Yeni bir senaryo mu var? Vatan, millet Facebook!

04:0022/03/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
İbrahim Karagül

Kafamıza
silah
dayanmışken, bize
yumuşak
sözler söyletemezsiniz.


Evlerimiz

kurşun yağmuruna

tutulurken bize

“uysal ol

, yumuşak huylu ol, diğer yüzünü çevir" diyemezsiniz.



Sokaklarımız ateşe atılırken bize “

acını kalbine göm"

diyemezsiniz.



Ülkemize karşı topyekun saldırı varken bu ülkeyi savunmakla yükümlü olanlara “

elini silaha uzatma"

diyemezsiniz.



Terör koalisyonunu harekete geçirip Türkiye ile hesaplaşmaya girişenlere karşı bize, “

öfkeni büyütme"

diyemezsiniz.



Din, iman, vatan mesele olunca bize, “

otur oturduğun yerde, suskunluk erdemdir"

diyemezsiniz.



Bir yanda

terörle

diğer yanda

darbe

girişimleriyle, bir yandan

örgütler koalisyonu

yla, diğer yanda bütün imkanlarını Türkiye'den

intikam

almaya çalışan

paralel

örgütlenmelerle operasyon üstüne operasyon yapanlara karşı o

“acımasız direniş"

i, yargılayamaz, sorgulayamazsınız.



Beddua eden adam Ve intihar bombacısı


Kim bunları diyorsa, kim bunları dayatıyorsa, kim bu yönde kamuoyu oluşturuyorsa üzerlerine

kocaman bir soru işareti

koyacağız. Çünkü

akıl vermekle bu çirkin planlara kalkan olmak, savunma hazırlamak

arasındaki farkı artık her kelimeden, her sesten anlıyoruz.



Beddua

üstüne beddua okuyan,

ülkeyi ateşler içine salmaya

çalışan,

yediden yetmişe herkesi yerin dibine batırmak isteyen adamın nefreti

yle, sokaklarda bombalar patlatan

intihar bombacılarının ve onların sahiplerinin nefreti

arasında hiçbir fark kalmamıştır.



Bu

ortak nefret

ülkemize, milletimize, tarihimize ve geleceğimize yönelmiştir. Hal böyle iken,

bin yıldır bu topraklara kan veren, bu coğrafyayı birleştiren, birbirine kaynaştıracak harcı üreten irade ve feraset

in sahipleri ne gerekiyorsa onu yapacaktır ve ne yapacağını bilecektir. Çünkü her tarihi buhranda bunu bilmiş ve yapmıştır. Onların nefreti bu

direnç duvarlarına

çarpıp yok olacak ama bu ülke varolmaya, bu millet tarih yapmaya devam edecektir.



Vandallar, sinsiler ve terör koalisyonu


Üç yıldır

, ülkemiz ağır saldırılar altındadır. Gezi olayları, Türkiye'nin siyasi tarihindeki

utanç sayfalarından biri

dir.

Böyle çirkef, böyle çirkin, böyle vandal

bir sokak terörü bu ülkeye reva görülmüştür. Siyasi iktidar tasfiye edilecek, devlet

kontrol

altına alınacak, millet yeniden

uysallaştırılacak

, tarih hafızası,

o irade ve feraset

yok edilecekti.

Siyasi akıl ile milletin direnişi

yüz yıldır bu ülkeyi sömürenlere inanılmaz bir ders verdi ve rüzgarı tersine çevirdi. Direnenler safları birleştirdi, karşı cephe dağılıp

rezil

oldu.



Tarih yapıcı iradeye

bir sonraki saldırı paralel örgüt üzerinden

yapıldı. Sistem içinde yıllarca tam bir

istihbarat ağı

olarak yetiştirilen kadrolar harekete geçirildi. Amaç aynıydı; Türkiye'yi yönetilebilir alana çekmek, o

vesayeti

yeniden tesis etmekti.

Anadolu çocukları üzerinden hem de muhafazakar kimlik üzerinden çok büyük bir oyun oynandı

. Yine siyasi akıl ve milletin sahiplenmesiyle bu plan boşa çıkarıldı.

“İngiliz Gurka"

ları gibi rol üslenenler efendilerinin yanına sağındı, bu ülkeden kaçtı, milletin irade ve ferasetine yenildi.

Gezi ne kadar vandalsa bunlarınki de o kadar sinsiydi

.



Hemen ardından

terör dalgası

ile yeni bir saldırı başlatıldı. Yine siyasi iktidar, o

akıl ve milletin tarih yapıcı feraseti

hedef alınıyordu.

Türkiye vurulacak, küçültülecek, toplumsal çatışma oluşturulup dize getirilecek

ve yönetilebilir alana çekilecekti. Terör dalgasıyla birlikte ülke içindeki

kiralık kalemler

ve yıllardır

fonlanan

yapılar da harekete geçirildi. Terörü aklamaya, ülkeyi vurmaya çalışıyorlardı.

İntihar eylemlerini kamuoyuna pazarlamaya

, bu acılardan siyasi iktidara fatura çıkarmaya yelteniyorlardı. Proje böyleydi.

Onlar da bir başka alanda intihar saldırıları yapıyorlardı

.



Kavganın en büyüğü başladı


İşte bugün bu mücadele veriliyor.

Bugün, tarih yapıcı ana omurgaya karşı yok etme saldırıları yapılıyor. Paralelcilerle terör koalisyonu bu yüzden ortak hareket ediyor.

Daha önce proje verilenler şimdi topyekün sahaya sürülüyor. Ülke içindeki

hücreleri

,

ileri karakolları

, terör çatısı, paralel organizasyon ve

sınır dışındaki ortaklar

hep birlikte saldırıyor.



Bu son saldırıdır ve onlar için tam bir intihar saldırısıdır

. Saldırıların en şiddetlisiyle karşı karşıyayız.

Kavganın en büyüğü

nü yaşıyoruz. Bizim için, milletimiz ve ülkemiz için son hesaplaşmayı en büyük cepheye karşı yapıyoruz.



Milli olan, yerli olan, Türkiyeli olan herkes, her şey saldırı altında

. Bu savaşı kaybedersek ülke olarak yok oluruz. Millet olarak

son umutlarımız

da tükenir. Ama kaybetmeyeceğiz. Onların bütün çabalarına rağmen

su, kendi yatağını bulacak, tarih normalleşecektir

. Asla umutsuz değiliz. Asla gelecek endişesi taşımıyoruz. Asla yılmayacağız, tam aksine bu saldırılar direncimizi daha da artıracak.



Terör koalisyonu parçalanacak

, Batı başkentlerine ve ABD'ye sığınan o

sinsi halkalar çözülecek

, hepsi birer

yabancı kimlik

haline gelecek ve Türkiye ile bütün bağları kopacak. Tehdit olmaktan çıkacaklar ama

bulundukları ülke için tehdit olmaya başlayacaklar

ve asıl bedeli orada ödeyecekler.



Yeni Şafak'ı susturmak istiyorlar!


Yeni Şafak

, bu anlamda bir kaledir.

Çok güçlü bir kaledir

.

Bu hesapların üstünde bir ideale

inanmakta, o ideal için mücadele vermektedir. Türkiye'nin

en sağlam direnç merkezlerinden biri

dir. Bu yüzden de saldırılara uğramakta,

sesi kısılmak

istenmektedir. Son saldırı, milyonlarca takipçisi olan

Facebook

sayfasının kapatılması olmuştur.



Hiçbir etik, hiçbir hukuki

gerekçe sunulmadan, hiçbir açıklama yapılmadan, Türkiye'den ve bölgeden

milyonlarca kişinin temsil edildiği hesap susturulmuştur

. Tabii ki yasal yollar ne gerektiriyorsa yapacağız. Ancak

ifade özgürlüğü

konusunda sürekli Türkiye'yi sorgulayan, suçlayan bu platform, bir

ulusal gazeteye ifade özgürlüğü kapsamında skandal bir sansür

uygulamaya başlamıştır.



Yoksa yeni bir senaryo mu var?


Yoksa, önümüzdeki günlerde yeni bir dalga mı başlayacak

? Üç yıldır ağır saldırılara maruz bırakılan Türkiye, yeni bir proje ile mi yüzleşecek? Bu yüzden mi biz ve bizim gibi yayın yapan,

ülkenin direncini ayakta tutmaya çalışan yayın organları

zayıflatılmak isteniyor?



Operasyonun

ilk ayağı

bu platformlar üzerinden mi servis ediliyor? Milyonlarca kişiye ulaşmamızı engelleyerek,

hangi senaryo

uygulanırken bizi

hareketsiz bırakmaya

çalışıyorlar? Facebook içindeki istihbarat ağı saldırıya ilk

Yeni Şafak'

la başlamış olabilir mi?



Şüphelerimiz var. Endişelerimiz var. Ama direncimiz de var.

Biz, Türkiye toplumunun omurgasıyla, ruhuyla, gönlüyle, diliyle, zihniyle hareket ediyoruz.

Bu gücü kırmak mümkün değil

. Bir kez daha göreceksiniz…


#intihar bombacısı
#Terör koalisyonu
#Gezi olayları
#paralel örgüt
#ortadoğu