İstanbul seçimlerinden İsrail seçimlerine

04:009/04/2019, Salı
G: 9/04/2019, Salı
İbrahim Tığlı

İstanbul seçim sonuçlarını sadece biz merak etmiyoruz, dünyanın mazlum halkları da merak ediyor. Son bir haftadır Afrika’daki dostlarımızdan telefonlar aldım ve merakla onların da seçim sonuçlarını takip ettiğini gördüm.İstanbul’un kazanıp kaybedilmesinin Etiyopya’nın Harar, Kenya’nın Mombasa, Nijerya’nın Kano şehrinde yaşayan birisi için ne anlamı olabilir ki? AK Parti için İstanbul belediyecilikte bir model şehirdi. Birçok Ortadoğu, Balkan ve Afrika ülkesi İstanbul’daki başarıyı kendi şehirlerine

İstanbul seçim sonuçlarını sadece biz merak etmiyoruz, dünyanın mazlum halkları da merak ediyor. Son bir haftadır Afrika’daki dostlarımızdan telefonlar aldım ve merakla onların da seçim sonuçlarını takip ettiğini gördüm.



İstanbul’un kazanıp kaybedilmesinin Etiyopya’nın Harar, Kenya’nın Mombasa, Nijerya’nın Kano şehrinde yaşayan birisi için ne anlamı olabilir ki? AK Parti için İstanbul belediyecilikte bir model şehirdi. Birçok Ortadoğu, Balkan ve Afrika ülkesi İstanbul’daki başarıyı kendi şehirlerine uyguladılar.

2008’de Darfur’u ziyaret ettiğimde eyalet valisi, İstanbul’daki belediyecilik uygulamasını örnek alarak su, elektrik ve ulaşım sistemini yenilediklerini söylemişti. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sonuçta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yolculuğunun adımları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmasıyla başladı ve sadece İstanbul halkı değil Türkiye onu zirveye taşıdı.

İstanbul’da seçimleri kimin kazandığını kimin kaybettiğini YSK belirleyecek. Oyların sayımı bittikten sonra Binali Yıldırım veya Ekrem İmamoğlu yeni belediye başkanı olacak. Binali Bey’in kazanması durumunda İstanbul daha hızlı adımlarla hükümetin de desteğini alarak yoluna devam edecek. Ekrem İmamoğlu kazandığında ise İstanbul yeni bir mecraya girecek. Bu mecranın ne olacağını henüz bilmiyoruz.

Türkiye’ye karşı yurt dışında daima haksız suçlamalar hep ola gelmiştir. Türkiye’de demokrasinin olmadığı, Erdoğan’ın diktatör gibi davrandığı iddiaları sürekli seslendirilmiştir. İşte bu seçimler, Türkiye’de şeffaf seçimler yapıldığının ve kimin başkan olup olmayacağına halkın karar verdiğinin göstergesidir. Bu seçimler, Erdoğan’ın iddiaların aksine diktatör gibi davranmadığının, demokrasiye ve halkın tercihine büyük saygı duyduğunun ispatıdır.

Bazen yenilgiler bizim içimizde burukluğa neden olur, kaybetmenin acısı bizi yakar. Hiç öyle düşünmemek gerekiyor. Bazen yenilgiler de zaferin kapılarını açar. Tekrar kendimize gelmemize, başladığımız yıllardaki saflığa dönmemize fırsat verir. Fakat şunu da unutmamalıyız ki ortada ne bir zafer var ne de bir yenilgi…

Ankara gibi bazı büyük şehirlerin muhalefet partisi tarafından kazanılmasına İsraillilerin de sevindiğini söylemeliyiz. İsrail yönetimi kendini Filistinliler karşısında ilk kez bu kadar güçlü hisseti. Burada mesele muhalefetin kazanması veya kaybetmesinden çok Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zayıfladığının düşünülmesidir. Oysaki Türkiye halkı hala Cumhurbaşkanının arkasında ve bu seçimlerde yüzde 53 gibi bir oyla onu desteklediğini gösterdi.

9 Nisan’da İsrail’de seçimler yapılacak. Anketlerde Binyamin Netanyahu önde ve başbakanlık koltuğuna oturacağına kesin gözüyle bakılıyor. Fakat karşısında da güçlü rakipler yok değil. Anketlere göre Genelkurmay eski Başkanı Benny Gantz’ın de Netanyahu’ya yakın oy alabileceği belirtiliyor.

Seçimlerin rakipleri arasında hiçbir fak yok. Her parti ve lider seçim vaatlerini daha çok Filistinli öldürmek ve yeni işgal yerleri açmak üzerinden yapıyor. Nitekim ABD Başkanı Trump da iki iyi adamın(!) yarıştığını söyledi. Golan tepelerinin işgalinin ABD tarafından onaylanması Netanyahu’nun önünü biraz daha açmış oldu.

Netanyahu bir televizyon kanalına yaptığı konuşmada Batı Şeria’da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini ilhak edeceklerini söyledi. Netanyahu Batı Şeria’yı, Gazze’yi, Kudüs’ü tehdit olarak görüyor. Bırakın bağımsız bir Filistin devletini bir Filistinliye bile tahammül edemeyeceğini belirtiyor. Filistin davasına destek verenleri İsrail’in düşmanı olarak değerlendiriyor. Bu yüzden Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti’nin İstanbul’u kazanıp kazanmamasıyla ilgileniyor. Kudüs’ü İstanbul’dan ayırarak yalnızlaştırmak istiyor.

İster Netanyahu kazansın ister rakibi, değişen bir şey olmayacak. Batı Şeria’da 250 civarında yasa dışı Yahudi yerleşim yeri bulunuyor ve bunlara yenilerini eklemek isteyecekler. ABD’yi arkasına alan İsrail Filistin topraklarını daha fazla işgal edecek. İşgale direnen daha fazla Filistinliyi katlederek daha fazla zulme imza atacak.

Seçimlerde İsrailli politikacıların vaatlerinden biri de marihuanayı yasallaştırmak. Özellikle gençlerin oyunu almak için kenevirin eğlence merkezli tüketimine onay vermeyi düşünüyorlar. Bir süredir kenevir üretimi yasal ve tıbbi üretim yapılmasına da izin veriliyor. Uyuşturucu olarak kullanılması ve ihracatının yasallaştırılmasının da önü açılmak isteniyor. İsrail, GDO’lu ürünlerle zehirlediği dünyayı şimdi de marihuana kullanımını yasal hale getirerek uyuşturmak istiyor.

1948’den beri İsrail’de birçok yönetici değişti. Değişmeyen şey ise kim gelirse gelsin işgallerin sona ermediği ve Filistin kıyımının devam ettiği. İsrail meclisinde Arap vekillerin olmasının çok fazla önemi yok. Çünkü İsrail var oldukça ve arkasında ABD olduğu sürece ne işgalleri ne de zulmü sona erecek.

İstanbul ve İsrail seçimleri birbirinden çok farklı anlamlar içerse de İsrailli yöneticilerin Erdoğan’ın kaybetmesini istemeleri, sırf siyasi bir dışavurumun belirtisi değil; çünkü onlar, Kudüs’ün, İstanbul, Kahire, Bağdat, Şam’dan ayrılamayacağını biliyorlar…

#İstanbul
#Seçim
#Afrika
#YSK
#İsrail