Tehliketahmin ettiğimizdençok daha büyük, düşündüğümüzdençok daha yakındır. Türkiye,Cumhuriyet tarihinin en ciddi tehdidiyle yüz yüzedir.Etnikkimliklerimizden,siyasigörüşlerimizden arınıpsadece Türkiye ve ülkemizin geleceğiaçısından baktığımızda, biraz gözlerimizi açtığımızda, coğrafya üzerindeki hesaplara dikkat ettiğimizde,yeni harita taslaklarının nerelere uzanacağınıgörebildiğimizde vahamet apaçık ortaya çıkacaktır.Tehlike; MesutBarzani’nin gücü veetnik milliyetçilikle sınırlı bir durum değildir.
Tehlike
çok daha büyük, düşündüğümüzden
dır. Türkiye,
Cumhuriyet tarihinin en ciddi tehdidi
yle yüz yüzedir.
kimliklerimizden,
görüşlerimizden arınıp
sadece Türkiye ve ülkemizin geleceği
açısından baktığımızda, biraz gözlerimizi açtığımızda, coğrafya üzerindeki hesaplara dikkat ettiğimizde,
yeni harita taslaklarının nerelere uzanacağını
görebildiğimizde vahamet apaçık ortaya çıkacaktır.
Tehlike; Mesut
’nin gücü ve
le sınırlı bir durum değildir. Mesele;
İsrail’den sonra ilk kez bölge haritalarının resmen değiştiriliyor oluşu
ile yüzleşme meselesidir. Bunun bir
olacağı, Türkiye dahil, bölgenin diğer ülkeleri için
döneminin başlatıldığı artık ilan edilmiştir.
Jeopolitik çözülme, “doğrudan saldırı”
Kim ne derse desin,
Barzani’nin referandumundan sonra coğrafyanın, bölgedeki devletlerin, güçlü ülkelerin jeopolitik çözülme dönemi başlatılmıştır
. Artık hiçbir ülkenin
güvence altında değildir. Bu bütünlüğün sadece
üzerinden tehdit edildiği tezi meseleyi
, büyük tehdidi gizlemek, coğrafyamıza yönelik çokuluslu istila haritasına karşı insanlarımızı
.
Türkiye artık, tehdidin
Batı’dan ve müttefiklerinden
geldiğini, onların tam da
güneyimizde oluşturdukları cephe
hattından ve kurdukları örgütler üzerinden geldiğini, bir süre sonra bunun
boyutunu alabileceğini görmeli,
bütün tehdit tanımlamalarını yeniden yapmanın
zorunluluk olduğunun farkına varmalıdır.
Türkiye, içerideki
ya direnmeli.. Bu kuşatmanın
ülkeyi felç edecek, tarihi hafızasını silecek
, yüzyıllara dayanan siyasi aklını karıştıracak,
Ankara’yı hareketsiz bırakacak bir dış irade
tarafından yönetildiğini, bunun bir
haline geldiğini de bilmeli. Çünkü bir tür
operasyonu ile, coğrafya algımız, gelecek hayallerimiz, ülke bütünlüğümüz, toplumsal varlığımız açıkça tehdit edilmektedir.
sonrası bütün bölgeyi hedef alan en büyük tehdit ve istila hesapları, etnik düşmanlık teziyle Türkiye içine servis edilmektedir. Bu plan, ileride
açmak isteyenlerin
planıdır. Referandum döneminde gördüğümüz kadarıyla, bu yolda epeyce yol alınmıştır. Bu bir
girişimidir.
‘Barzani istihbarat ağı’,
ABD-İsrail istihbarat ağı
Bugün referanduma destek, Barzani’ye destek gibi gördüğümüz bu tavırlar, yarın Türkiye’de bambaşka operasyonlar için
öne çıkacaktır.
“Barzani istihbarat ağı” olarak nitelendirdiğimiz tüm bu bağlantılar, aslında ABD/İsrail istihbarat ağıdır
. Bunu
’da çok net gördük. Onlar gibi bu ağ da, Türkiye’nin sinir uçlarına kadar yerleşmiştir.
Anlaşılan FETÖ’den boşalan yer hemen doldurulmuştur. Bütün bu çabaların arkasında yatan tek şey, Türkiye içinde
milli, vatan ekseninde bir direncin oluşması
nın önüne geçmektir. Bunu başarmaları, Allah korusun, “Türkiye’nin düşmesi” demektir.
Bizim de “eski defterleri”
Dünya Savaşı döneminin
bütün dosyaları, haritaları, hesapları açıldı
artık. Haritalar yüz yıl sonra yeniden çizilecekse, o dönemin işgalcileri, istilacıları, yağmacıları yeniden bu coğrafyaya akın ettiyse, yeni bir talan ve paylaşım başladıysa
en çok bize söz düşmektedir
.
Bizim de eski defterlerimizi, hesaplarımızı, harita taslaklarımızı açma vaktimiz gelmiştir
.
Ülkemiz üzerine hesap yapanlara karşı
kendi hesaplarımızı masaya sürme
vakti gelmiştir. Onlar
yaparken bizim de
Selçuklu/Osmanlı geleneği
nde, coğrafyayı daha da birleştirecek
vaktimiz gelmiştir. Onlar savaşı Türkiye içlerine servis edeceklerse bizim bu
savaşı sınırlarımızın çok uzağına itme
vaktimiz gelmiştir.
Haçlılar’ın tetikçileri..
Kuzey Irak yönetimi, Barzani ekibi artık bir
yabancı unsur, Batılı istilanın tetikçisi ve öncü gücü
, onların coğrafyayı felakete sürükleme planlarının uzantıları olarak görülecek,
’nin tıpkı
ve diğer örgütler gibi birer
olduğu bilinecek, terörle mücadele dönemi kapatılacak, istilaya karşı
oluşturulacaktır.
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde, tıpkı
bölgeyi parça parça ele geçirmeleri gibi bir
uygulandığı, bir
oluşturulduğu bilinecektir. Çünkü çok yakın zamanda
Türkiye sınırları, İran sınırları, Suriye içleri
ardı ardına onlarca
, füze rampalarına, operasyon alanlarına dönüştürülecektir.
Barzani’nin ve PKK’nın adamları ile birlikte Müslüman avı başlatılacak,
İslam şehirleri yağmalanacak
, harabeye çevrilecek, İsrail’in coğrafyadaki varlığı gibi bir
oluşturulacaktır. O zaman hiçbir ülkenin güvende olmayacağını, o zaman bu bölgenin bütün ülkelere
olacağını şimdiden görmemek körlüktür.
Öyleyse
Batılı istilaya karşı bölgesel direnç
oluşturulacaksa ilk önce Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki
, garnizonlara karşı
geçilmesi gerekiyor. Şimdiden ve derhal önlem alınması, Türkiye’nin tarihsel bir bilinçle harekete geçmesi gerekiyor. Bir yıl sonra böyle bir fırsat bir daha olmayacak, çünkü
bölgesel şartlar olgunlaştırılacak
ve bizler kendimizi
Anadolu içlerinde savunmak
zorunda kalacağız.
İşte bu yüzden,
açmamız gerekiyor.
Dünya Savaşı’nı yaşamış bir millet olarak, bütün coğrafyada direnmiş bir millet olarak, Anadolu’ya sığınıp onu elinde tutmuş bir millet olarak
bu büyük oyunun üstesinden gelebileceğimizin pekala farkındayız. Sadece
ve geleceğe dair öngörümüz buna yetecektir.
Kuzey Irak’tan gelen,
tarafından pazarlanan,
üzerinden servis edilen
vaatlerin, yumuşak sözlerin
tamamının
ya dönük olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır.
Tarih bize geniş bir hareket alanı tanıdı. Bu sefer
güçlüyüz ve birçok krize müdahale imkanımız var
. Ayrıca otuz yıldır ilk kez, Batı’dan gelen istila ve parçalama planlarına karşı
oluştu. Türkiye, Irak ve İran arasındaki yakınlaşma, bu anlamda umut vericidir.
Dolayısıyla Türkiye’nin siyasi aklı, tarihsel sorumluluğunu yerine getirecek, yüzyılların geleneğine ve sürekliliğine bağlı kalacak,
bizi Selçuklu yapan, Osmanlı yapan, Türkiye yapan irade
yi gösterecektir. İç işgalcilere karşı, dış müdahalecilere karşı bir
,
coğrafyayı ve tarihi şekillendirecek
tir. Bunu engellemeye dönük bütün
telkinler, planlar, öneriler
bizi susturmaya, hareketsiz bırakmaya dönüktür ve Türkiye’nin geleceğini karartacaktır.
#Türkiye
#Irak
#Kuzey Irak
#Referandum