Merkel’in sözleri ve AB’nin çöküşü: Nasıl bir fırtına yaklaşıyor?

04:0030/05/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
İbrahim Karagül

Şimdilik herkes yalnız.Devamını zamanla göreceğiz…

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in;
“Artık ABD ve İngiltere'ye güvenemeyiz. Biz Avrupalılar kendi kaderimizi gerçekten elimize almalıyız. Diğerlerine tam bağımlı olduğumuz dönemler belli ölçüde geride kaldı. AB kendi mücadelesini vermeli"
şeklindeki sözleri, Avrupa genelinde bir şok dalgası
.


Merkel'in sözlerinin bu kadar etkili olmasının sebebi;

ilk ke

z bir Avrupa liderinin bu kadar

açık konuşması

, Batı'nın kendi içindeki sorunu böylesine

net cümlelerle

ortaya koyması,

İngiltere-ABD ortaklığı ile Kıta Avrupa'sı arasındaki açının ne kadar genişlediği

nin resmini çizmesi,

Avrupa Birliği projesinin çöktüğünün ve daha çekirdek bir Avrupa'nın inşa edileceğinin

habercisi olmasıdır.

Yaklaşan fırtınayı görebilmek


Birkaç aydır, hep bu konuya, küresel ölçekte yeni eğilimlere dikkat çekmeye çalışıyordum.

Artık küresel sistem diye bir şey olmadığını, Transatlantik İttifakı'nın dünya düzenini tek başına şekillendirme gücünü kaybettiğini

, ABD-Avrupa denkleminin bozulduğunu, birkaç

çekirdek

ülke arasında yeni bir

üst yapı

oluşturulmaya çalışıldığını söylüyordum.



Ama bunlar oldukça

soyut

, ancak dikkatle izlendiğinde görülebilecek,

sessizlikte şekillenen

gelişmelerdi. Nedense

bizim aydınlarımız, siyasetçilerimiz, medyamız, gürültüden beslenir

. Oysa gürültü koptuğunda iş çoktan olup bitmiştir. Maharet sessizliği, sessiz eğilimleri izleyebilmek ve

yaklaşan fırtınayı

kestirebilmektir.



Yeni tür Alman ordusu kurmak


Merkel'in sözleri

malumun ilamı

dır. Yakında başka liderler de benzer sözler söyleyecek, ülkelerin iradelerini,

örtülü güç savaşını

daha net cümlelerle ifade etmekten çekinmeyecektir. Çünkü uluslararası sistem inşasına yönelik

bütün arayışlar çökmüştür

.

Birleşmiş Milletler sistemi çökmüştür. Avrupa Birliği projesi çökmüştür

. İngiltere'nin ayrılması birliğin çözülme sürecini başlatmıştır.



AB bir Alman projesiydi ve İngiltere ona ilk darbeyi vurmuş oldu

. Darbeler ardı ardına devam edecektir. Almanya, AB yerine daha dar ölçekte bir Avrupa projesini hayata geçirmeye çalışacaktır. Avusturya, Macaristan, Hırvatistan gibi

Alman ekseni

ülkeleriyle yeni bir birlik inşa etmeyi deneyecektir. Kuzey'den sonra Güney Avrupa ülkeleri de AB'den ayrılacak ve o

Roma İmparatorluğu
projesi

tarihe karışacak.



Almanya'nın son zamanlarda

“Avrupa Ordusu"

adı altında kendi ittifak ordusunu inşa etmeye yönelmesi ve savunma harcamalarını artırması dikkat çekicidir.

Almanya kendi çokuluslu ordusunu

kurmaya hazırlanırken

Alman milliyetçiliği

nin patlama noktasına gelmesi kaçınılmazdır.



Ulusüstü ortaklıkların artık etkisi olmayacak


Geleneksel üst yapı projelerinin çok dışında yeni bir eğilim öne çıktı. Birkaç

“kurucu ülke"

yeni bir şeyler deniyor.

Doğu-Batı ekseni dışında, G-7 modeli dışında

, daha dar ölçekte bir pazarlık öne çıkıyor. Küresel iktidarı şekillendirecek bu

pazarlık

nerelere uzanır, henüz bilmiyoruz ama

“yeni bir şeyler"

denediği kesin.



Arık ulus üstü ortaklıklar, çok katılımlı sözleşmeler, stratejik ortaklık ilişkileri ömrünü tamamladı. BM, NATO, İİT veya ASEAN benzeri ortaklıkların, üst yapıların da ömrü tükendi

. Doğu-Batı ekseni ya da ayrışması da keskin bir çizgi oluşturmuyor. Artık hem

yerleşik sistemlerin ağır yükü

nden, hem

ulus üstü yapıların hantallığı

ndan kurtulmak isteyen bir siyasi irade, perspektif öne geçiyor.



Üç lider rol/model olarak öne çıkıyor


Ne gariptir ki, bu yeni eğilimde

demokrasi ve insan hakları gibi değerler etkili olmayacak

. Geri plana itilmiş durumda ve kimse de bunları öne çıkarma ısrarında değil. Yeni dönemde

güç, kaynaklar ve pazarlar

her şey.



Ülkeler ittifaklardan çok kendi

tarihsel miraslarına, kimliklerine, ulusal iddialarına

sarılacak, bunları öne çıkaracak. Çok sert,

keskin bir uluslararası ilişkiler iklimi

ne girdik.



Liderler, karizmatik kişilikler, ülkelerini ve milletlerini iyi yöneten siyasi öncüler belirleyici olacak

. Onların tarihi başlayacak. Devletlerin, yerleşik sistemlerin bir adım geride duracağı bir dönem olacak. ABD'deki yerleşik sistemle savaşan

Trump

, Rusya lideri

Putin

ve Cumhurbaşkanı

Erdoğan

gibi liderlerin öncülük ettiği bir dönem bu.



Almanya'nın yalnızlaşması..


Merkel, çok

akıllıca

bir şey söyledi, yeni dönemin kapılarını açtı. O, ABD yerleşik sistemine de

mesaj

vererek, Trump'ın engellenmesini, böylece liderler çağının

başlamadan bitirilmesini

istiyor. Ama bunu başaramaz. Merkel, yaklaşmakta olan

“Alman yalnızlaşması"

nın önüne geçemez.



Trump Amerika'sı ile İngiltere yeni bir arayışa girdi

. AB'nin yerleşik sistemi ile ABD'nin yerleşik sistemi buna ne kadar karşı olsa da bir süre sonra

boyun eğmek

zorunda kalacak. Çünkü yeni eğilim, kısa zaman içinde birçok ülke tarafından benimsenecek.



Almanya-Türkiye kavgasının sebebi


Türkiye ile Almanya'nın arasının açılması

, 16 Nisan referandumu öncesi Almanya'nın bir

cephe

halinde Türkiye'yi vurması, “

Cumhurbaşkanlığı Sistemi"

ne geçişi engellemeye çalışması, bütün muhalefet çevrelerini tek cephede toplaması bu yüzden olabilir.

Türk-Alman ayrışmasının

gerçek sebebi AB'yi ayrıştıran bu yeni eğilim olabilir.



ABD
, Almanya, Rusya ve İngiltere arasında garip şeyler oluyor. Merkel'in açıklamaları, yeni bir kavganın hesaplaşmanın fitilini ateşledi

. Daha doğrusu, yaşanan hesaplaşmayı alenileştirdi.



Yeni ittifaklar nasıl kurulacak?

Kimler yalnız kalacak?

Türkiye bu siyasi iklimde nasıl bir yer edinecek? Konjonktürel ortaklıklar hangi ülkelerde çatışmalara,

savaşlara

yol açacak?



Şimdilik herkes yalnız.

Devamını zamanla göreceğiz…

#ABD
#Almanya
#Rusya
#İngiltere