Türkiye için, “tanımlanmış düşmanlıklar”, “tanımlanmış tehditler” var. İçeriden vuranlar, dışarıdan tehdit edenler var. Bunlara yönelik milli güvenlik tedbirleri ve mücadele türleri var. Mesela FETÖ, PKK, YPG birer iç tehdittir. Aynı zamanda birer dış tehdittir. Bazıları ülkeyi küçültmeye , bazıları Türkiye’yi ABD ve Avrupa elinde bir oyuncağa, rehineye dönüştürmeyi amaçlamaktadır. FETÖ, PKK, TÜRK BAASÇILARI HEM İÇ TEHDİT HEM DE DIŞ TEHDİTTİR… Bunların en yıkıcı olanı FETÖ ve PKK’ dır. FETÖ bir
Türkiye için,
“tanımlanmış düşmanlıklar”, “tanımlanmış tehditler”
var. İçeriden vuranlar, dışarıdan tehdit edenler var. Bunlara yönelik milli güvenlik tedbirleri ve mücadele türleri var. Mesela
birer iç tehdittir.
Aynı zamanda birer
Bazıları
, bazıları Türkiye’yi ABD ve Avrupa elinde bir
oyuncağa, rehineye dönüştürmeyi
amaçlamaktadır.
FETÖ, PKK, TÜRK BAASÇILARI HEM İÇ TEHDİT HEM DE DIŞ TEHDİTTİR…
Bunların en yıkıcı olanı
dır. FETÖ bir şekilde
edildi, PKK da içeride tasfiye edildi ama sınırlarımızın güneyinde
varlığını sürdürmekte,
kazanmaya, bu yolla Türkiye’yi vurmaya çalışmaktadır.
Yeni Türkiye için,
eskinin oligarşik kadroları, zihinleri, faaliyetleri
de bir “
”tir. Onlar da; ülkenin kendilerine ait olmasını, Anadolu insanının sadece çalışmasını, üretmesini ister. Ama
asla iktidarla ilişkileri olmasın, sadece yönetilenler olsun
ister. Onlara göre
etnik kimlikler, mezhep kimlikleri
, siyasi kimlikler tehlikedir ve ezilmelidir.
Onlar
Türkiye’nin Baasçıları’dır, zengin ve ayrıcalıklıdır.
İmtiyazlarının ellerinden gitmemesi için
ülkenin bölünmesini, heba olmasını bile
göze alabilirler.
MERKEZ COĞRAFYADA DIŞ TEHDİTLERLE YÜZLEŞİRKEN..
daha da tanımlıdır. Sınırlarımızın
Güneyinde, batısında, doğusunda, Akdeniz’de, yeryüzünün merkez coğrafyasında
yer alan Türkiye’nin bütün ilişkiler ağında bu tehditler söz konusudur.
Özellikle dünyanın
şekillendirdiği tarih döneminde, bu tehditlerle mücadele için
,
gereklidir. Ama Türkiye, imparatorluklar aklının verdiği derinlikle bunlarla yüzleşmeyi bilmektedir.
Cumhuriyet tarihinde i
ulaştı ki; tehditleri kaynağında yok etmekte,
coğrafyanın derinliklerine
kadar etki gücü kullanabilmekte, bölgesel ortaklıklar üzerinden kendisiyle birlikte coğrafyayı da 21. yüzyılın Süper Kuşağı haline getirmeye çalışmaktadır.
“TANIMLANMAMIŞ TEHDİTLER”
TAM BURADA DEVREYE GİRDİ..
İşte tam burada “tanımlanmamış düşmanlıklar”, “tanımlanmamış tehditler” devreye girdi.
Şöyle bir tehlike bütün büyük güçler için vardır: Güçlenen, etkinlik alanı genişleyen,
bölgeselleşen hatta küreselleşen güçler, içerideki zaafları
da buna paralel olarak ortadan kaldırmazsa
Mesela şuan
İran’ın bütün Ortadoğu’yu kaybetmesi buna bir örnektir.
“Bölgeselleşen İran”, kendi öz savunmasına odaklanarak geri çekilmiştir çünkü
içerideki tehdit çok daha büyüktür
ve yakındır.
Şuan ABD Başkanı
Trump ABD’yi düştüğü bu tuzaktan kurtarmaya çalışmaktadır. “Yeniden Büyük Amerika”, “Amerikan Mucizesi”
sloganlarını kullanarak yeni bir hedef çiziyor, bunu yaparken de
içerideki çürümüşlüğü bıçak gibi kesmeye
çalışıyor, bu yolda radikal kararlar alıyor.
TÜRKİYE’DE “TANIMLANMAMIŞ
TEHDİT”LE MÜCADELE DÖNEMİ
“Tanımlanmamış Tehdit” Türkiye için ciddi bir iç tehlikedir.
Yıllarca FETÖ ve PKK ile mücadele verildi ve başarı sağlandı. Tam bu aşamada yeni isimler, yeni kavramlar ve yeni formatlarla iç tehditler üretilir oldu.
Elbette bunların büyük kısmının
,
Büyük kısmı
içerideki zaafları kullanıyor
. Devletin ve toplumun zayıflık ve açıklarını kullanarak sinir uçlarıyla oynuyor.
Bu tehditleri üretenler artık
Milliyetçi, İslamcı, Muhafazakar
gibi klasik kavramların altına
, gücünü kaybeden tanımlanmış tehditlerin yerine
olmaya çalışıyor.
Genelde kendini bu kavramlarla tanıyanların hepsi
vatanseverdir, devlete ve millete bağlıdır.
Türkiye’nin büyüyüp güçlenmesini arzular hatta bu amaçla en
mücadele eder.
Ama bu kavramlarla kamufle olup yeni tehdit oluşturanların tamamı içeride ve dışarıda Türkiye’nin karşısında durur
. Hiçbir siyasi görüşü, uygulaması, söylemi Türkiye’ye güç vermez, Türkiye’yi desteklemez. Tam karşısındadır.
TÜRKİYE DÜŞMANI MİLLİYETÇİLİK Mİ!
Bazen bir siyasi parti olarak, bazen bir STK olarak, bazen bir cemaat olarak, bazen bir ekonomi/finans çevresi olarak, bazen meslek grubu olarak
organize olan bu yapılar aslında Türkiye’nin milli davalarının, hedeflerinin tamamına karşı
yürütmektedir.
Ve bu savaşı da
en yerli kavramlarla, en etkileyici söylemlerle pazarlamaktadır.
Ülkenin ve milletin bütün
, bütün değerlerini, bütün inançlarını
istismar etmektedir.
Türkiye düşmanı milliyetçiler, Türkiye düşmanı muhafazakarlar, Türkiye düşmanı dindarlar, Türkiye düşmanı devletçiler
için yeni bir
oluşmuş belki de bu formüller dışarıdan yönlendirilip yönetilmektedir.
BU YÖNDE GİZLİ ÖRGTÜLENMELER..
Özellikle
etnik kimlikler, mezhep kimlikleri üzerinden bu yönde tehlikeli örgütlenmeler
vardır ve bunlar gayet makul,
demokratik değerlerle kamufle
edilmiş yapılar olarak güç kazanmaktadır.
Eğer
ve acilen üstesinden gelinmezse, bu gizli örgütlenmeler Türkiye için yakın gelecekte büyük bir
, işte o zaman “
girecektir. Ama o zaman bu mücadele daha da zorlaşacak, belki de böyle bir toplumsal
kalmayabilir.
TRUMP ABD’Yİ ARINDIRACAK MI?
BİR GECEDE NELER DEĞİŞTİ, NEDEN?
ABD Başkanı
kararlarına, yaptıklarına attığı adımlara dikkat edin.
Sistemin kendisi sanılan birçok kişi, çevre, kurum bir gecede tehdit ilan edildi.
İçeriden mücadele, hesaplaşma hemen başlatıldı.
Peki, bunu neden yaptı?
Trump aslında “Tanımlanmamış İç Tehditler”e savaş açtı.
Sistem içine yuvalanmış, ABD’nin geleceğini tehdit eden
odaklandı. Bu yönde çok daha çarpıcı adımları izleyeceğiz.
ABD’yi kendi mantığına, doğrularına göre arındırıyor.
Yabancı olan, tehlikeli olan, gelecekte tehdit olabilecek unsurları
sistemden temizliyor, ülkeden çıkarıyor.
Birçok uygulaması bize faşistçe gelir, tuhaf gelir, tehlikeli gelebilir. Ama kendi içinde tutarlı,
ABD gerçeğinde tutarlıdır.
TRUMP ERDOĞAN’I ÖRNEK ALIYOR
TÜRKİYE’DE BÜYÜK TEMİZLİK BAŞLAR!
Aynı şeyler
Aslında
Türkiye, Trump’dan çok daha önce bu mücadeleyi başlattı
. Ve öyle inanıyorum ki,
Turmp bu savaşında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yöntemlerini örnek alıyor.
Onu izliyor. Onun
sistemi dönüştürme, ülkeyi dönüştürme, bölgeyi dönüştürme
stratejisini takip ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında bu yönde yakın bir anlayış, ilişki yürütüleceğini tahmin ediyorum.
Bu dönemde
ABD’de ve Türkiye’de olacaklara dikkat edelim. Türkiye içinde büyük bir temizlik, arınma başlayabilir.
“Tanımlanmamış iç tehditler”le büyük bir mücadele başlatılabilir.
BU UYGULAMA AVRUPA’DA DA BAŞLAYACAK.
Çünkü bugüne kadar
müsamahakar davranılan ve azgınlaşan bu yeni tür örgütlenmeler
ülkenin geleceğini yok edecek bir güce ulaşabilir. Tam da
Türkiye’nin yeniden büyük yükseliş tarihini başlattığı bir dönemde, bu tür yapılara müsamaha gösterilmemesi gerektiğini her devlet aklı bilir.
Çok yakın bir zamanda
Avrupa ülkeleri de ABD ve Türkiye gibi bir yola girecek. Devletin merkezini güçlendirme
, daha dayanıklı hale getirme, milleti koruma amacıyla içerideki virüslere karşı savaşlar başlatabilir.
TRUMP DA “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” DERSE!
Trump bir şey daha yapıyor. ABD dışında,
kendine göre tuhaf yönlerine açıktan
, onu yok sayıyor.
Kurumlardan ayrılıyor, şartları zorluyor, o sistemin yalnız bırakıyor.
Daha ilk gecede
Dünya Sağlık Örgütü ve Paris İklim Anlaşması’
ndan çekildi. Devamı da gelecek.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu da daha önce başlattı. “
” dedi.
dedi. “
Dünya sistemi bu şekilde devam edemez
” dedi. “
Beş ülke dünyanın geleceğine karar veremez”
dedi.
Küresel sistemi sorgulayan çok büyük sözler,
cümleler kullandı.
Ama şimdi bu yönde bir rüzgâr ABD’de de başladı. Hem içeriye temizlemek hem küresel sistemi sorgulamak yeni bir eğilim haline gelecektir.
BÖLGESEL PATRON DEVLETLER:
HERKES AYAĞINI DENK ALMALI
Artık tek kutuplu dünya hiçbir zaman olmayacak. İki kutuplu dünya da hiçbir şekilde olmayacak. Küreselleşme yerine bölgeselleşme dalgaları daha da belirginleşecek.
Bölgesel Patron Devletler, Bölgesel Süper Güçler
dünyası biçimlenecek.
ABD şuan bu yola girdi. Türkiye uzun bir süredir zaten bu yolda. İşte böylesine büyük bir değişim sırasında içerideki gizli düşmanlıkların eskinin siyasi ve sivil örgütlenmeleri arkasına sığınmasına izin verilmeyecek.
Sadece Türkiye değil, merkezi olan hiçbir ülke buna müsamaha göstermeyecek
. İkinci Dünya Savaşı sonrası kavramlar ve sözleşmeler çöpe atıldı.
O döneme ait terör örgütleri de çöpe atılacak.
Kolay cümlelerle geçiştirilecek bir çağda yaşamıyoruz artık.
#Politika
#İbrahim Karagül
#Trump