Nuceyfi kararı: Türkiye’nin Tel Afer’e müdahale sebebidir

04:0021/10/2016, Cuma
G: 16/09/2019, Pazartesi
İbrahim Karagül

DAEŞ
'i Türkiye'nin üzerine saldılar.
Bağdat
hükümetini Türkiye'nin üzerine saldılar.
PKK/PYD
'yi Türkiye'nin üzerine saldılar.
Suriye
topraklarından, Irak topraklarından
Türkiye'yi vurmaya
devam ediyorlar. DAEŞ ve PKK/PYD üzerinden
iki ülke topraklarını Türkiye karşıtı cepheye dönüştürdüler
, sınırlarımızı tamamen bu örgütlerin hakimiyetine verdiler. Buradan sadece terör saldırıları yapmıyorlar,
Akdeniz'den İran sınırına kadar Türkiye karşıtı bir kuşak
oluşturuyorlar, bizi Anadolu'ya hapsetmeye çalışıyorlar.


Başta İran, bölge ülkeleri bu planın içinde. Başta ABD, hemen bütün müttefiklerimiz bu işin içinde

. Halep toprağa gömülürken, Musul bir örgüt bahane edilerek hedef alınırken,

mezhep savaşı için çok tehlikeli bir oyun planı

devreye alınırken, buna direnecek

Sünni örgütler zayıflatılırken

, mezhep çatışmalarının bölgeselleşmesinin önündeki

tek engel Türkiye

bölge dışına itilmeye çalışılırken Türkiye'ye yakın kim varsa

tasfiye

etme planları yapıyorlar.



Bağdat Nuceyfi'yi neden hedef aldı?


Tarık Haşimi

örneğinden

sonra Musul Valisi Haşdi Vatani (Ninova Muhafızları) Komutanı

Esil Nuceyfi için de tutuklama kararı çıkardılar.

Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Haşimi

hakkında

idam

kararı veren Bağdat yönetimi,

aynı uygulamayı şimdi Nuceyfi'ye yöneltip, Türkiye ile işbirliği yaptığı iddiasıyla ihanetle suçlamaya çalışıyor.

Mesele Türkiye ile işbirliği yapması değil.

Mesele mezhep savaşı planının önünde durabilecek herkesi yok etme

hesaplarıdır.



Bu hesabı ABD yapıyor. Bu hesabı Bağdat yapıyor. Bu hesabı İran yapıyor

. Mezhep kimliği üzerinden bir bölge

haritası

planı işletiliyor ve bu planın belki de en büyük

kurbanlarından

biri Musul olacak. Çünkü bugüne kadar mezhep kimliği üzerinden yürütülen

bütün senaryolarda ABD kazandı, İran kazandı

. DAEŞ'le mücadele bir aldatmacaya,

tiyatroya

dönerken, Musul operasyonunun arkasındaki bütün kirli hesaplar ortaya saçıldı.



Türkiye çok sert cevaplar vermeli


Hemen söyleyeyim:

Nuceyfi'yi tutuklamaya, tasfiye etmeye dönük bütün girişimler çok sert bir şekilde cevap bulmalı.

Musul'u ve Sünnileri hedef alacak şekildeki askeri müdahalelere çok sert şekilde müdahale edilmeli.

Türkiye, bölgenin
merkez ülkesi

olarak,

kimlik savaşlarına, petrol savaşlarına, Suriye-Irak üzerindeki paylaşım savaşlarına doğrudan, tereddütsüz bir şekilde cevap vermeli

. Çünkü hedefe ulaştıklarında Türkiye'nin yapabileceği hiçbir şey kalmayacak.



Şu soruyu sormak lazım:

Hani ABD, Bağdat hükümeti, DAEŞ'e karşı Nuceyfi ve onun Ninova Birlikleri ile beraber mücadele ediyordu?

Hani

Barzani

'nin peşmergeleri ve Nuceyfi'nin güçleri koalisyona katılıp Musul meselesinin mezhep meselesi olmadığı kanıtlanacaktı?



Neymiş,

meselenin DAEŞ'le alakası yokmuş

. DAEŞ'i oraya kim yerleştirdiyse,

bir gecede binlerce Irak askerini kim Musul'dan çektiyse

bu oyunu da kuranlar onlardır. Musul, mezhep motivasyonu ile

İran eksenli milisler, Şii kimliğini öne çıkaran Bağdat'ın askerleri

yle işgal edilip kurtlar sofrasına atılacaktır. Bize ve Musul halkına sadece

seyretmeyi

önerenler, bir taraftan da gözümüzü korkutmak için Bağdat'ta

Türkiye karşıtı gösteriler

organize ediyor.



Nasıl da basit bir senaryo, nasıl da acemice hazırlanmış bir tiyatro bu

!



Musul-Halep hattı: O savaş Anadolu'ya taşınmadan..


Bugün Suriye-Irak topraklarında devam eden

harita savaşları

, sonuca ulaşır ulaşmaz

o savaş Anadolu'ya taşınacak

. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Çünkü bölgedeki

bütün krizlerin nihai hedefi Türkiye'dir

. Büyük hedef Türkiye'dir.

Bunu 15 Temmuz'da gördük

. Bunu bölgedeki bütün krizlerin seyrinden anlıyoruz.



Bu yüzden Türkiye'nin,

Musul-Halep hattının kuzeyinde bütün terör unsurları, yabancı unsurlar devreden çıkarılıncaya kadar müdahale

alanını genişletmesi ve asla geri adım atmaması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası formül, hiçbir çokuluslu pazarlık bize bu müdahaleler gibi güvenlik sağlamayacaktı

r. Türkiye, tamamen bölge gerçeklerine, geleceğe dönük senaryolara bakarak askeri girişimlerde bulunmalıdır.



Bırakın pazarlık masası bizden sonra kurulsun


Bırakın
uluslararası hukuk arkamızdan gelsin. Bırakın çokuluslu masalar biz müdahale ettikten sonra kurulsun

.

Bırakın tehditler, açıklamalar havada uçuşsun

. Bırakın içeride

“Türkiye bataklığa sürükleniyor”

yaygaraları koparılsın. Öyle bir boşluk, belirsizlik var ki, kim bir adım atarsa yanına kalacaktır.



Bu ülkenin geleceğini sağlama almak istiyorsak, bu

tarihi sorumluluğu omuzlarımızda ve yüreklerimizde hissediyorsak

, bin yıllık iddialarımızdan vazgeçmemişsek, bu

Büyük Oyun

'u bozmak zorundayız. Bunun

hiçbir alternatifi

kalmamıştır. Çevremizde olanların üstünde gerçekler, gerekçeler arama lüksümüz kalmamıştır.



15 Temmuz

sonrası uyguladığımız

aktif müdahale politikası

,

yeni savunma konsepti

belki bu ülkenin yüzyıllarını kurtaracaktır. Sadece Türkiye'yi değil,

coğrafyaya dönük küresel istila planlar

ının alanını daraltacak, bütün ülkelerin

şehir devletlerine
dönüştürme

planlarını boşa çıkaracaktır.



Nuceyfi kararı, Tel Afer'e müdahale gerekçesidir


Bunu biliyorlar.

Türkiye'nin ne yapmak istediğini, neleri yapmaya zorunlu olduğunu ve neler yapabileceğini iyi biliyorlar

. Bu yüzden de DAEŞ'le savaşmayı bırakıp,

bütün imkanlarını Türkiye'yi engellemeye

seferber etmiş durumdalar.

Ankara'ya kim yakınsa

, onu hedef alıyorlar, bölgede irtibatta olduğumuz kişi ve çevreleri yok etmeye çalışıyorlar.

Nuceyfi'ye yönelik “saldırı”nın sebebi budur

.



Nerede müdahale alanımız varsa, orayı takviye ediyorlar

.

PKK/PYD ile kuşatma planı

başarısız oldu. Ama

Afrin

'e müdahale etmemizin önüne geçmek için

PYD üzerinden

saldırıyorlar.

Halep'e yaklaşmamamız için PYD üzerinden saldırıyorlar

. Yarın

Tel Abyad

üzerinden de saldıracaklar, çünkü Türkiye'nin oraya müdahalesinin bir zorunluluk olduğunu ve bunun yapılacağını biliyorlar. Musul'dan uzak tutmaya çalıştıkları Türkiye'nin

Nuceyfi ve bölge halkı ile işbirliği içinde Tel Afer'e müdahale edebileceğini

biliyorlar. Oradaki

Türkmenleri

savunmasız bırakmaya, Türkiye'den uzak tutmaya çalışıyorlar.



Şu üç bölgeye daha müdahale edilmeli..


Peki ne yapmalıyız,

yol haritamız

ne olmalı?

Fırat Kalkanı

modelini

Akdeniz'den İran sınırına

uzanan bütün kuşağa yaymalıyız. Bu çerçevede

Özgür Suriye Ordusu

ile

Cerablus

'tan başlatılan müdahalenin aynısını üç bölgeden daha yapmalıyız.



1.
Afrin'e müdahale

ve

PKK/PYD'nin bu bölgeden temizlenmesi

. Akdeniz'e en yakın bölgenin terörden ve Türkiye karşıtı unsurlardan arındırılması. Bu yüzden PKK-PYD Afrin bölgesinden saldırmaya başladı. Önceki gece

Suriye PKK'sına yönelik hava saldırıları

bu anlamda son derece önemli gelişmelerdir.



2.
Tel Abyad

'dan yine benzer bir yarma harekatına girişilmesi gerekiyor.

Terör koridorunu canevinden vuracak

ve

demografik
tasfiye

nin önüne geçilecek askeri bir harekat, hem Türkiye'nin güvenliği hem de bölge halkının güvenliği için zarurettir.



3.

Türkiye, Irak topraklarında ise aynı uygulamayı

Tel Afer'e müdahale ederek gerçekleştirmeli.
Nuceyfi ve Türkiye'nin eğittiği birliklerin öncülüğünde Tel Afer'deki Türkmenlerin ve Sünnilerin mezhep savaşına kurban verilmesinin önüne geçilmesi

gerekiyor.

Nuceyfi'ye yönelik son karar böyle bir müdahalenin zeminini oluşturabilir

. Bu olmasa bile Tel Afer tehdit altındadır, Musul gibi bu bölgede de

kıyımlar

yapılabilir.



Hiçbir ülke Türkiye'ye savaş ilan edemeyecek


Türkiye, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana

en ciddi kararları vermek, en derinlikli askeri operasyonlara girmek

, doksan yıl sonra haritalar yeniden belirlenirken

kendi haritasını

ortaya koymak zorundadır. Akdeniz-İran arasında,

Halep-Musul

hattının kuzeyinde Türkiye'ye

düşman hiçbir unsur

un yerleşmesine, barınmasına izin verilmemelidir.



Yol haritamız budur

. Belki

Misak'ı Milli'den çok daha fazla bugünün gerçekleri bu haritayı zorunlu kılmaktadır

. Öyle endişe edildiği gibi bir gücün Türkiye'nin karşısına çıkma ihtimali çok zayıftır. Hiçbir ülkenin

Türkiye'ye savaş ilan etm

e lüksü bulunmamaktadır.



Haçlı Savaşları yeniden başladı


Tekrar edeyim: Bu üç bölgeye müdahale etmeliyiz. Bırakın pazarlık masaları bu müdahalelerden sonra kurulsun. O zaman

o masayı yönetecek olan Türkiye'dir

. Bugünün tarihi gelecekte bugünkü tartışmalara göre yazılmayacaktır. Daha bütüncül senaryolar üzerine yazılacaktır.



Ve geniş anlamda dışarıdan gelen bu saldırıların bir “Haçlı Saldırısı” olduğu yazılacaktır.

Bugünlerde coğrafyamızda yaşananlar “

Haçlı Savaşları”

tarihinin birer parçası olarak not edilecektir.



Öyle sanıyorum ki bundan sonra

ani ve şaşırtıcı

hamleler yapan bir Türkiye izleyeceğiz.


#Ortadoğu
#Nuceyfi
#Tel Afer
#PKK
#PYD