AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmadı.
Özellikle AK Parti tabanının kabullenemediği,
açıkça ortaya koyduğu, iki siyasi partinin
uzlaşmalarının çok zor olduğu,
kurulsa bile uzun süre devam edemeyeceği
belli olan bir koalisyon görüşmesi yürütüldü. Sanki bir
istendi.
Koalisyon kurulsa
olacaktı, kurulan koalisyonun devamı da
olacaktı. Kamuoyu da,
siyasi karar mekanizmaları
da görüşmelerin başında hangi noktada ise sonuç ta öyle çıktı.
Türkiye kamuoyu “
bu işin tek çözümü yeniden seçim
” dedi. Geldiğimiz noktada, koalisyon görüşmelerinin başarısız olduğu gün de kanaatler 8 Haziran sabahından farklı değil. İmkansızı
anlamı yoktu ve Türkiye, normal yoluna, yeniden seçime gitmekten başka bir seçeneğe sahip değildir.
Terörü şantaj olarak kullandılar
Ama işin bundan sonrası önemli. Önümüzdeki tek gündem seçim değil. Her ne kadar koalisyon görüşmeleri
yürütülmüşse de,
olgun olmayan, çirkinleşen, Türkiye'nin üstünde çıkarların çatıştığı, bu çıkarlara göre iç politikayı dizayn etmeye girişen bir irade
var
Bu irade, seçim öncesi bir
başlattı ve Türkiye'yi böyle bir noktaya sürükledi.
Tayyip Erdoğan'ı harcama ve AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırma
esasına dayanan proje, dışarıdan
ydi ve onlar kaldıkları yeden hükümeti de şekillendirme çabalarına girdiler.
Seçim sonrası
koalisyonu zorlamak için terörü nasıl tahrik ettiklerini
, bütün ülkeye karşı nasıl şantaj unsuru olarak kullandıklarını gördük. Günlerdir AK Parti'yi bir şeylere
için
kan üzerinden bir senaryo
uyguladılar. Terörü tahrik ettiler, “
bunu ancak AK Parti-CHP koalisyonu durdurur
” mesajı verdiler. Zaten HDP'nin seçim kampanyasını da onlar yapmıştı. Seçim sonrası da HDP'nin pozisyonunu onlar belirliyordu.
Şimdi intikam saldırıları başlatacaklar
Peki ya şimdi?
AK Parti-CHP koalisyonu sağlanamadı ya, bunlar şimdi
başlatacaklar.
Terör, kan, ekonomik kriz, toplumsal kaos, sokak hareketleri
müthiş operasyonlara girişecekler.
AK Parti'den intikam almak için yola çıkacaklar ama
Türkiye'den intikam alacaklar
. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı vuralım derken bütün ülkeye kurşun sıkacaklar.
Türkiye için
servis edecekler. Ortadoğu'daki kaos fırtınısını içeri davet edecekler. Türkiye karşıtı
, emperyal güç, kalem tetikçisi varsa, onlarla iş tutacaklar, onlara
dağıtacaklar.
Terör örgütleriyle ortaklık kurdular
İlk formül çökmese içeride istedikleri gibi bir hükümet kuracak, politikayı,
iç iktidar yapısını dizayn
edeceklerdi. Koalisyonun üzerinden bir
deneyeceklerdi. Ardından Türkiye'nin dış politikasında radikal değişikliğe gidecek, ülkeyi eski ulus devlet sınırlarına çekeceklerdi.
Millileşme, yerlileşme, güçlenme
perspektifi boşa çıkarılacaktı. AK Parti
alınacak, kımıldayamaz hale getirilecekti. Hesap buydu. AK Parti'nin olduğu bir hükümette bunu
ama yine de hayalleri buydu.
Aslında seçim öncesinden hazırlanan plan biraz daha farklıydı.
HDP'yi alabildiğine öne çıkaranlar, MHP'yi de ikna edip CHP ile üçlü bir ortaklık kurduracaktı
. Bir tür “
” şekillendirilecekti. AK Parti iktidar seçeneklerinin tamamen dışına atılacaktı.
7 Haziran öncesi hesap buydu.
13 yıllık AK Parti iktidarından başka türlü kurtulma ihtimali de yoktu
. Bu yüzden, bir mühendislik projesi uygulandı. Meşru muhalefetin yanısıra,
gayri meşru bütün güçler, milli iradenin dışındaki bütün iktidar alanları ve terör örgütleri
bu amaç için seferber edildi.
Kimlik çatışmalarının siyasi zemini hazırlandı
Seçim sonuçları umutlarını artırmıştı. Büyük bir kamuoyu çalışması ile öne çıkardıkları HDP beklenenden bile fazla oy almıştı.
HDP üzerinden Kürt milliyetçiliği, CHP üzerinden de Alevi kimliği
harekete geçirildi.
Hem etnik hem de mezhep kimliği
bu proje için öne çıkarıldı. Gerekirse kullanılmak için iç çatışmanın siyasi zemini oluşturulmuştu.
7 Haziran seçimiyle siyasete servis edildi.
Artık koalisyonu şekillendirmek kalmıştı. AK Parti yara almış, tek başına iktidar olmaktan uzaklaştırılmıştı. Ama
sonuçlar sevindirse de, AK Parti'nin yara alması sağlanmışsa da eksikti
, onları bir çıkmaza da soktu.
Kürt milliyetçiliği, Alevilik ve Türk milliyetçiliği aynı eksende biraraya gelmesi imkansız
görünüyordu. Devlet Bahçeli oyunları bozdu. Böyle bir formülün, bütün
rağmen, gerçekleşmesi imkansız görünüyordu. Erdoğan ve AK Parti iktidardan tamamen tasfiye edilemeyecekti. Bu yüzden AK Parti'yi rehin tutacak formül AK Parti-CHP formülüydü. Buna razı oldular.
Şimdi bu da gerçekleşmedi.
haline geldi. Artık bundan sonra olacaklara odaklanmak, seçim sürecinden çok Türkiye'de ne olacak konularına kafa yormak gerekiyor.
Elleri yeniden tetiğe uzanacak
Bir intikam saldırısı olacak. Rahat durmayacaklar. Yine Erdoğan ve AK Parti siyasi aklını tasfiye etme üzerinde yoğun bir
yapılacak. AK Parti'ye yakın çevrelerden,
ona yakın medya çevrelerinden devşirdikleri her yanı oynayan tiplerle bu operasyonu servis etmeye
çalışacaklar. Bu arkadaşlar da utangaç biçimde bu proje için seferber olacaklar. Proje, bugüne kadar olduğu gibi yine
Aydın Doğan'ın karargahlarından
yürütülecek, medya organlarından servis edecekler.
Gezi isyanı sırasında DHKP-C'yi, 17 Aralık'ta Paralel'i destekleyen, son dönemde ülkeye terör üzerinden şantaj yapanlar
, yine terörle, yine gayri meşru unsurlarla ortaklıklar kuracak, onların kanlı cinayetlerini aklayacak,
saldırılarına destek verecek, bu saldırılar üzerinden müthiş bir yıpratma kampanyasına başlayacak, ülkeye yeni
yaşatacaklar.
Toplumsal duyarlılık için seferber olma
Koalisyonu yönetememişlerse yeni seçim sürecini yönetmeye girişecekler.
İşte bu dönemde olağanüstü çirkinlikler görebiliriz.
Siyaseti kendi haline bırakmak istemeyenler,
milletin seçimine müdahale
etmek isteyenler tamamen
çerçevesinde ülke içindeki bütün
zaaf alanlarını, çatışma alanlarını
istismar edecekler. Ellerinden gelirse Türkiye'ye büyük bir kaosa sürükleyecek, olağanüstü durum oluşturacak, Kürt milliyetçiliği ve Alevi kimliğini bu çirkin iktidar arayışının malzemesi yapacaklar.
Önümüzde sadece yeni bir seçim yok, bu uğursuz hesaplar var.
Milletin tercihine karşı, dar iktidar oligarklarının kirli hesapları var. Bu anlamda bizim de toplumsal duyarlılık için seferber olma
zorunluluğumuz var.