Onur meselesi

04:0015/08/2018, Çarşamba
G: 15/08/2018, Çarşamba
İbrahim Tenekeci

İktisadî konularda bilgili olanların yazdıklarını okuyor, konuşmalarını dinliyoruz. Hep bir ağızdan, yaşadığımız sıkıntının ekonomik temelli olmadığını söylüyorlar.93 Harbi’ne katılan askerlerden biri sağ salim köyüne döner. Köylüler merakla çevresini sarar: “Ne oldu, anlat?” Asker sadece şunu söyler: “Onurumuzdan başka her şeyimizi kaybettik.”15 Temmuz gecesi memleketin hayatına saldırmışlardı. Şimdi de milletin haysiyetine saldırıyorlar. Bizi maddiyatla terbiye etmeye, tehditle korkutmaya çalışıyorlar.

İktisadî konularda bilgili olanların yazdıklarını okuyor, konuşmalarını dinliyoruz. Hep bir ağızdan, yaşadığımız sıkıntının ekonomik temelli olmadığını söylüyorlar.


93 Harbi’ne katılan askerlerden biri sağ salim köyüne döner. Köylüler merakla çevresini sarar: “Ne oldu, anlat?” Asker sadece şunu söyler: “Onurumuzdan başka her şeyimizi kaybettik.”

15 Temmuz gecesi memleketin hayatına saldırmışlardı. Şimdi de milletin haysiyetine saldırıyorlar. Bizi maddiyatla terbiye etmeye, tehditle korkutmaya çalışıyorlar. Bunun mümkün olamayacağını inşallah göreceğiz.

Bazı kem kimseler, “Erdoğan’ın maliyeti artıyor” gibi laflar ediyorlar. Hemen söyleyelim: Türk olmanın, İslâm kalmanın yüksek maliyetidir bu. Şikâyetimiz yoktur. Biz tuza değil, ruha bakıyoruz.

Ülkemizi tehdit eden kirli ve ikiyüzlü zihniyetin ne olduğunu zaten iyi biliyoruz. Ömrümüz boyunca bunu defalarca görme imkânımız oldu. Yine de bir örnek verelim: Türkiye darbecileri, Mısır darbe karşıtlarını tutukluyor. Demokrasinin baş temsilcisi olduğunu söyleyenler, birincisine itiraz ediyor, ikincisini destekliyor. Bunlar işte budur.

Son yıllarda yaşadığımız birçok şey, siyasî ve iktisadî bağımsızlık çabamızın yorucu sonuçları, sancılarıdır. Yorulduk diye pes edecek, istiklâl mücadelemizden vazgeçecek değiliz.

***

Türkiye davası, bütün partilerin önündedir. Memleket meselesi, diğer her şeyden önemlidir. Millî onur, dünyevî kazançların üstündedir.

Aziz milletimiz, en zor zamanlarda bile izzetini korumasını bilmiştir. Yine öyle olacaktır. Bizi yoklukla sınamak isteyenler şunu bilmelidir: Zaten yokluktan geliyoruz.

Çürükler elbette olacaktır. Birinci Cihan Harbi’ndeki un vurgununu hatırlayalım. Askerimiz cephede yiyecek ekmek bulamazken üstelik. Milletin kayıplarını şahsi kazanca dönüştürenler, Türkiye hanesinden olamazlar.

Amerika’nın fenalıklarını yıllardır söylüyor ve yazıyoruz. Aynı anda emeğimizle beraber haysiyetimizi, kazancımızla birlikte özgürlüğümüzü hedef alıyorlar. Daha azına razı değiller. Elbette direneceğiz.

***

Neler yapılabilir? Bu soruya cevap vermeye, çözüm bulmaya çalışan sayısız uzmanımız var. Kendimizce biz de bir şeyler söyleyelim.

Millî duyguları pekiştirecek adımlar atılmalı, hassasiyetleri geliştirecek yayınlar yapılmalıdır. Azdan az, çoktan çok gider.

Üreterek değil, tüketerek büyüyor gibiyiz. Bunun dengelenmesi gerekmektedir.

Sade vatandaşlarımız fedakârlık konusunda mahirdir. Onlardan talep edilen, son yıllarda variyet sahibi olanlardan da istenmelidir. Fedakârlığa yanaşmayanları imkânların dışında tutmak şarttır.

Milletimiz tutumludur. Bütün kurumlarıyla birlikte devletimiz de buna dâhil olmalıdır.

Yıllık izinden döndükten sonraki birinci yazımız ‘israf’ bahsi olacaktı. İnsaf ile israf arasında derin bir bağ var. Özellikle ve öncelikle israfı durdurmalıyız. Kaynaklarımızın sınırlı olduğunu daima aklımızda tutalım.

Son sözümüz: Bizi tehdit edenleri asla unutmayacağız!

#Türkiye
#ABD