*Veysel İpekçi ve sandalyeye mahkum edilen millet, biz! *Kendilerini “tanrı” zanneden bürokratlar, CEO’lar gördük.. *Acizlik, karakter zafiyeti, sonradan görmelik, çiğlik.. *Havalı CV, havalı giyim/kuşam ve kibirle doldurulmuş adamlar.

04:008/12/2019, Pazar
G: 8/12/2019, Pazar
İbrahim Karagül

Güngören Belediye Başkan YardımcısıVeysel İpekçi’nin belediyede çalışan E. T.’yi“ayağa kalkmadığı, kendisine selam vermediği”için cezalandırması bizi niye öfkelendirdi?Koridorda oturmaya, kim geçerse ayağa kalkmaya zorlaması, niye bu denliinfialuyandırdı?Hepimiz neden bu kadar tepki gösterdik,neden acı hissettik, neden utandık, yüzümüz kızardı?ACİZLİK, KARAKTER ZAFİYETİ, SONRADAN GÖRMELİK, ÇİĞLİK..Neden münferit bir olay değil dekitlesel bir reaksiyona yol açtı, neden en büyük tepkimuhafazakar çevrelerden,

Güngören Belediye Başkan Yardımcısı
Veysel İpekçi
’nin belediyede çalışan E. T.’yi
“ayağa kalkmadığı, kendisine selam vermediği”
için cezalandırması bizi niye öfkelendirdi?
Koridorda oturmaya, kim geçerse ayağa kalkmaya zorlaması
, niye bu denli
infial
uyandırdı?
Hepimiz neden bu kadar tepki gösterdik,
neden acı hissettik, neden utandık, yüzümüz kızardı?
ACİZLİK, KARAKTER ZAFİYETİ, SONRADAN GÖRMELİK, ÇİĞLİK..
Neden münferit bir olay değil de
kitlesel bir reaksiyon
a yol açtı, neden en büyük tepki
muhafazakar çevrelerden, AK Parti çevrelerinden
geldi?
Bütün
kutsallarımıza, değerlerimize, insan algımıza, kendimize saygımıza
saldırı olarak gördüğümüz bu davranış,
hiçbir siyasi kimlikle, muhafazakar kimlikle ya da başka bir kamuflajla örtülemez
.
Bu bir
acizlik, karakter zafiyeti, sonradan görmelik, çiğlik, hakedilmeyen bir yerde bulunmanın şımarıklığı
dır.
KENDİLERİNİ “TANRI” ZANNEDEN BÜROKRATLAR, CEO’LAR GÖRDÜK..
Kibir acizlerin karakteridir.
Zayıflar, öz güveni eksik olanlar, bilgiden ve bilinçten mahrum olanlar, üretmeyenler
kibirli olur, acımasız olur.
Bu saygısız adama
“sen kimsin, kim oluyorsun”
diye sormak, bu
“tipler”
i kamudan uzak tutmak boynumuzunborcu olmalı.
Tepkinin büyüklüğü, aslında
sorunun da büyüklüğü
ile, yaygınlığı ile, sıkça görülmesiyle de alakalıdır.
Kendini “tanrı” sanan bürokratlar, CEO’lar, atanmışlar gördük
.
Kurumların en tepesinde
Türkiye’yi küçümseyen, insanını küçümseyen, 15 Temmuz’da verilen mücadeleyi küçümseyen
, hiçbir zaman hiçbir bedel ödemeyecek insanlar görüyoruz.
HAVALI CV, HAVALI GİYİM/KUŞAM VE KİBİRLE DOLDURULMUŞ ADAMLAR
İnsanlara öyle büyük bir kibirle, öyle tepeden bakıyorlar ki, bu kişilerin
ortak özellikleri, hiçbir şey üretememiş ve üretemeyecekleri olmalarıdı
r.
Havalı bir CV, havalı giyim/kuşam
, birkaç kişiyi tanıyor olmak, bürokrasinin
boşluklarını
keşfetmek.. Bütün özellikleri bu.
Bu ülkenin en tepesindeki kişi,
Cumhurbaşkanı tevazua, alçakgönüllülüğe, gönüllere girmeye vurgu yaparken
, her birkaç konuşmasından birinde bu
uyarıları
yaparken, bedel öderken, suikastlardan kurtulurken,
insanların gönlüne girdiği için bu kadar sevilirken
,
bir belediye başkan yardımcısı
nınkibri nasıl oluyor da,
ülkeyi yakacak kadar çok olabiliyor
?
Sen kimsin? Nesin? Neyi temsil ediyorsun?
Hangi kimliğin, kültürün yoğurduğu bir insansın?
Bu ülkede böyle bir kültür yok. Böyle bir kimlik de yok.
CV’Sİ GÜZEL OLAN DEĞİL, ‘ADAM OLAN’ LAZIM BİZE

Görevden alındığı gün kimse onu hatırlamayacak, aramayacak, belki yapayalnız kalacak. Nihayetinde hayatın kendisi böyle değil mi, “bugün var yarın yok” değil mi?

Siyasette, medyada, iş dünyasında, bürokraside, kendini mülkün sahibi zanneden, devletin sahibi zanneden, ülkenin ve milletin sahibi zanneden o kadar insan var ki..
Türkiye’nin verdiği mücadeleye, bu mücadele için hayatlarını ortaya koyanlara bakıyoruz, bir de bunlara..
İşte utanç o zaman başlıyor
. Öyleyse insan seçimimizde bir sorun var demektir. CV’si havalı olan, şatafatlı olan değil,
adam olan lazım bize
.
TEVAZU ASALETTEN BESLENİR
Biz biliriz ki, tevazu asaletten beslenir. Bilgiden olgunluktan beslenir. Zenginlik, makam, güç arttıkça tevazu artmıyorsa, çok tehlikeli bir durum var demektir.
Tevazu, alçakgönüllülük
hiçbir siyasi ya da dini kimliğin altına
gizlenemez. İnsanın
gönlünde, zihninde, karakterinde, omurgasında
olmak zorundadır.
Kibri,
aşırı tevazu
ile de gizleyemezsiniz. Bu yüzden
“Aşırı tevazu kibirdendir”
diye bir söz vardır. Evrensel bir sözdür bu. Basit bir göstergedir ama
en karmaşık insanı bir çırpıda çözmenize
yarayan olağanüstü bir formüldür.
DİNDARDAN, FAKİRDEN, BEDEL ÖDEYENDEN HOŞLANMAZ ONLAR
Muhteşem sözler söylerler, yumuşak cümleler kurar, en leziz kelimelerle süslerler sözlerini. Olağanüstü olgun insanlardır. Oturuşları, kalkışları, hareketleri, hitapları, ilişkileri kusursuzdur, ince ince hesaplanmış, tanımlanmıştır.
“Ağırbaşlılık”larından yanlarında ufalırsınız, ezilirsiniz
. Yürürken vakarla doludurlar.
Tevazu ve bilgelikle toprağı bile utandırırlar
! Yumuşak huyludurlar. Naif konuşurlar. Güzel giyinirler.
Ama aslında kibir abideleridir onlar… Seçkincidir, ayırımcıdır.
Müslümanca bakarlar ama kendileri gibi olmayan
dindardan hoşlanmazlar, fakirden hoşlanmazlar, garibandan hoşlanmazlar
, üstü başı hırpani tiplerden hoşlanmazlar,
bir dava uğruna canlarını verip kanlarını akıtanlar onlar için hiçbir şeydir
.
VEYSEL İPEKÇİ: TEPKİ YAYGIN, SORUN YAYGIN
Açıktan olmasa bile gizli gizli onları küçümserler.
Dobra insanları sevmezle
r, lafını esirgemeyenlerden uzak dururlar, hayatın içinde var güçleriyle çabalayanları yanlarından uzaklaştırırlar. Onlarla konuşmazlar, hiçbir ilişkileri olmaz, onların semtinde bile oturmazlar. Onları
hor görürler, küçümserler, aşağılarlar
.
İşte bu tipler hepimizi zehirler, rencide eder, utandırır, yaralar
.
Veysel İpekçi
’ye yönelik tepkinin yaygınlığı, özellikle
muhafazakâr çevrelerde yoğunluğu, ortak bir yaradan kaynaklanır
.
#Veysel İpekçi
#CV
#CEO
#Utanç