın yavaşlama, sadeleşme, değişim ve dönüşüm zamanı olduğu böylelikle iyiden iyiye ortaya da çıkabilir. Diğer yandan da Ramazan’da hepimiz açısından baş döndürücü bir hıza erişmesini arzu ettiğimiz gece hayatımıza da yeteri kadar eğilebiliriz böylelikle. Zikirle, ibadetle, tefekkürle ihya edebiliriz Ramazan gecelerini.
Tabii bunları yazınca “yandaş yazar laikliğe aykırı olarak…” diye başlayıp ağzımın payını vermek isteyenler çıkacaktır. Eh, Allah şifa versin hepsine. Onların hayatları da, hayalleri de sadece “miladi” olduğu için “Müslüman saati” ile ilgili herhangi bir fikirleri hiçbir zaman olmayacak sanırım. Sahurun, imsakın, iftarın lezzetini bilmeyen, bu vakitlerin layığıyla ihyası için bir düzenlemenin şart olduğunu da kabule yanaşmayacaktır elbette.
Ancak memleketi onlar değil, orucun, Ramazanın, bayramın kadr-i kıymetini bilen insanlar yönetiyor. Ama onlar da “hicri hayatlara miladi çözümler üretme” konusunda iyi bir sınav vermiyorlar bu sene.
Ne diyelim? Darısı gelecek yıla diyelim.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Katılmamak mümkün değil.Sene inşaallah bu düzenlemeler yapılır.Gündemi başkaları belirlediği için böyle konular gündem olmuyor.
çok iyimsersiniz maalesef uzun yıllardır iktidarda olan namazla oruçlu büyüklerimiz bu konuda gerçek manada hiçbir şey yapamadılar çok üzücü
yıllardır söylüyorum %99 müslüman denen bir ülkede yaşıyoruz, %80 oruç tutan bir toplum bir mesai saatini degisrimiyoruz... demekki neymiş Nicelik değil Nitelik hakim oluyor...
İsmail bey size katılıyorum bence çok doğru tespitler yapmışsınız topu topu bir ay belirttiğiniz düzenlemeler fevkalede yapılabilir inşallah
Bu konuda esas şikayet edilmesi gereken muhafazakar bilinen görünen zannedilen özel şirketlere bakınız.Hiçbir tolerans göstermeden.En ufak fırsatı bile çalışan "çalar hırsızdır" gözüyle yaklaşam o kadar sofi,sakallı,hacı,dindar geçinen insanımız var ki...Ben 10-15 arası mesai yaptırıyorum...Hesabımızı Allah Teala Hz.lerine vereceğiz...Ama cep öyle bir fena ki insanımız için...Bırakın laik kemalist emperyalist dinsiz laik şirketleri...Önce kendimize bakalım...
Belirttiğiniz gibi özel sektörde bu kolaylaştırma yapılıyor. Firmamızda öğle arası yarım saate düşürülür her sene. İş çıkışı da 16:30 a alınır. Bu bile çok rahatlatıyor personeli. Yıllar geçtikçe rahatsız edici olan şu ki oruçluların karşısında utanmadan yiyip içen, sigara içenlerin varlığı.
çok güzel bir hatırlatma keşke ramazan öncesi bu ve benzeri hatırlatmalar yapılsaydı belki dikkate alınarak birşeyler yapılabilirdi.
🤲
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.