Türkiye ve Müslüman dünya ya da “bizim” dediğimiz coğrafya kendi arayışına yoğunlaşmalı. 20. yüzyıl sonrası ilk kez ortaya çıkan fırsatı heba etmemeli.
ABD’nin yeni arayışları, Rusya ve Çin’le ilişkileri, Avrupa’nın çaresiz görünen hali arasında bir yol arayışına girmek, 21. yüzyılı heba edebilir.
Artık bu coğrafya başkalarına “sığıntı olma”, “başkalarının cephesi olma”, başkalarının güç haritaları arasında kendine yol bulma arayışlarını terk etmeli.
Uzunca bir süredir dikkat çekmeye çalıştığım şey; Atlantik’ten Pasifik kıyılarına uzanan yeryüzünün Orta Kuşağı, dünyanın merkezi olan bizler, kendi güç alanımızı bu sefer de oluşturamazsak, coğrafyanın bir geleceği olmayacak. Savaşlar, iç çatışmalar, yoksulluklar, kimlik kavgaları, siyasi vesayet. Ekonomik yağmacılık arasında kaybolup gideceğiz.
Türkiye’nin; “Trump Dünyası”nı, ABD-Rusya yakınlaşmasını, ABD ve Rusya ile Avrupa ilişkilerini sessizce takip ettiğini, bu arada kendi yol haritasını sağlama almaya çalıştığını, bu amaçla ortaklıklar haritasını daha da genişlettiğini görüyoruz. Türkiye’nin ABD ile de, Rusya ile de ilişkileri korumaya, güçlendirmeye, en azından bozmamaya azami hassasiyet gösterdiğini de görüyoruz.
Suriye’de savaşın bitmesinden sonra (Toprak bütünlüğü henüz tamamlanmadı.), Ukrayna/Karadeniz’de de savaşın bitmesi Türkiye’yi rahatlatacaktır. Ancak Türkiye’yi dışlayan barış arayışlarının uzun ömürlü olmayacağını not etmeliyiz.
Bölgesel Süper Güç olarak, ABD-Rusya arasındaki yeni ilişkilerin Türkiye’nin güç haritası üzerinde de “yeni sonuçlar” üreteceğini, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar birçok bölgeyi etkileyeceğini bilmeliyiz. Türkiye’nin böyle bir dönemde de, tarihi iddiaları çerçevesinde bir hareket noktası olacağını söyleyebiliriz.
“Trump Çıkışları”nın ABD içinde ve dünyadaki yansımaları henüz belirginleşmedi. Şu an “Gazze’de etnik temizlik” felaketi nasıl önlenir, onun üzerinde duruluyor. Mısır’ın, Ürdün’ün, S. Arabistan’ın teyakkuzundan bunu izliyoruz. Ancak büyük güçler arasındaki yeni ilişki türünün bölgelere yansımaları çok daha da büyük depremlere yol açabilir.
Üzerinde çok da düşünülmüyor ama bu yeni dönem Türkiye’nin iç siyasi eğilimlerini derinden etkileyebilir. ABD ve Avrupa destekli siyasi kadrolar, yapılar ve hedefler çökebilir. Gelecek seçimlere yönelik dizayn hesapları bozulabilir.
Bu çevreler sahipsiz kalabilir. Demokrasi, ifade hürriyeti gibi alanlarda herkesin sustuğu bir dönemde, “sivil” diye pazarlanan ajandalar ve yapılar için yolun sonu görünebilir.
Arık Türkiye ve dünya başka türlü pazarlıklara kapı aralayacak. “Patron Devletler” döneminde hiçbir devlet içeride “vesayet” mekanizmalarına müsaade etmeyecek. ABD’de vesayet aygıtlarına yönelik büyük tasfiye yaşanırken Türkiye’de ve birçok ülkede de de benzer bir tasfiye söz konusu olabilir.
Bırakın iç vesayet mekanizmalarını, “küresel üst vesayet” mekanizmaları bile çöküyor. Soğuk savaş dönemi Avrupa’yı yönetme mekanizmalarından biri olan Münih Güvenlik Zirvesi’nin ABD ve Almanya arasında trajik tartışmalarla sona ermesi sadece bir örnek. Çok daha dramatik örneklere tanık olacağız.
İşte tam burada “Bölgesel Süper Güçler”e kapı aralanıyor. Hiçbir pazarlık önceki kriterlere göre olmayacak.
Çok daha sert, çok daha gerçekçi, çok daha sonuç alıcı masaların kurulacağı açık. Böyle bir dönemde TÜSİAD, Türkiye içi vesayet aygıtlarından biri olarak, tarihinin en büyük hatasını yaptı. Eskinin “devlete ayar verme” alışkanlığı ile bir çıkış yaptı. Oysa bu vesayetçi yapılar için tarihin sonu geldi.
Oysa TÜSİAD böyle yapacağına ciddi anlamda paniğe kapılmalıydı. Belki onlar da, Avrupa gibi, geleceği öngörmede zorlandılar.
Yeni dönemin ilk sonuçlarıyla ilgili şöyle notlar yazabiliriz.
1- Almanya ve AB’nin Türkiye’ye yakınlaşması PKK, terör gibi konularda Avrupa’nın geleneksel politikalarını değiştirebilir.
2- Avrupa savunması ile ilgili olarak, AB’den Türkiye’ye büyük bir yöneliş olabilir. Bu, hem siyasi sonuçlar verir hem de güvenlik ve ekonomik olarak ciddi gelişmelere kapı aralayabilir.
3- Rusya, Ukrayna zaferini tescil ettikten sonra Türkiye ile ilişkilerini pek de “anlayışlı olmayan” alanlara çekebilir. Bunun Karadeniz, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya’da ciddi yansımaları olur.
4- Türkiye-ABD ilişkileri Ortadoğu’da gerginleşebilir. Çünkü; ABD’nin İsrail eksenli yaklaşımı bütün coğrafyada Türkiye’nin çıkar alanlarına zarar verecek nitelikte.
5- Ancak Trump ne aparsa yapsın, ABD’nin gücü hayal ettiklerinden çok çok az. Dünya bunu biliyor, Çin biliyor, Türkiye biliyor. Sabırla bu rüzgârın nerelere nasıl uzanacağını görmek için bekliyorlar. Henüz bir tepki oluşmadı, elbette oluşacak, onu beklemek lazım.
6- Bu arada Trump’ın; Rusya, Avrupa, Çin çıkışlarına rağmen Türkiye ile ilgili sessizliği dikkat çekici. Bu sessizlikten çok şey çıkabilir. Her şey ondan sonra berraklaşacaktır.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Eyvallah. Saygılarımla
Güzel tespitler, gevur hep kötü deyip bizi kandırıyorsunuz. Sonunda ülkemizi gevurun askeri ve sömürgesi yapıyor karşılığında adaletsiz, yolsuz, despotik ve cehalet düzeninizi ömür boyu sürdürecek garantiler alıyorsunuz.
son 20 yılda ülkemiz nasıl sömürülmüş bi örnek yaz ver isim ver bilelim bu sömürüyü. Reis ve itifak milletten başka birinden destek ve garanti almamıştır. almaz. Siyaseti yanlış okuyorsun! söylediğin şu cümle "sömürgesi yapıyor karşılığında adaletsiz, yolsuz, despotik ve cehalet düzenini" masanın altındakilerin esas mesleğidir.
Farkında mısınız yazar bütün kâfirleri saydı ve özetle hiçbiri ne sonuçta guvenilmeyecegini yazdı.Ve doğrusu da bu zaten.. Osmanlıyı yıkan İslam dünyası ni tarumar edenler bu kâfirlerdir.Afedeeseniz boktan Yunanlar hatta Bulgarlar bile gözü bu hilâfet topraklarında olduğunu Yunanların Anadolu yu işgali ile görüldü.Ermenistan bile resmi sınırını çizmeyerek Anadolu da gözü olduğunu her fırsatta dile getirdi getiriyor.Şu an hem bu hilâfet merkezi hem de diğer İslam dünyasında ki büyük oranda Osmanlı bakiyesi topraklarda büyük bir hazırlık yapma zamanı geldi geçti bile.. Osmanlı sonrası İslam dünyasında Kur'an sünnet icma merkezli sahih yani peygamber ve ashab İslam'ı olmadığı bilinir.İlk yapılması gereken toplumların kişilerin peygamber sav in sahabeyi insanları teke tek Kur'an'a sünnete göre İslam akaidini öğretmek ve gereklerini yapacak kalitede yetiştirmek.İslam akaidi taklitle olacak alan değil.Cunku imani konular taklitle olmaz.Taklit in olacağı alan fıkıh alanıdır.İlmihal kitapları zaten taklit edilecek bilgileri ihtiva eder.Bir kalıp olarak âlimlerin oluşturdukları hazır bilgiler.Fakat şahadet konusu iman konusu küfür şirk konuları örnek olarak Muhammed 19.ayette,"bil ki Allah'tan başka ilah yoktur"ifadeleri ile şahadet konuları bire bir herkesin bilmesi gerektiğini anlatır.Araf 172 ve 173 te de ruhlar aleminde,elestu birabbikum de verilen sözler ile şirk konusunda atalarımızdan böyle gördük taklit ettik diye babalarımızın dememeniz için diye söz alınması.. Velhasıl toplumların kişilerin bire bir peygamber ve ashab in yaptığı gibi İslam'ı öğrendikten sonra devlet yapısını da emperyalist güçlerin sistemlerinden yapılandırmaları dan arındırıp Kur'an'a sünnete icmaya göre yapılandırması ile büyük hazırlık yapılmış olur.Muslumanlar Kur'an'a sünnete dönerek fitratlara hitap edecek noktaya geleceği için kâfir toplumların içinde temiz kalmış kişilerin Müslümanlarda hayat bulmaları sözkonusudur.Allah cc vadidir.Kuran sünnetten icmadan strateji yapılacağından hiçbir güç bunu yenemez.Cunku Allah cc razı olduğu Kur'an sünnet yapılanması olması bütün oyunları bozar
Gerçekten çok güzel analiz yapan tutarlı olan yazarın artık Osmanlı sonrası İslam dünyasında ve özellikle de hilafet merkezinde emperyal sistemler i din açısından sorgulaması ve ısrarla emperyalist lerin esası olan yasama ve yargı gücü başta olmak üzere Allah'a ait olanı dışlayan hatta düşman kesilen sistemsel sorunları görüp onlarla yüzleşme zamanı gelmiştir.İsrarla demokratlar ki ben şahsen onları MUTEZİLE gibi görmekteyim Kâfirlerin yazdıklarını çok önemseyip İslam'a onların gözüyle aklıyla baktıklarında.Mesala MUTEZİLE nin Kur'an mahluk inancı nin küfür olduğunu iskaladiklari gibi bugünkü demokratların da nice kâfirlerden sirayet eden küfürleri şirkleri iskaladiklarini görmekteyiz.Kuran mahluk diyerek Allah cc kelam sıfatının sonradan oluştuğunu haşa yaratılmadan önce Allah cc kelam sahibi ilim sahibi olmadığı inancı ile isim ve sıfatları iptal eden MUTEZİLE körlüğüne benzer inançları demokratlar görmemektedir.Allah cc yaratıcı rızık verici kelam irade sahibi vasfının yanında hâkim yani yasama ve yargı sahibi vasfını iptal eden emperyalist lerle ve sistemleriyle yüzleşme zamanı..imam Gazali rahimullallah'in şahadet getiren İbadet eden ve açıkça inkâr ediyoruz demeyen ama inançlarında kâfirlerden temayuz eden üç noktadan küfre girdiklerini yazan âlim acaba günümüzde ki demokratlar için ne derdi
bozar üstad.
Türkün uykusu ağırdır uyanmaz, uyansa durmaz. İnşallah uyku halinde değilizdir. Basiret, feraset, liyakat...
Ağabey,önce CHP ve İmamoğlu ve dahi HDP tehlikesini bertaraf edin de sonra konuşun bunları..Cidden İmamoğlu ve CHP li ve dahi HDP li belediyelere yapılan baskılar bu adamları iktidara taşıyacak..Halkın nabzını tutan akıllı uslu bir AK partili yok mu yahu!
Görelim mevlam neyler neylerse güzel eyler
Selam ve sevgiler saygılar sayın değerli İbrahim karagül teşekkürler ❤️🇹🇷berlin
Türkiye ve müslüman dünya birligimi, ne müslüman dünyası ya ,hepsi ABD veavrupa güdümünde ve bize düşman değilmi,her fırsatta bize düşmanlık edenlermi bizim dostumuz,ortağımız olacak
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.