'nın,
'nin,
'nın,
'nın,
'nın hatta
n'ın aktif biçimde katıldığı bu
nun dışında kalmamızı kimse beklemesin.
. Kimse bizi
üzerinden örgütler düzeyine indirgemeye, akıl vermeye, buyruk altına almaya kalkışmasın. Kimse
gözümüzü korkutmaya kalkışmasın.
'den
'ye,
'tan
'a kadar
, her ülkenin geleceğinin sorgulandığı, her ülke için bir şekilde hırpalama planları yapıldığı hatta
uygulandığı bir dönemde
, bir adım sonra gelecek saldırılara karşı hazırlık yapmamızı engellemeye kalkışmasın.
. Afganistan ve Irak'ı biz işgal etmedik.
. Tam tersine bu örgütün saldırılarına maruz kaldık,
'nın saldırılarına muhatap olduk,
üzerinden iç savaş senaryolarıyla yüzleştik. Bu örgütler üzerinden servis edilen
yla boğuştuk. Bu mücadeleye en ağır şartlarda hala devam ediyoruz.
Ama biz, bu mücadeleler ile meşgul edilerek sınırlarımızın hemen güneyinde olanlara,
, öyle bir millet de değiliz. Biz bu coğrafyanın
unsuruyuz,
.
, o ucuz oyunu oynayanlar, bizi bölgeden uzaklaştırarak bu
, topraklara çökmeye çalışanlar, bu
yapanlar Türkiye'yi hesaba katmadan hiçbir planı başaramayacaklardır.
Bugün, coğrafyanın tamamı sorgulanıyor. Devletlerin, uluslararası teamüllerin devre dışı bırakıldığı,
verildiği bir dönemi yaşıyoruz. Merkezi
hükümeti diye bir şey neredeyse kalmadı.
, Irak'ı bir bütün olarak ayakta tutacak gücü kalmadı.
Bu yüzden,
, mezhep kimliğine göre şekillenmiş
sesidir. Bu sesi bize yöneltenler,
, Suriye ve Irak üzerinde
kurma planları yapmakta, kuracakları bu
devletçikler üzerinden de bölge
kaynaklarını güvenceye alma hesabı yapmaktalar.
Bütün ülkeler orada bir
mücadelesi verirken, bütün
ve
ellerinin tersiyle iterken bize
verilmesi, egemenlik dersi verilmesi, sadece bizim varolan statükoya bağlı kalmamızı istemesi
değildir.
diyenler, bizim bütün tarihi bağlarımızı yok sayanlar, bütün geçmiş
silmeye çalışanlar, kendileri bu ülkeleri, şehirleri lime lime ediyor, küçük parçalar halinde paylaşıyor.
Yok öyle yağma..
. 1926 şartlarına sığınmamıza bile gerek yok. Sadece bugünkü
gerçekleri, Türkiye'nin
kaygıları, bir coğrafya ülkesi olarak öncelikleri bize gerekçe olarak yetiyor.
. Musul, bölgeye
bir ülkenin denetimine giremez.
Musul
olamaz. Musul
. Musul
. Musul, tamamen İran ve Şiilik ekseninde hareket eden Bağdat'ın da insafına bırakılamaz.
üzerinden bir
sı uygulandı, Musul örgüte teslim edildi. Şimdi
uygulanıyor, DAEŞ bahane edilip bir başka işgal denemesi yapılıyor. Bu, tamamen
, Irak işgalinden sonraki
girişimlerinin öncüsüdür.
. Devletleri çözme planı,
planıyla devam etmektedir. Bundan sonraki adım ise
olacaktır.
.
Türkiye, bu tarihi
döneminde
ç olarak, toparlayıcı bir güç olarak coğrafyaya girmelidir. Bir
yöntemi olarak girmelidir. Yeni
olarak girmelidir. Türkiye,
ülke haline gelmelidir. Asla
, kendi içine çekilme, evine kapanma lüksü yoktur.
Çünkü
i geçiş dönemi yaşıyoruz. Kim
atarsa yanına kar kalacağı bir dönemdeyiz. Bu yüzen
bizim şehirlerimize, ülkelerimize müdahil oluyorlar,
.
Yabancı güçlerin işgaline uğrayan bizim şehirlerimiz ama
verilmeyen de bizler oluyoruz. O zaman zor devreye girecektir,
, o zaman Türkiye de kendi tarihi gerçeklerini zemin bilip mücadelesini ona göre verecektir.
Bugün bunu yapmazsak yarın
,
dönüşecektir.
.
Öyleyse; dünya biraraya gelse bile Türkiye
yükseltmeli, bölgedeki çıkarlarını korumalı,
, gerekirse
yapmalıdır.
r.
O zaman DAEŞ yerine başka örgütler ikame edilecek, o örgütler üzerinden başka ülkeler hedef alınacak, o örgütler üzerinden şehirler işgal edilip
yapılacak, bu
projeleriyle paylaşım, coğrafyanın tamamını rehin alacaktır. O zaman
, en büyük paylaşım savaşı Anadolu'yu vuracaktır.
Tarih, geçmişimiz, coğrafyada
bize ne yapmamız gerektiğini söylemektedir. Bu bir
kendimizi ve coğrafyamızı kurtarma sorumluluğudur. Hiçbir etnik kimlik, mezhep kimliği kavgası vermeden,
üslenmek zorundayız. Önce kendimizi korumanın sonra coğrafyanın geleceğini inşa etmenin yollarını aramalıyız. Bağdat'tan yükselen Türkiye karşıtlığının, ABD'nin desteğiyle,
coğrafya ölçeğinde
olarak öne çıkarılmasının sebebi bu misyonu yok etmektir.
Bunun sebebi basittir:
Çünkü Türkiye o
'u bozacak tek ülkedir, bu
üzerinden sindirilmek istenmektedir. Bu yüzden Bağdat'tan yükselen ses, hiçbir şekilde işgalci ülkeleri hedef almamaktadır. Çünkü
.
Peki ne yapmak gerekiyor?
. Suriye topraklarında
, Irak topraklarında da bir bölgeden
oluşturulmalı.
Türkiye karşıtı cepheye döndürme planlarına karşı Türkiye, bu kuşakta kendi
oluşturmalı.
. Musul-Halep arasındaki bütün bölge, Türkiye için tehdit olmaktan çıkarılmalıdır.
Unutmayın, bugün atmadığımız küçük adımlar yarın Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetecek, onu
riskiyle karşı karşıya bırakacaktır. Bugün ihmal ettiğimiz her sorumluluk, yarın büyük savaş olarak kapımızı çalacaktır. Bu tutum, iki komşumuzun topraklarını işgal değil, çokuluslu işgallere karşı onların
amaçlıdır.
Daha açık söyleyeyim: Türkiye gerekirse, bütün şartlarını zorlayarak
'e
yapmalıdır. Türkiye, Suriye topraklarında
nın hazırlıklarına girişmelidir.
Bunu
olarak göreceklere şunu söyleyeyim:
. Bugüne değil, birkaç yıl sonrasına bakanlar, bu müdahalelerin büyük savaşları önleme girişimleri olacağını anlayacaktır.
rol, Türkiye'nin kapısını bir kez daha çalmaktadır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.