Afrin operasyonundan sonra Türkiye Fırat’ın Doğu’suna yönelecek korkusuyla yeni bir “Panik Operasyon Planı” hazırlanmış. ABD, İngiltere ve İsrail, Türkiye o tarafa yönelmeden bir “Arap Gücü” oluşturup terör kuşağı olarak planladığı bölgeye yerleştirecekmiş. PKK yerine, PYD yerine, DEAŞ yerine bu sefer devletler ikame edecekmiş.
S. Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) askerlerinden oluşan bir güç bölgeye yerleştirilecek ve Türkiye’nin önü kesilecekmiş. Orada terör değil mesele biz biliyoruz, orada uygulanan plan tamamen Türkiye’nin güney kapılarını kapatmak, ülkemizi durdurmak, güneyden sıkıştırmaktır, biliyoruz. Orası bizim için yüzlerce kilometre boyunca uzanan bir “cephe” olarak tasarlanmıştır. Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonuyla Türkiye işte bu “cephe”yi yarmıştır, biliyoruz.
PKK, PYD ve DEAŞ yetmemiş olacak ki, bu sefer bölge ülkelerini Türkiye’nin karşısına sürüyorlar. Onlar eliyle Türkiye’yi çevrelemeye çalışıyorlar. Bu çok tehlikeli, bütün bölgeyi dinamitleyecek bir büyük hesabın ilk adımlarıdır.
Bu plan, bir tür “Arap-Türk savaşı” hesabı yapanların kötü niyetlerini içeriyor. Bu plan, bütün bölgeyi Arap ve Arap olmayan Müslümanlar olarak ikiye ayırmanın en ciddi çıkışlarından biridir. Coğrafyada derin bir bölünmenin, yeni bir cepheleşmenin işaretlerini veriyor.
Bu ülkelere sesleniyorum: Sizi PKK yerine ikame edecekler. Terör örgütlerine verdikleri rolleri şimdi size öneriyorlar. Hadi bunlara “hayır” deyin!
O plana uyarsanız açıktan terör destekçisi ülkeler olacaksınız. PKK ve PYD’nin arkasındaki güçler olarak bilineceksiniz. Her ne kadar, 15 Temmuz dahil, Türkiye’yi karşı bütün girişimlere destek verdiğinizi biliyor olsak da, işi bu kadar açıktan yapacağınızı yine de düşünmüyorduk.
Bu projede yer alırsanız, Türkiye’ye karşı açıktan cepheye sürülmüş olacaksınız. Bundan sonra ülkemize yönelik bütün terör saldırılarından sorumlu tutulacaksınız. Ülkemize karşı “cephe kurmak”la itham edileceksiniz.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ve BAE Veliahtı Muhammed Bin Zaid üzerinden bir tuhaf Arap milliyetçiliği dalgası oluşturuldu. Bu bir İngiliz projesidir. ABD eliyle, İsrail’in çıkarları doğrultusunda uygulanmaktadır. Onlara “İran sizin için tehdit” diyorlardı. Şimdi; “Türkiye tehdit”, “Türkiye’yi durdurmalıyız” diyorlar, Osmanlı vurgusunu işliyorlar.
Bu ülkelerin Suriye’nin kuzeyine asker göndermek istemelerinin Suriye ile hiçbir alakası yok. Suriye onları istemez, Türkiye istemez. Sadece ABD ve İsrail istiyor. Onların niyetleri de Türkiye’yi çevrelemek. Mesele budur. Bu planın İran’la da hiçbir alakası yok. Eğer mesele İran ise, o zaman Irak’a gitsinler, orada yerleşsinler, en azından Irak’ın kuzeyine gitsinler. Neden Suriye’nin kuzeyine gelecekler, bunun meşru bir açıklaması yok.
Söylem şu olacak: “Teröre Karşı Arap Gücü”nü bölgeye yerleştirmek. Öyle pazarlayacaklar. Oysa oradaki bütün terör örgütleri ABD’nin müttefiki, bunu bizzat kendileri ilan etti. Peki ne olacak şimdi? S. Arabistan, Mısır ve BAE Türkiye’ye ne diyecek? “Sizi sınırlarınızdan tehdit edeceğiz” mi diyecekler? O zaman İran’ın Yemen’den S. Arabistan’ı çevrelemesine biz nasıl, hangi tezle karşı çıkacağız?
Sakın buraya gelmeyin, asker göndermeyin, ABD-İsrail eliyle Türkiye’yi dövmeye kalkışmayın, sınırlarımıza yerleşmeyin, bunu terörle mücadele diye yutturmaya kalkmayın. O güç orada duramaz, dayanamazsınız, sonuçları sizin çok çok küçük düşürücü olur. Arap milletini ABD ve İsrail’in tetikçiliğine kurban vermeyin, bir Müslüman topluma, ülkeye karşı cepheye sürmeyin. Sizi maceraya sürüklüyorlar. Arap topraklarının sınırlarını koruma söylemiyle çevreye yayıyor, Müslüman ülkelerle karşı karşıyla getiriyorlar. Bunu yaparken de ne yapıyorlar, biliyor musunuz? Arap milletinin kalbini, merkezini rehin alıyorlar.
Ülkeleriniz tam bir garnizona dönüşürken, yabancı orduları bu topraklarda ağırlarken, onlara öncülük edip yer gösterirken, devletleriniz devlet olmaktan çıkıp örgüte dönüşecek, birilerinin oyuncağı haline gelecek ve meşruiyetleri çok daha yüksek sesle sorgulanacak.
Türkiye sizin için tehdit değil. Türkiye’ye ihtiyacınız var. Bunu şimdi anlamıyor olabilirsiniz ama birkaç yıl içinde o ölümcül gerçeği anlayacaksınız. Arap gençlerini ABD ve İsrail’in cepheden cepheye sürdüğü zavallı durumlara düşürmeyin.
Sizi içeriden işgal ediyorlar, Arap dünyasının sınırlarında nöbet tutsanız ne anlamı var, kalbinizi, ciğerinizi söküyorlar, asıl sizi imha etmeye çalışıyorlar. Sizi Türkiye değil, beraber olduklarınız tehdit ediyor, onlar işgal ediyor. Dışarıda ordu kursanız ne olur!
Bu böyle devam ederse “İslam’ın kutsal bölgeleri tehdit altında” kanaati yaygınlaşacak, bütün Müslüman dünyaya yayılacak ve bambaşka bir mesele öne çıkacak.
Bir süre sonra Müslüman dünyanın Hac ziyareti için ABD’den, İngiltere’den, İsrail’den vize mi onaylatması gerekecek, bu nedir? Bunun nasıl bir depreme yol açacağını düşünüyor musunuz?
Bugüne kadar oralarda yapılan bütün kirli işler sizin üzerinize kalacak. PKK gibi PYD gibi terör örgütlerin patronu siz görüleceksiniz. Terörü finanse etmekle, Türkiye’ye karşı kullanmakla siz suçlanacaksınız.
Afrin’de gördüğümüz o yeraltı labirentleri o siperler, tüneller, sizin paralarınızla mı yapıldı? O ihaleyi sana mı verdiler Muhammed Bin Zaid. Türkiye ile nasıl bir savaş hazırlığı yapıyordunuz? O bir orduya yetecek silahların parasını sen mi ödedin? ABD ve İsrail talimat verdi o beton koruganları, o silah depolarını sen mi yaptırdın?
Bunlar ağır ithamlar çok ağır cürümler. Türkiye sınırında sizin ne işiniz var? Bu ülke ile savaş halinde misiniz? Kimi kime karşı koruyacaksınız? Kime karşı tacizlere girişiyorsunuz? Bunun İran’la hiç alakası olmadığını bilmiyor muyuz sanıyorsunuz. Size “Arap-Türk savaşı dayatanlar bütün coğrafyayı imha etmenin planlarını yapıyor, anlamıyor musunuz? Anlıyorsunuz, biliyoruz ama bile bile bir yabancı istila projesinin öncülüğünü yapıyorsunuz.
Selman ve Zaid, çok kötü bir oyunun içindesiniz. Bu coğrafyayı ikinizin eliyle imha edecekler bu artık anlaşılmıştır. Birer coğrafya düşmanı ilan edileceksiniz. Eğer barış istiyorsanız, asker gönderecekseniz Gazze’ye gönderin, Batı Şeria’ya gönderin. Filistin halkını Filistin’i koruyun. Yapabilir misiniz?
Her ne yaparsanız yapın ama sakın o terör kuşağına gelmeyin. Sakın Türkiye’ye karşı konumlanmayın. Sakın PKK/PYD’nin patronluğuna soyunmayın. Sakın ABD’li paralı asker şirketleri eliyle, o katiller sürüsü eliyle Türkiye ile savaş yürütebileceğiniz inancına kapılmayın. Rezil olursunuz, söylemiş olalım..
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.