Yeni birgelecek sayfasıaçılırken, yeni şeyler yaşanırken,büyük dönüşlerbaşlarken, tarihi kırılmalar öne çıkarken, bir milletyeni bir yürüyüşeçıkarken, bir ülke ve devletyeni ve “yerli bir üst akıl”üretirken, her şey bu yeni geleceğe ayarlanırken bazılarıtökezler, dermansızlaşır, kendini yenileyemez, yolda kalır,tarih dışına sürüklenir.Okuyamazlar, anlayamazlar, kavrayamazlar, eski defterleri karıştırıp dururlar,eski itirazlarla eskikonforlarınıgaranti altında tutmaya çalışırlar, eski ezberlerle
Yeni bir
açılırken, yeni şeyler yaşanırken,
başlarken, tarihi kırılmalar öne çıkarken, bir millet
çıkarken, bir ülke ve devlet
yeni ve “yerli bir üst akıl”
üretirken, her şey bu yeni geleceğe ayarlanırken bazıları
tökezler, dermansızlaşır, kendini yenileyemez, yolda kalır,
tarih dışına sürüklenir.
Okuyamazlar, anlayamazlar, kavrayamazlar, eski defterleri karıştırıp dururlar,
eski itirazlarla eski
garanti altında tutmaya çalışırlar, eski ezberlerle yeniliklere karşı
üretmeye çalışırlar,
sandıkları şeyler üzerinde
yapıp dururlar.
Bu yeni kuruluş, büyük bir dalgadır.. Herkesin üsTleneceği rol değişecektir..
Oysa Türkiye
olmuştur, bambaşka bir
dönüşmüştür, bambaşka bir
çıkmıştır.
Devlet değişir, toplum değişir, iktidar ve muhalefet dili değişir, iktidar alanları daha bir merkezileşir, siyasi partiler değişir, sivil toplum yapıları değişir, cemaatler değişir, medya değişir, sermaye/güç yapılanmaları değişir.
Herkesin üstlendiği, üstlenmek zorunda olduğu, seferber olması gereken şeyler değişir. Bütün bu değişimler yepyeni bir kuruluşa ayarlanmadır.
Çünkü bu,
yeni bir güç inşasıdır, yeni bir
siyasi ve toplumsal dalga
dır ve çok büyük bir dalgadır. Bu
Anadolu sınırlarına sığmayacak
bir coğrafya arayışıdır, inşa çabasıdır. Bu, tarih yürüyüşüdür, yüz yıl sonra,
Cumhuriyet’in üstüne yeni şeyler koyma
projesidir, yeniden çok daha
uzun bir maratona başlama
planıdır ve o plan bugün uygulanmaktadır.
Geri dönüş artık intihardır.. Artık bin yıllık
Bölgesel düzeyde de küresel düzeyde de
bu ülkenin kavgaları sertleşir, iddiaları büyür, hesaplaşmaları şiddetlenir. Çünkü ölçek büyümüştür,
çünkü ülkemizin ilgi ve etki gücü artmıştır. En önemlisi de
bu iddialardan
geri dönüş yolu kapanmıştır, gemiler yakılmıştır.
Çünkü geri dönüş intihardır,
küçülmedir, parçalanma veya tarih dışına itilmedir.
Sadece Anadolu’daki
bin yıllık siyasi birikim, kültürel kimlik
ve zenginlik,
yeniden kaynaşmış, yeniden biraraya gelmiştir.
20. Yüzyılın Türkiye’si yoktur artık, olmayacaktır. Artık bin yıllık bir Türkiye vardır,
bin yıllık bir güçle coğrafyaya ve dünyaya bakan bir devlet biçimlenmektedir.
Yeni müdahale “Yerli Üst Akıl”ı hedef alacak
Bugün
içerideki itirazların, eleştirilerin, gizli gizli örgütlenen yeni siyasal dalganın hedefi bu “yerli üst akıl”dır,
bu büyük projedir. Bugün
dışarıdan dalga dalga Türkiye’nin üzerine gelen saldırılar, tehditler, şantajlar ambargo uyarıları
nın hedefi işte bu yerli üst akıldır, bu büyük projedir.
Bugün dışarıda pişirilen
planını içeriye servis edenler
aynı güçlerdir, ama içeride ihale alanlar yenilenmiştir.
yerine başkaları
edilmiştir.
üzerinden toplumsal dalga oluşturulamayacağı için, eski
kronik marjinal siyasi cepheler
üzerinden toplumsal karşıtlık üretilemediği için,
FETÖ’nün operasyon kabiliyeti büyük oranda kırıldığı için
, siyasi partiler üzerinden bir müdahalenin etkisi olamayacağı için ikame yapılarla muhalefet örgütlenmesine girişilmiştir.
“Muhalefet” suç değil bir haktır.
Bizim burada
sözünü ettiğimiz şey aslında “müdahale”dir.
Bir dış operasyon, bir
yapılanmanın birleşimidir.
Bu yüzden “müdahale” yerlilik ve millilik dalgasına karşı olacaktır. “Yerli üst akıl” olarak tanımladığımız Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet sürekliliğinin üzerine kurgulanan Türkiye’nin büyük tarih yürüyüşüne karşı olacaktır.
Muhafazakar görünümlü direnç hatları: Bu cemaat tartışması değil
İçerideki yeni muhalefet oluşumu,
çok yakında kendini hissettirecek,
gündelik şikayetler üzerine kurgulanacak,
esaslı muhafazakar söylemlerle süslenecek,
yerlilik görüntüsü verilecek, “Erdoğan’ın yanlışları”, “Başkanlık sisteminin haksızlıkları”, ekonomik sorunlar, “tek adam söylemi” benzeri iddialar öne çıkarılacaktır.
Şunu açık biçimde ifade edeyim;
yeni muhalefet biçimlenmesinde maalesef muhafazakar kesimler etkin biçimde kullanacak,
bazı çevreler birer dış operasyon
dönüştürülecektir.
Türkiye’yi dönüştüren, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet gibi yeni ve çok güçlü bir kuruluşun öncülüğünü yapan,
Anadolu’dan yeni bir küresel güç oluşturmaya başlayan liderlik, akıl ve kadrolara karşı, “yerli ve muhafazakar” görüntü ile gizlenmiş bir direnç hattı
oluşturulacaktır.
Bunun
altyapısının şimdiden oluşturulduğunu,
bir hazırlığın söz konusu olduğunu izliyorum.
ve
kavramlarını üretirken, kullanırken, bu çerçevede uyarılar yaparken aslında
cemaatler tartışması yapmıyorum.
Cemaatler her zaman olacaktır, olmalıdır da.
“Üçüncü Büyük Yükseliş”i önleme çabalarıdır bunlar!
Ama cemaat dediğimiz yapılar devletin
merkez iktidar alanından pay istemeye
kalktığı zaman, bilerek ya da bilmeyerek, ülkenin büyük projelerine karşı hazırlanan
dışarıdan müdahalenin ihalesine kapıldıkları zaman
bir
haline gelirler. İşte o zaman tehlike başlamıştır, işte o zaman
bu yapılar “cemaat” olmaktan çıkmıştır.
Bu yüzden ülkeye,
vatana, devlete, millete bağlılık, bir tür yerlilik testi
herkes için gereklidir. Çünkü
bu topraklardan Selçuklu’yu, Osmanlı’yı yükseltmiş olan biz, Birinci Dünya Savaşı ile imha edilmek istenirken Anadolu’yu “Son Kale” yapmayı başaran biz
, bu akıl, feraset, birikim ve iddialarla yine bu topraklardan
çalışan biz, yeni
“yıldız ülke” için mücadele eden biz
, yepyeni tehdit formlarıyla karşı karşıya geleceğiz.
Çünkü çok büyük bir Türkiye davamız vardır
Bu sefer
“Biz”e karşı “bizden” görünen yapılarla
gelecekler. Daha şimdiden
yerli direnç sahibi kişilerin, kurumların, çevrelerin örtülü biçimde hedef alınmaya başlanması
bundan. Bu saatten sonra, Türkiye’nin büyük yürüyüşüne cephe alan her çevre bir
bir
olarak rol üstlenmiş olacaktır.
Öyleyse artık “Türkiye Ekseni” dışında bir siyasal kimlik yoktur. Vatan ekseni dışında mücadele zemini yoktur. Hepimizin durduğu yer burası olacaktır.
Çünkü çok büyük bir Türkiye davamız vardır
ve hiçbir
müsamaha gösterilmeyecektir.