Şam’ın kurtarılması, Türkiye-Suriye-Lübnan arasında neredeyse bir ortak coğrafyanın biçimlenmesi sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamaları, bizim öteden beri “Türkiye Ekseni” olarak niteliğimiz coğrafya güç haritasındaki değişimin belli bir olgunluk aşamasına geldiğinin ilanıdır.
Açıklama devam etti: “Suriye’nin diğer kısımlarındaki DEAŞ, PKK, PYD gibi terör örgütlerinin de en kısa sürede başı ezilecektir.”
Peki bu sözlerin anlamı ne?
Türkiye “Olağanüstü Meşru Müdahale”nin ilk örneğini sergilemiş ve dünyanın şaşkın bakışları arasında inanılmaz bir sonuç almıştır.
Birinci cümle doğrudan İsrail’e yöneliktir. Çünkü İsrail, fırsatçılık yapıp, otorite boşluğu var diye Golan’da tampon bölgeyi geçmiş, Şam’a yaklaşmış, Suriye’nin bir bölümünü işgal etmiştir. Bu arada ağır hava saldırıları ile Suriye’nin askeri altyapısını yok etmiştir.
İsrail’in Gazze ve Lübnan’dan sonra Suriye’de başlattığı yeni işgal öncelikle bir yayılmacılıktır, hırsızlıktır. Ama daha önemli bir gerçek var: O da korkudur!
İsrail bu işgali Esad zamanında niye yapmadı da şimdi yaptı? Çünkü artık korkuyor. O zaman saldırı ihtimali görmemişti, şimdi görüyor.
O zaman Suriye-İsrail-İran denklemi vardı. Şimdi o denklem yok. Şimdi karşısında “Zinde” bir Suriye gücü, varlığı inşa ediliyor. Bundan sonra çok daha keskin bir düşmanla karşı karşıya kalacak.
İşte tam bu aşamada, “Suriye’ye saldıran karşısında Türkiye’yi bulur” cümlesi bütün bölgenin yeni gerçekliğini ortaya koyuyor. İsrail yayılmacılığının karşısında sadece Suriye halkı ve devleti olmayacak, Türkiye de olacak. Yani Türkiye artık İsrail’e sınır olmuştur. Hep şunu söyledik: “Türkiye Golan’da savunma kalkanı kurmalı”dır. Bu sözler kuracağının işaretidir. Şu anki İsrail işgali de Türkiye Korkusu”dur.
Öyleyse Fırat’ın Doğu’sunda ABD ne baskı yaparsa yapsın, PKK/YPG varlığına izin vermeyecektir. Bu sözler şunu ifade etmektedir: “Siz isteseniz de istemeseniz de, ne kadar sahiplenirseniz sahiplenin biz bu örgütleri ezeceğiz”.
ABD’nin ya da İsrail’in bu aşamadan sonra PKK’yı, YPG’yi koruma imkanı kalmamıştır. PKK üzerinden Suriye’yi bölme imkanı kalmamıştır. Bölge halkının isyanı ile birlikte ABD varlığının da Suriye’de kalma imkanı kalmamıştır.
Bu tür basit, klişe düşünce ve cümlelerin, ezberlerin Suriye’de ve bölgede bir karşılığı kalmamıştır.
İran Ortadoğu’yu kaybetti. PKK için ayak direrse ABD de bölgeyi kaybedecek. Suriye ve Lübnan’da hatta Filistin’de yeni bir direnç hareketinin büyümesini engelleyemeyecek. Böyle devam ederse İsrail de bölgeyi kaybedecek. Kendi işgal sınırlarına hapsolup kalacak.
İsrail’in hem Suriye hem Lübnan sınırlarında Türkiye etkisi ağır bir şekilde hissedilecektir. “Savaşı Türkiye sınırına taşıyanların bütün hesaplarını on günde sıfırlayan akıl”, bunu da yapacaktır.
Artık İran sınırından Akdeniz’e ulaşan bütün çokuluslu senaryolar bitmiştir. Dışarıda çizilen haritalar çöp olmuştur.
Hem bu bölgede hem Doğu Akdeniz’de “Türkiye ve Dostları”nın gücü, yeni ortaklarla daha da genişleyecek, belki de coğrafyaya dönük dışarıdan müdahaleler dönemi kapanacaktır.
Belki de Birinci Dünya Savaşı ile başlayan işgaller ve parçalama tarihinin sonu gelmiştir. Bu aşamada İsrail için, kurulduğundan bu yana, en sıkıntılı dönem de başlamış olacaktır.
Şu an Suriye’de iki konu kaldı. ABD denetimindeki PKK-YPG varlığına son vermek ve İsrail askerini Suriye topraklarından çıkarmak. Coğrafya’daki büyük formatlamaya bakılırsa bu da yakın zamanda gerçek olacak. Ama 20 Ocak tarihine kadar her ne gerekiyorsa yine yıldırım hızıyla yapılmalıdır.
ABD’nin ve içerideki ortaklarının “Türkiye’yi oyalama”ya dönük kazanımlar dönemi de bitmiştir. Fırat’ın Doğusu’nda bunu bir kez daha denediler olmadı. Deyrizor ve petrol sahaları kurtarıldı. Rakka da kurtarılacak. Irak sınırına kadar her yer kurtarılacak. ABD oyalaması ile İsrail’in Suriye’deki işgali tek bir plandır. İkisi de tek bir plan olarak rafa kaldırılacak.
Türkiye İsrail ile savaşı göze alır. Ama İsrail bunu asla yapamaz. Böyle bir gücü yok. ABD’nin de yok. Birkaç aya kadar nelerle boğuşmak zorunda kalacaklarını hep birlikte göreceğiz. Türkiye artık sadece Türkiye değil, bir ortak coğrafyadır. Milyonları bir anda İsrail sınırına yığmak hiç de zor değildir.
Bunu özellikle İsrail’e hatırlatalım:
Tarih boyunca Kudüs’ün kurtarılması hep Şam’ın ele geçirilmesinden sonra mümkün olmuş. Kudüs hep Suriye üzerinden kurtarılmış. Bence İsrail korkmalı ve sakin durmalı!
toprağına kattı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.