O talimatı size kim verdi? CHP Türkiye ekseninden çıkarılacak

04:009/11/2016, Çarşamba
G: 16/09/2019, Pazartesi
İbrahim Karagül

Türkiye hem içeride hem de dışarıda
savaş
halindedir. Bu mücadelenin
iç politik kavgalarla, dışarıya yönelik politika ve stratejilerle, yol-yöntem-format farklarıyla alakası yoktur
. Bu mücadelenin
ideolojilerle, siyasi görüşlerle
de alakası yoktur. Bu bir
varoluş
mücadelesidir. Yarının Türkiye'sinin ne olacağına karar verme mücadelesidir.


Şehirlere, bölgelere ayrılan Türkiye projesine mi razı geleceğiz yoksa inadına büyüyerek, güçlenerek, genişleyerek meydan mı okuyacağız..

Çokuluslu projelerin parçası mı olacağız yoksa bu ülkenin

öz savunma

reflekslerinin yanında mı duracağız? Bugün herkesin vermesi gereken karar budur. Herkes, bu gerçeğe göre

safını, durduğu zemini belirleme

yükümlülüğü altındadır.



AB ile bir geleceğimiz olmayacak, olamaz da


Terör örgütleriyle,

Batılı istihbarat örgütleriyle

,

içerideki siyasi uzantılarıyla

, içerideki nüfuz çevrelerine topyekün

Türkiye'ye saldıranlara boyun mu eğeceğiz

yoksa omuz omuza bir mücadele mi başlatacağız.

Terör örgütlerine kılıf

mı arayacağız, onları hem koruyup hem yöneterek ülkemize saldırtan Avrupa Birliği ülkelerinin suyuna mı gideceğiz yoksa

“siz işinize bakın"

diyerek onları kapı dışarı mı edeceğiz?



Türkiye için

AB projesinin çöktüğünü, vicdanlarda mahkum edildiğini

, AB'nin ülkemizi parçalama senaryolarının merkezinde yer aldığını, bu yönde niyetini açık ettiğini, bunu

hesabını terör üzerinden yürüttüğünü

, ülke içindeki

kanlı saldırılardan Avrupa başkentlerinin sorumlu olduğunu

dünyaya ilan etme, bu konuda bir karar verme aşamasındayız.



Turkexit dönemi..


Kendi içinde bile bir proje olmaktan çıkan,

dağılmaya yüz tutan, şımarıkça açıklamalarla milletimizin onuruna saldıran bu yapı
ile bir gelecek hiçbir zaman kurmayacağız.

Bin yıllık derin siyasi önyargı Avrupa başkentlerinde hortlamışken,

Türkiye ile ilişkilerini PKK'ya, onun siyasi sözcüsü HDP'ye indirgeyen

bir yapı ile ortak bir geleceğimiz olmayacak, bu kesin.



Öyleyse, AB üyesi değiliz ama bu yıkımdan uzak durmak için bir

Turkexit

projesini hayata geçirme vakti gelmiş ve geçmektedir.



CHP ulusal güvenlik meselesi mi olacak?


Hendeklerle,

güneyden kuşatma

planlarıyla,

iç savaş ve iç işgal

denemeleriyle

Türkiye'ye saldırının en kanlı uzantısı

haline gelen HDP'ye yönelik operasyon

siyasi

bir mesele değil,

ulusal güvenlik meselesidir

. Şiddetten beslenen bu

yapıyı kim koruyorsa, kolluyorsa, siyasi söylemlerle ona örtü oluyorsa o yapı ya da yapılar da ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir

. CHP'nin açıklaması bu açıdan değerlendirilmelidir.



Sanıyorum

AB, HDP ile yürüttüğü ajandasını bundan sonra CHP ile yürütecektir

. Talimat böyledir ve

CHP açıklaması AB tarafından sipariş edilmiştir

. Bu yönüyle CHP'nin de

ekseni

kaymış, AB tarafından HDP'nin bıraktığı

boşluğa

yerleştirilmiştir.



Meseleyi böyle gördüğünüzde bir süre sonra

CHP'nin de artık bir ulusal güvenlik meselesi olmaya

sürüklenebileceğini söyleyebilirsiniz. Bir süre sonra bunun daha açık örneklerini, işaretlerini göreceğiz. Çünkü

olağanüstü

bir dönemde yaşıyoruz. Çünkü güneyimizdeki

ülkeler parçalanıyor

, oralarda

Türkiye karşıtı yapılar, haritalar

oluşturuluyor,

bir sonraki adımın Türkiye olacağı

artık gizlenmiyor.



Dünya hiç bu kadar tehlikeli hale gelmedi


Sadece bölgemiz değil, küresel güç ilişkileri de dağılmış durumda.

2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç böyle tehlikeli bir durum görmedik

. Her şey bu kadar

çözülmemiş, değersizleşmemiş, anlamsızlaşmamış

tı. Tehdit sadece bizim çevremizde değil. Bir sabah kalktığımızda

birden çok ülkenin kavgaya tutuştuğunu

görebiliriz. Büyük bunalımı Ortadoğu'da beklerken hiç

ummadığımız bir bölgede

görebiliriz.



Bu yüzden de

bütün ülkeler kendi mevzilerine çekiliyor

. Kendi

tarihine, önceliklerine, milletine sığınıyor

. Birbirine müdahil olup hesaplaşmayı sınırlarının ötesine taşımaya çalışıyor. Taşıdıkları yer ise bizim coğrafya oluyor. Çünkü

uluslararası sözleşmeler, ulus üstü kurumlar artık kimseye bir gelecek sunmuyor

.



AB, CHP'yi Türkiye ekseninden çıkarır


Her ülke kendi öz savunmasına dönmüş, kendi

imparatorluk projelerini

raflardan indirmiş durumda. Bu resim ve daha da kötüleşecek iklim, Türkiye'nin ulusal güvenlik meselesini

yeniden tanımlaması

zorunlu hale gelebilir. Dünya genelinde bir çözülme yaşanırken

siyasi partilerin nerde durduğunu

,

duracağını iyi bilmesi gerekiyor

.



Bu kadar

vahim

tehditlerin olduğu bir zamanda

Anamuhalefet partisinin bu tutumunun demokratik değerlerle hiç alakası yoktur

. Tamamen

güvenlik politikaları ekseninde

harekete geçirilmiş,

talimatlarla

yönetilir olmuş,

Türkiye ekseninden

çıkarılmıştır.



Terör örgütlerine kalkan mı olacak?


Türkiye'nin

kurucu

partisinin

terör örgütlerinin siyasi uzantıları için koruma kalkanı

olması çok vahim bir durumdur. CHP'yi yerleştirdikleri yeni cephe

Güney'de oluşturulmak istenen terör kuşağı ile aynı cephe

dir. Bir süre sonra Türkiye'yi hedef alan ve Batı'dan destek gören bütün

örgütler için CHP'ye koruma/kollama görevi

verilebilir. Bunu özellikle CHP'lilerin dikkatle düşünmesi gerekiyor.



Gezi

isyanı Türkiye'yi

sokak
terörüyle vurm

a projesiydi ve AB ülkeleri tarafından planlandı. CHP o mevzideydi.

17-25 Aralık

darbe girişimi FETÖ üzerinden servis edildi, Türkiye'ye yeniden ABD-AB zeminine

hapsetme

ve

küçültme

girişimiydi. CHP yine o mevzide yer aldı.

15 Temmuz

tamamen

iç savaş

girişimiydi.

“Barajlar kanla dolacak"

diyenlerin ABD istihbaratı adına yürüttükleri saldırıydı.



CHP yine o mevzideydi. Şimdi terör sözcülüğünden HDP'ye operasyon yapılıyor,

CHP yine Türkiye karşıtı cephede

. CHP kimliğinden çıkıp HDP kimliğine bürünüyor, bir

çokuluslu

projenin üstlenici partisi olmaya rıza gösteriyor.



Bu kavga çok daha büyük


Türkiye'nin bu tartışmalarla uğraşacak vakti yok.

Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemin aynısını

yaşıyoruz. Bizi yeniden y

üz yıllık uykuya mahkum

etmeye çalışıyorlar. Küçültmek, parçalamak,

rehin

almak istiyorlar. Bu

kavga o kadar büyük ki, iç iktidar meselesiyle alakası bile yok

. Bu kavga tarihi bir hesaplaşmadır. Bin yıldır bu topraklarda hep bu kavgalarla yüzleştik. Bir kez daha yüzleşiyoruz. Öyleyse bin yıllık tarihi birikimle düşünüp,

o birikimle bir duruş, pozisyon belirlemek zorundayız

.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü konuşmasını dinliyorum:

Bu ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında başka ne söylenebilir?
Hangi cümleler bu kadar tarihi nitelikte gerçekleri ortaya koyabilir

? Hangi siyasi dil karşı karşıya bulunduğumuz tehditleri böyle anlatabilir?



Daha ne demek lazım? Her şey bu kadar açıkken, her şey bu kadar gözümüzün önündeyken

hala başka ülkelerin bayrakları altına sığınanların

,

başka ülkelerin istihbarat teşkilatlarının kollarına sığınanların

yasını mı tutacağız?



Bu bir cephe savaşı, bir dış müdahaledir


Terör örgütleri bir

cephe savaşı

veriyor Türkiye'ye karşı.

Kimi etnik milliyetçi, kimi Şii ve kimi Sünni fanatizmi il

e hareket ediyor. Kimi

Alevilik

örtüsü altında terör ihaleleri alıyor. Ama hepsinin bir şekilde

tek çatı

altında toplandığını, hepsinin

Türkiye'ye saldırı için görevlendirildiği

görüyoruz.

Bu örgütlerin, onların yöneten istihbarat teşkilatlarının medyada, bürokraside, ordu içinde, iş dünyasında taşıyıcıları, savunucuları, yüklenicileri var

. Bunlar da aynı merkezler tarafından yönetiliyor.



Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana

en ağır travma

yı yaşıyoruz. Bu milletin içinden bir kesimi

yıllardır bugünler için hazırlamışlar

, bekletmişler, şimdi sahneye çıkarıyorlar. Bu bir

dış müdahale

dir.

Evet, Türkiye bir dış müdahale tehdidiyle yüzleşmekte

, bu müdahalenin farklı senaryolarına direnmektedir. Gezi olaylarından beri bu

“açık saldırı"

devam etmektedir. Saldırının

adresleri

o terör örgütlerini, o istihbarat aparatlarını yöneten müttefiklerimizdir.



Tasfiye edilenin yerine yenileri ikame ediliyor


Bütün bunlara

direnenler kutsaldır, değerlidir

. Onlar, küresel ölçekte saldırılara karşı

ülkesini, milletini, devletini, değerlerini, coğrafyasını

korumaya çalışmaktadır.

Bundan daha büyük bir meselemiz, davamız yoktur.

Yüz yıl sonra böyle bir hesaplaşma ile yüzleşeceğimizi biliyorduk. Buna hazırlanıyorduk. Ama

ihanetin bu kadar yaygın olacağını

, sinir sistemimize,

damarlarımıza

bu kadar yerleşmiş olduğunu bilmiyorduk.



Hem içeride hem dışarıda savaşıyoruz.

Cesur tanımlardan korkmayın, cesur sözlerden endişe etmeyin

. Tehditlerin tanımlayamamaktan, fark edememekten korkun.



Dış istihbarat aparatları, etkin ajanları, Türkiye'yi içeriden zorlayacak çevreler

tasfiye edildikçe yerlerine yenileri ikame edilecek

, ediliyor da.

CHP'nin HDP yerine ikame edilmek istemesi gibi

.. FETÖ'nün yerine başka çevrelerin aranması gibi.



CHP açıklaması AB talimatıdır..


Bu anlamda

CHP bildirisi tamamen AB tarafından sipariş edilmiştir

, AB'nin Türkiye gündemi çerçevesinde hazırlanmıştır.

ABD'nin FETÖ istihbaratçılarını 15 Temmuz sonrası korumaya alması gibi, AB de HDP ve PKK unsurlarını korumaya almıştır

. CHP açıklaması bu tavrın

içeride pazarlama biçimi

dir.



Özellikle

AK Partilileri FETÖ, PKK ve DAEŞ'e yardımcı olmakla suçlayan ifadeler cinnet halidir

. Ülkemizin içeride ve dışarıda verdiği mücadelede, bırakıldığı savaşta, içeriden cephe açmadır.



Bunları özellikle

CHP'lilerin düşünmesi, sorgulaması, partilerin nerelere sürüklendiğini görmesi

, bundan sonra ne tür çokuluslu projelere malzeme yapılacağını öngörmesi gerekiyor. Bugünlerde kimlerin nerde durduğuna özellikle dikkat edin.



Kimlerin ülke ve milletin yanında direndiğini, kimlerin süslü cümle ve kavramların arkasına gizlenip çokuluslu proje ihaleleri aldığına

dikkat edin. O aparatlar ile sınırlarımızın güneyinden saldıran örgütler arasında hiçbir fark yoktur. İçeriden vuranlar ile dışarıdan çevreleyenler aynı merkezlerdir.



Son İstiklal Mücadelesi bunların hepsine karşı verilecektir…


#CHP
#FETÖ
#Milli güvenlik
#İç savaş
#DAEŞ