Soğuk savaş bittikten sonra ABD’nin kendine bir düşman belirlemesi gerekiyordu. Kısa zamanda “küresel terör” gibi bir heyula ortaya çıkardı. Çok zaman geçmeden bu tanımlamaya yeni bir kuyruk, yeni bir ek yapılması gerekiyordu ki fazla zaman kaybetmeden onu da buldu: ‘‘küresel İslami terör.’’ Çünkü üretmiş olduğu kavramın hakkını verecek düzeyde bir terör örgütü vardı elinde… Afganistan Savaşı bittiğinde “El Kaide” adında bir yapılanma dünyayı tehdit edecek boyuta ulaşmıştı ve ABD bu tehdidi engellemek
Soğuk savaş bittikten sonra ABD’nin kendine bir düşman belirlemesi gerekiyordu. Kısa zamanda “küresel terör” gibi bir heyula ortaya çıkardı. Çok zaman geçmeden bu tanımlamaya yeni bir kuyruk, yeni bir ek yapılması gerekiyordu ki fazla zaman kaybetmeden onu da buldu: ‘‘küresel İslami terör.’’ Çünkü üretmiş olduğu kavramın hakkını verecek düzeyde bir terör örgütü vardı elinde…
Afganistan Savaşı bittiğinde “El Kaide” adında bir yapılanma dünyayı tehdit edecek boyuta ulaşmıştı ve ABD bu tehdidi engellemek için üç ülkeyi işgal etmişti. Bu ülkeler Afganistan, Yemen ve içeriği farklı olmakla birlikte Irak’tı.
Sonraki yıllarda haksız ve hukuksuz işgallerin bu üç ülkeyi ne hale getirdiğini gördük. Özellikle ABD için bu ülkelerin bir bataklığa dönüştüğüne şahit olduk.
İki yüz yıldır mazlum milletlerin kaderine hükmetmeyi başaran, kedinin fare ile oynadığı gibi ülkelerin iç işleri ile oynayan, istediği zaman hükümet değiştiren, liderleri toplum gözünde değersizleştiren, daha olmadı darbe yaparak yönetimi kendi kölelerine teslim ederek ülkeleri kendilerine bağımlı hale getirmeyi başaran kirli bir eldi bu. Küresel sistem yalnızca şeytanlaştırmak için değil kullanmak için de bazı küresel casus şebekeleri kurmuştur.
FETÖ terör örgütünü anlamak için onu İŞİD ve El Kaide ile birlikte değerlendirmeye ihtiyaç var. Dışarıdan bakıldığında İŞİD ve El Kaide şiddet yanlısı, FETÖ ise pasifleştirilirmiş bir örgüt gibi duruyor. Kullanışlı bir aparat olmaları durumundan yola çıkarsak bu örgütlerin hiçbirisi dinin gayesine uygun yapılanmalar değil. Onların geleneksel kavramsallaştırmada Makâsıdü’ş-Şeria’ya (İslâm’ın getirdiği hükümlerin gayeleri) uygun olmak gibi bir amaçları olmadı.
Küresel sistem birinci grubu Müslümanları şeytanlaştırmak için, ikinci grubu ise -ki İslam dünyasında onlarca örneği vardır- kaleyi içten fethetmek için kullandılar.
İngilizlerin Hindistan işgalinden önemli tecrübeler devşirdiler. Bu tecrübelerin başında sıfırdan tarikat kurmak, sıfırdan cemaat kurmak, sapık fırkalar icat etmek ve bir Müslüman vali eliyle Müslümanlara zulüm yaparak onları yönetmek gibi tecrübeleri saymak mümkün.
Ülkenin başına kırk yıldır bela olan, Sabataycı ve Kadiyanilere benzeyen FETÖ terör örgütü, Haricilik’ten Haşhaşilik’e, Şiilik’ten modern istihbarat tekniklerine kadar dünyada var olan bütün batıni örgütlenmeler ve din anlayışlarını kullanan, ayrıca teknolojinin, psikolojinin imkânlarından tutun da gaybi bilgilerin şeytanca kullanılasına kadar bütün fesatlara başvuran bir kabiliyete sahiptir.
Bugün bu örgütle nasıl baş edileceğine gelince, madde madde sıralayalım: