Aklıselimini kaybetmemiş ve belirli bir yaşın üzerindeki herkes, bunu ifade edip etmemesinden bağımsız olarak, zannederim aynı şeyi düşünmüştür son birkaç gündür yaşanan politik gelişmeler karşısında. Bu yaşananlar dümdüz “eski Türkiye simülasyonu”dur. Eskimiş, bayatlamış, bir yanıyla kokuşmuş bir eski Türkiye simülasyonu üstelik.
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyerek çıktıkları yolda altılı masa bileşenlerinin isteyerek ya da istemeden ortaya koyduğu performans “berbat bir koalisyon görüntüsü”nün ötesine geçmedi, geçemedi.
Neydi, hatırlayalım. Birbirine ideolojik, politik iş tutuş hatta yaşam tarzı bakımından hiç benzemeyen politik partiler merkezinde “çıkar” olan bir düzlemde bir araya gelip ardından ideolojilerini, politikalarını, yaşam tarzlarını hatırlayıp kavga etmeye başlarlardı ve memleket dümdüz şekilde tıkanırdı. Bu tıkanmayı hiçbir fırça, hiçbir pompa açmadığı için memleket kokar, koku dayanılmaz olunca da bir vidanjör arayışına çıkılırdı. Şanslıysak sivil siyaset, şanslı değilsek asker yetişirdi imdada ve döngü yeniden başlardı.
Bir süredir “90’lar ne güzeldi, ah ne güzeldi” tezviratı üreten aptalları bir yana bırakarak söyleyecek olursak Türkiye’nin 90’lı yıllarında koalisyonlarla yönetilen memleket kocaman bir lağım çukuruna dönüşmüş, koku dayanılmaz hale gelmişti.
Bu, burada bir dursun.
Meral Akşener’in masayı dağıtması ya da dağıtıyor gibi yapmasının ortaya çıkardığı manzara esnasında memleketi altılı masanın yönetiyor olduğunu bir anlığına düşünelim. An itibariyle depremin ağır sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalan memleket olduğu gibi tıkanacak, ekonomi tepe taklak olacak, siyasi kriz yüzünden bürokratlar arası savaşlar başlayacak, ülke “yönetimsiz dönem” olarak adlandırabileceğimiz bir türbülansa girecekti.
Net şekilde bir kabusa uyanacaktı Türkiye.
Dahasını da söyleyeyim şu meşhur koalisyon Türkiye’si ile ilgili. Koca koca politikacılar, asla sahip olmadıkları oyunculuk yetenekleriyle başarısız bir teatral iletişim geliştirirlerdi.
Misal mi istiyorsunuz? Hani altılı masanın öngördüğü güçlendirilmiş parlamenter sistemde cumhurbaşkanlığı sembolik önemi haiz bir makam olmanın ötesine geçmeyecekti. Öyleyse Akşener’in “olmaz da olmaz, Kemal bey olmaz” inadıyla Kılıçdaroğlu’nun “olur da olur, benden cumhurbaşkanı olur” inadını nereye koyacağız? Madem bu hususta bir gizli ajanda, bir niyet, bir “toplumdan saklanan yol haritası” vardı, bu kötü oyunculuk performansı nedir?
Dahası, Meral Akşener masayı dağıtır dağıtmaz Akşener’in bütün “kullanılabilir malzemesi”ni salkım saçak yol ortasına dökmenin çirkinliği ile bizatihi Akşener’in “masadan kalkan taraf asla bir olmayacağız” açıklamasının meydana çıkardığı sakilliği ne yapacağız?
Bu da burada bir dursun.
Enver Aysever’in ve bazı diğerlerinin anlamadığım bir çirkinlikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dersimli bir Alevi olmasının “Akşener’in masayı dağıtmasındaki asıl neden” olduğunu yazmaları da bütünüyle eski Türkiye simülasyonuna dahil bir tezvirattır. Politik ikbal meseleleri için “mezhepçi” bir bakış açısı geliştirmek oldukça rezil bir şey. Üstelik mesele cidden Alevilik ise Madımak katliamının en çok suçlanan ismi Temel Karamollaoğlu ile aynı masada oturmaya nasıl devam edebiliyor Kılıçdaroğlu? Yahut Karamollaoğlu’nun Kılıçdaroğlu ile işi ne?
Belki de Akşener açısından mesele, Kılıçdaroğlu’nun başkan adayı olur olmaz TKP, HDP gibi partilerle çeşitli düzeyde ilişkiler geliştirmeye kararlı oluşudur ve belki de Akşener, tabanına bunu izah edemeyeceğini hesap ediyordur. Hatta belki de Akşener, söylendiği gibi seçimin kazanılmayacağını anlayıp memleketin ana muhalefet partisi olmaya hazırlamaya çabalamıştır partisini. Gerçi pek başarılı olduğu söylenemez bu hususta ama her iki gerekçe de mezhepçilik fitnesinden daha başat gerekçelerdir.
Her halükarda altılı masa son birkaç gün içerisinde Türkiye’ye “neyi unuttuğunu” hatırlattı. Ve bu unuttuğumuz şey, açık konuşmak gerekirse “korkunç” bir şeymiş. Yeniden hatırlamak hiç ama hiç iyi gelmedi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.