Neyin hazırlığı bu? İşgal ordusu mu çağıracaksınız? İstanbul’un üzerinde ABD uçakları mı uçuracaksınız?

04:0031/05/2021, Pazartesi
G: 31/05/2021, Pazartesi
İbrahim Karagül

Açık ve net söyleyebilirim:Çok yakında yine Dubai merkezli, patronluğunu ABD ve İsrail istihbaratının yaptığı bir müdahale,bir saldırı Türkiye’yiyoklayacak.Bu seferkimleri ortak seçecekler? PKK’yıkullandılar.FETÖ’yükullandılar.YPGüzerinden Türkiye’yi vurdular.DEAŞ’ıkullandılar. Yeni müdahale girişiminde kimleri kullanacaklar, önemli olanbu ortaklığı ortaya çıkarmak.Müdahaleninnasıl olacağınıbilmiyorum. Ne türyeni formatdeneyeceklerini anlamaya çalışıyorum. İçeride kimlerle çalışacaklarınısadece

Açık ve net söyleyebilirim:
Çok yakında yine Dubai merkezli, patronluğunu ABD ve İsrail istihbaratının yaptığı bir müdahale,
bir saldırı Türkiye’yi
yoklayacak
.
Bu sefer
kimleri ortak seçecekler? PKK’yı
kullandılar.
FETÖ’yü
kullandılar.
YPG
üzerinden Türkiye’yi vurdular.
DEAŞ’ı
kullandılar. Yeni müdahale girişiminde kimleri kullanacaklar, önemli olan
bu ortaklığı ortaya çıkarmak.
Müdahalenin
nasıl olacağını
bilmiyorum. Ne tür
yeni format
deneyeceklerini anlamaya çalışıyorum
. İçeride kimlerle çalışacaklarını
sadece tahmin ediyorum. Ortaklığın şeklini,
kullanılacak silahı
öngörmeye çalışıyorum.

2023 öncesi son büyük tahkimatları yapıyorlar.

Ama yapılan
hazırlığı görüyorum.
İzliyorum
. Nasıl ortam oluşturulduğunu, hangi çevreler üzerinden
psikolojik yıkım yürütüldüğünü, yalan ve kurgu senaryolarının nasıl ve kimler tarafından üretilip servis edildiğini,
içeriden kurulan
siyasi partiler cephesinin bu çerçevede nasıl kullanıldığını,
o siyasi liderlerin bu senaryoları nasıl pazarladığını görüyorum.
Bunlar
muhalefet partilerinin çelişkileri değil, bir hazırlığın işaretleri.
Bunlar siyasi partilerle terör örgütleri arasında kurulan cephe ortaklığının somut delilleri. Bunlar,
2023 öncesi son büyük saldırının tahkimatlarını
yapıyorlar.

ABD, İsrail istihbaratı DEAŞ’a nokta hedefler verip tanklarımızı vurdu.

Bu güne kadar yaptıkları saldırılarla;
hem içeride darbe yapmaya, iç çatışma çıkarmaya, ülkenin vatanseverlerini tasfiye etmeye
giriştiler, hem de
acımasız terör saldırıları
yapıp
binlerce insanımızın canına kıydılar.
Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarda
DEAŞ’a nokta hedefler verip tanklarımızı vurdular, askerlerimizi şehit ettiler.
Bunu yapan
ABD/İsrail istihbaratıydı.
Bunu yapan
15 Temmuz’un patronları
ydı. ABD, İsrail ve BAE, DEAŞ üzerinden Türkiye’yi vuruyorlardı.
PKK’yı, YPG’yi söylemeye bile gerek yok.
Onlar Türkiye’ye karşı
terörün, cinayetin, katliamın, insanlık suçlarının
her çeşidini işlediler. PKK ve YPG, on yıllardır Türkiye’ye karşı kullandıkları, bir nevi
Haçlı saldırılarının ileri tetikçileri
oldu.

FETÖ savcılarının dosyaları ile yine Dubai’den saldırıyorlar.

FETÖ üzerinden
15 Temmuz’da yüzlerce insanımızı şehit ettiler, Meclis’imizi bombaladılar. İnsanlarımızı kurşuna dizdiler. Tankların altında ezdiler.
Suikastlar düzenlediler, iç istikrarsızlık için
sistematik terör
uyguladılar. Milletimizin
inançlarını sarstılar, zihinlerini kararttılar,
Türkiye inancına, düşüncesine
çok
ağır darbeler vurdular.
Sedat Peker’
in açıkladığı videolardaki bütün iddialar,
17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbelerini yapmak için, FETÖ’nün ABD ve İsrail istihbaratı adına hazırladığı
kurgu dosyalardır.
İsrail istihbaratının ellerine verdiği listelere göre
soruşturma dosyaları hazırlayanlar,
FETÖ savcılarının dosyaları Peker’in önüne konmuş,
yeniden servis ediliyor. Yeni olan hiçbir şey yok.

BAE Erdoğan’a darbe mi yapacak! Bu kurguyu ezbere biliyoruz artık.

Dikkat ederseniz, yayınlar önce Peker’in
kişisel hesapları
ile başlatıldı. Ardından
“Türkiye-terör ortaklığı”
teması işlenmeye başlandı. Çok geçmez,
FETÖ’nün İran istihbarat iftiraları devreye girer.
İsrail’in
Selam-Tevhid iddiaları
dolaşıma sokulur. Aslında bunların tamamı İsrail istihbaratı tarafından hazırlanmıştı.
Çok geçmez iş PKK’yı desteklemeye,
DEAŞ üzerinden yürütülen ABD söylemlerine varır.
En son Erdoğan’ı devirmeye, Türkiye’yi durdurmaya ayarlı çokuluslu senaryoya kadar ulaşır.
Mesele Peker, mafya değil. Biz
çok daha büyük bir kurgu
nun ikinci adımlarını bekliyoruz.
Bunların tamamı daha önce denendi.
Peker Operasyonu başlangıç.
Ardından ne gelecek onu bekliyoruz.
Yeni ne deneyecekler
onu bekliyoruz.

60 bin TIR dolusu silaha neden tek cümle etmediniz!

Dikkat edin;
PKK’ya 60 bin TIR dolusu silah veren,
Türkiye sınırlarında
devletten devlete savaş
hazırlıkları yapan
ABD ve İsrail için tek kelime etmezler. Afrin’de PKK’yı yöneten, Fırat Kalkanı’nda DEAŞ’ı yöneten
ABD’li komutanlar hakkında hiçbir şey demezler.
Suriye ve Irak’ın kuzeyinde Türkiye’yi çevrelemek için
cepheler
inşa eden,
NATO
standartlarında, her biri binlerce kişilik orduyu donatacak mühimmat depoları yapan
ABD ve İsrail için bir şey demezler.

Hadi bunlara karşı çıkın… Ortaya atılın. Görelim sizi!

Bizi Doğu Akdeniz’den, Ege’den sıkıştıran Batılı ittifaka karşı tek söz etmezler.
Yunanistan’dan, Adalar’dan Balkan ülkelerine kadar, Karadeniz kıyısına kadar
Türkiye’ye karşı askeri üs kuranlara, sınırlarımızın sıfır noktasına yığınak yapmaya çalışanlara
tek söz etmezler.
Ege’de
karşımıza dikilen
Yunanistan’a
, Akdeniz’de karşımıza dikilen
Fransa’ya, Karabağ’da Ermenistan’a,
Suriye ve Irak’tan
Türkiye’yi vuran ABD ve İsrail’e
tek kelime etmezler.

Türkiye’nin her mücadelesinde niye karşı cephede yer aldınız?

Nedense
kullandıkları bu tipler, bazen FETÖ
olur,
bazen DEAŞ olur, bazen PKK/YPG
olur,
bazen mafya
olur, bazen içerideki
siyasi muhalefet
olur, bazen
“muhafazakâr muhalefet”
olur, bütün açıklama, iddia ve iftiraları ile Türkiye’yi vururlar.
İstanbul’un fethinden haz almazlar, Taksim’e cami yapılır çamur atarlar, Ayasofya açılır küçümserler,
Türkiye’yi 21.
yüzyıl dünyasının merkezine taşıyan büyük projelerle dalga geçerler,
dünyanın gıpta ile baktığı büyük
jeopolitik zaferlerde Türkiye’nin karşısında olurlar.

Türkiye dokunulmazlığı kırmızı çizginiz değil mi?

Bütün bunlar arasındaki
koordinasyon, tek merkezlilik, aynı hedefe yönelme sizi rahatsız etmiyor mu? Bütün bunlar olurken, Türkiye savunması, Türkiye’nin dokunulmazlığı,
büyük
Türkiye düşüncesi,
Türkiye’nin
en üst siyasi kimlik
olması bizim hareket noktamız olmayacak mı?
Bu ülkeyi
istihbarat aparatlarının, kullanışlı aptalların, siyasi hınç ve intikam hissinden başka önceliği olmayanların
insafına bırakmaya gönlümüz razı olacak mı?

Biz, yüzlerce yıl bu sınavlardan geçtik..

Yüzlerce yıl bu sınavlardan geçtik. Selçuklu’da, Osmanlı’da, coğrafyanın her karış toprağında aynı sınavı ve aynı mücadeleyi verdik.
Bir kez daha veriyoruz. Durduğumuz yer, yüzlerce yıllık siyasi genetikten başka neresi olabilir?
ABD ekseni mi? AB ekseni mi? İsrail öncelikleri mi? Türkiye’ye karşı bir terör örgütü gibi hareket eden BAE mi?
Hele ki, 21.
yüzyıl dünyası yeniden kurulurken, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez ayağa kalktığımız,
ilk kez coğrafyadaki
Batılı sömürge düzenini sarstığımız
bir dönemde,
ellerimizi kırmak, zihinlerimizi felç etmek
isteyenlere teslim mi olacağız?

Üçüncü büyük kuruluş bu! ‘Son savunma’ saldırıdır..!

Asla…
15 Temmuz’dan sonra onların her saldırısında
daha da büyüdük. Daha uzaklara ulaştık.
Daha
şaşırtıcı güç
biriktirdik.
Şoka uğradılar.
Dışarıdan ve içeriden gelecek, (hepsi tek bir proje) yeni saldırılarda Türkiye
çok daha büyük bir akıl ve güç sıçraması
yapacak.
Son büyük saldırılar yapılıyor.
Son büyük savunma
veriliyor. Bu sefer
savunma saldırıdır!
Coğrafyamızda
“üçüncü büyük kuruluş”
inşa ediliyor.
Bunu tersine çevirmek imkânsız. Dünyanın bu haliyle, büyük güç kaymalarıyla bu imkân
sız.
Evet,
yeni bir saldırıya, müdahaleye hazırlanıyorlar.
Denemedikleri ne kaldı?
Daha ne deneyecekler?
15 Temmuz’da,
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana ilk kez Türkiye’ye
dışarıdan, açık saldırı yapıldı. Bundan
ötesi var mı?

İşgal orduları mı çağıracaksınız? Dünya şok edici güçle tanışacak.

Anadolu’yu işgale mi girişecekler? Güneyden, Akdeniz’den, Ege’den saldırıya mı başlayacak
lar? İçeriden mi saldıracaklar?
İstanbul’a Amerikan ordusu, işgal orduları mı çağıracaklar?

Neyi deneyecekler?

Ne yaparlarsa yapsınlar,
hepsi ters tepecek.
Sonuç başarısızlıklarıyla kalmayacak.
Türkiye’nin karşı operasyonu onlarınkinden çok daha geniş bir alana yayılacak.
Avrupa sınırlarından Afrika kıyılarına, Karadeniz’den Hint Okyanusu’na
kadar adım atılmadık, dokunulmadık hiçbir yer kalmayacak.
Dünya,
şaşırtıcı, şok edici bir gücün yükselişine
tanık olacak.
#İstanbul
#ABD
#İsrail
#Avrupa
#Afrika